BESOB’un hedefinde ne var?

Yayın: 28.09.2023 17:59 - Güncelleme: 29.09.2023 18:45

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Elbette, olmasını beklediğimiz depremler olana kadar oturup hep depremden söz etmeyeceğiz.

Yaşam bir şekilde devam ediyor.

Zaten halkın yapacağı pek bir şey de yok!

Kurumlar burada öne çıkıyor.

Belediyeler.

Valilikler…

Kaymakamlıklar.

Meslek odaları…

Esnaf birlikleri…

Körfez depreminden sonra o vakit Kandilli Rasathanesi Müdürü olan rahmetli Prof. Dr. Mete Işıkara, “Deprem öldürmez çürük bina öldürür” demişti.

Binalar çürük ise…

İmara açılan yerler fay hatları üzerinde ise…

Denetim mekanizması iyi işlemiyorsa…

Depremde kaçınılmaz son belli…

Japonlar neredeyse her gün sarsılıyor, üstelik bizde yaşanan depremlerin çok üstünde şiddetle sarsılıyorlar ama bizdeki gibi acılar yaşamıyorlar.

Ölen yok.

Yıkılan bina yok.

Yaşam normal seyrinde akıp gidiyor.

Enflasyon, kur dengesizliği, işsizlik, gelecek kaygısı gibi sorunların günlük yaşamın rutini haline geldiği Türkiye’de insanlar başlarını sokacakları evlerin depreme karşı dayanıklı olup olmadığı noktasından çok uzakta kalıyorlar.

Esasında vatandaşın derme çatma yaptığı gecekondulardan daha çok projeli konutlar depremlerde daha büyük faciaların yaşanmasına neden oluyor.

Hatay, Malatya, Maraş, Antep gibi şehirleri altüst eden Pazarcık depreminin bilançosunda ortaya çıkan tablo buydu.

Belediyeler ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bu konuda çok hassas olması gerekiyor.

Yani, planlama ve yapım aşamasındaki denetimler vatandaş duyarlılığından çok daha öne çıkıyor.

Doğru zemin, doğru malzeme konusunda denetimler etkin olursa, deprem kâbus gibi ülkemizin üzerine çökmez.

Elbette odaların, meslek kuruluşlarının, esnaf örgütlerinin, sendikaların üyeleriyle oluşturacağı etkileşim birçok konuda olduğu gibi deprem konusunda da önemli sonuçlar doğurabilir.

Hem şu parantezi açalım.

2023 başında ülkemizi yasa boğan 10’a yakın kentimizi adeta yutan Pazarcık Depremi sonrası bölgede yardım çalışmaları içinde yer alan BESOB’un Başkanı Fahrettin Bilgit, yaşananlardan çok büyük dersler çıkardıklarını söylüyor.

Bursa Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği olarak kendi arama kurtarma ekiplerini kurmak için çalışma başlattıklarını belirtiyor.

Bursa’nın 17 ilçesinin birbiriyle eşleştirilerek olası facialara karşı hazırlıklı olmak istediklerinin altını çiziyor.

Bursa’nın birçok Anadolu şehri gibi deprem bölgesinde yer aldığı düşünülürse bu çalışmaların hayata geçirilmesi yaşanacak faciayı önlemeye yetmese de sonrasında birçok hayatın kurtarılmasına katkısı sağlayacaktır.

Maalesef Bursa, deprem gerçeğiyle pek yüzleşmiş gözükmüyor.

Mesela, olası bir depremde şayet hayatta kalırsa kim kendisi için belirlenmiş toplanma yerini biliyor?

SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ