2

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarının hemen ardından CHP’ye yakınlığı ile bilinen Halk TV, Tele1 ve Sözcü gibi muhalif yayınlar bir süre sessizliğe gömüldü.

Durduk yere kamuoyunun gündeminden düşmüş ve CHP açısından unutulup gitmesin evla olduğu başörtüsü konusunu gündeme getirmişti Kemal Kılıçdaroğlu.

Kim akıl verdi, ne düşündü, neden böyle bir reaksiyon gösterdiğini kimse anlamadı ama AK Parti’nin önüne öyle bir muz orta yaptı ki, AK Partililer bile şaşırdı bu duruma.

Muhalif gazetecilerin yüzlerini gördüğünüzde hayal kırıklıklarını direkt hissettiriyorlar. Hala şoku anlatamadıklarını ifade etmeliyim. 

Cumhurbaşkanı, ömrünü bu mücadeleye vermiş olan Recep Tayyip Erdoğan kürsüye çıktı ve son ayların en net ve en kesin darbesini indiriverdi Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’ye. Hem yerden yere vurup rezil rüsva etti hem de sol basının ortak başlığı olan “El Yükseltti”.

Bireysel hak ve özgürlükler kanunla değil anayasa güvencesi altını alınmalı diyerek topu CHP’nin filelerine gönderdi.

Böyle bir tartışma yokken, konu kendi sürecinde halloluş ve CHP’nin tarihine kara bir leke olarak geçmiş başörtüsü yasaklarını yeniden hatırlatmak CHP açısından tam bir harakiri oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha oradan bakanına talimat verdi.

Anayasa değişikliği için hazırlık yapın…

Pazartesi Anayasa değişiklik çalışması önce Cumhurbaşkanına ardından da meclise gidecek.

Oy devşirmek isterken şimdi ciddi bir samimiyet testine tabi tutulacak CHP.

Bakalım ne yönde oy kullanacaklar? Aslında hemen bu açıklamaların ardından sızlanmaya ve kıvırmaya başladılar ancak laf ağızdan çıkmış oldu bir kere.

Bir süredir ajans oldukça iyi manevralar yaptırıyordu Kılıçdaroğlu’na.

Ancak anladığım kadarıyla Kılıçdaroğlu için ajans da ümidini kesmiş olacak ki böylesi vahim bir yanlışa itti kendisini.

En büyük tepkiyi kendi tabanından gören Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı hayallerine bile mal olabilir bu hatası.

Birde sağ muhafazakar kesimin ironiye vurması işi aynı zamanda konu mizahını da gündeme getirdi. Şöyleki sosyal medyada sağ muhafazakar isimlerin laiklik elden gidiyor esprileri dolaştı durdu.

Bu çıkışı yaptırmalarının bir tek nedeni olabilir.

Adaylık konusunda ısrarcı olan Kılıçdaroğlu’na ayar vermek.

Onun adaylığını engellemek.

Bunun başka açıklaması olamaz. Türkiye artık vesayetin hakim olduğu bir devlet değil ve o vesayet hayallerinde geri dönmesi mümkün değil.

O halde vesayet dönemini hemde vesayetçilerin liderinin yeniden gündeme getirmesinde, siyaseten bir çıkar olmadığı gibi siyaseten bir tükeniş görüntüsü oluştu.

Ne demişti Kemal Kılıçdaroğlu “Benimlemisiniz bilmek istiyorum”

Sanıyoruz ki bu kendisi ve CHP açısından ölümcül hatasından sonra onunla olanların sayısında ciddi bir azalma olacak.

Bu saatten sonra görülüyor ki adaylığı daha da tartışmalı hal aldı.

——————-

Hayaldi geçti, Masa’ldı bitti…

Uzur süredir kamuoyu gündeminde muhalefetin yer tutmasına neden olan altılı masa toplantılarının da albesini sona erdi.

Artık masadan kimse açıklama beklemiyor.

 Kimi aday göstereceklerini merak etmiyor. Çünkü herkes o masadan bir aday çıkmayacağını artık anladı.

Masa toplantılarının devam ediyor olmasının yegane nedeni milletvekilliği ve mecliste kimin ne kadar vekille temsil edileceğine yönelik. Masada gelinen noktada aslında artık güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili de bir umut olmadığını söyleyebilirim.

Öyle ki bunca zamandır daha söyledikleri sistemin ufacık bir açıklamasını yapan olmadı, olamadı. Gözü masada olanların da hayalları böylece son bulmuş oldu. Masa’ya inanç kalmadı anlayacağınız.

Zaten İYİ Parti’nin kongre kararı ile bu partinin nasıl bir süreç geçireceği de belli değil.

Orada yaşanacaklar, belki ittifakların bile ciddi değişimine yol açabilir.

Sonuç olarak peri masalı gibi başlayan masa toplantıları cadı hikayesine evrilmek üzere.

Türkiye’ye umut olmaktan çok uzak bir oluşumun daha ne kadar sürdürülebildiği ise muamma.