0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Tarımsal üretim kapasitesi ile hem yurt içi hem de yurt dışına önemli oranda ticaret gerçekleştiren Yenişehir Ovası'nı besleyen derelerin son hali İYİ Parti Yenişehir İlçe Teşkilatını harekete geçirdi. İlçe Başkanı Ercan Özel ve beraberindeki heyet bölgedeki derelerde incelemelerde bulundu.

Çevre kirliğinin tarım arazilerine ciddi oranda zarar verdiğine dikkat çeken İYİ Parti Yenişehir İlçe Başkanı Ercan Özel, yeklileri göreve çağırdı.

Ercan Özel, şöyle konuştu:

“SORUNU ÇÖZMELERİ GEREKİYOR”

“Zehirleyen bu önemli bir çevre katliamı yaşanıyor. Yenişehir Türkiye’nin en önemli tarım alanlarından birisi. Önemli bir sebze meyve ambarı bu ovalar. Maalesef koca su deresinden beslenen Yenişehir ovası çok ciddi bir tehlike altında. Bu kirli akan derede koca suyu besleyen derelerden bir tanesi ama gıda üzerine dayalı sanayilerden çıkan zehir sular maalesef buraya gönderiyorlar. Bunlarda Kocasu’ya karışıyor. Yenişehir ovanının ürünleri bu pis ve zehirli sularla sulanıyor. Bu suyun torağa çok ciddi anlamda etkisi var. Yenişehir’de 400 bin metrekarelik tarım arazisi mevcut ve bunun yaklaşık 340 bin metrekarelik arazi Kocasu’dan gelen sularla besleniyor. 

Bundan 10 yıl öncesine bakıldığında bir tarladan yılda 6-7 kez biber alınıyordu. Ama şimdi birinci el ürün alımından sonra çok ciddi üretim sorununa dönüştü.

Sanayi tesislerinin atıklarının bertaraf edilmesi gerekiyor denildi ama maalesef geçen süre içinde her hangi bir girişimde bulunulmadı. Böyle olunca sanayi tesisleri masraftan kaçarak zehirli atıklarını Kocasu’yu besleyen derelere akıttılar.

Bu da yüzbinlerce dönümlük Yenişehir Ovası’nın yok olmasına sebep olacak 5-10 yıl sonra. Yöneticilerin kesinlikle, kafasının yastığa rahat koymaması gerekiyor. Uyumamaları gerekiyor. Bu sorunu çözmeleri gerekiyor.” 

Kocasu ve o suyun birleştiği Boğazköy Barajı’ndan sulanan tarlalar her geçen gün verim kaybediyor.

Çiftçiler bir yandan düşen ürün rekoltesi ile bir yandan da balçıklı sudan zarar gören tarım aletlerinin maliyetiyle uğraşıyor.

Her sezon damlama sistemi değiştirdiklerini söyleyen çiftçiler, tıkanan sulama araçlarını elleriyle temizleyerek sağlıklarını da tehlikeye atıyor.

Menteşe Mahallesi’nin verimli binlerce dönümlük arazisi de çevre kirliliği yüzünden tehlike altında.

Bölgenin geçin kaynağının tarım ve hayvancılık olduğunu söyleyen Muhtar Erdem Bayram, çiftçinin içinde bulunduğu durumu şöyle özetliyor;

“BU SU YENİŞEHİR OVASI’NI ÇORAKLAŞTIRACAK”

“Menteşe köyünde 4 bin 200 dönüm tarım arazisi bulunuyor. Burada biber domates ve fasulye üretimi gerçekleştiriyoruz. Ancak tarlalarımıza gelen Kocasu’yun kirli suyu ürünlerimizin rekoltesinde ve kalitesinde düşücü neden oluyor. Önceden derin kuyularımız varken, randımanlı mahsuller yapıyorduk. Şuanda anda yapamaz hale geldik. Çok kötü durumdayız. Sulama birliğine bilgi verdik ancak onlarda suyun mahsule zararı olmadığını söyledi. Ama biz inanmıyoruz.  Suyun çok zararı var bu tarlalardan da belli oluyor mahsullerden de belli oluyor. Böyle giderse bu su Yenişehir Ovası’nı çoraklaştıracak. Yetkililer, bir an önce çözüm bulsun.”

Geçimini tarımcılıkla sağlayan Orhan Çelik de topraklarının yakın bir zamanda çoraklaşmasından korkuyor.

Hem iç hem de dış piyasaya ürün yetiştirdiklerini belirten Çelik, ürün kalitesinin düştüğünü savunuyor.

“TUZLU SULARIN ATIKLI MADDELER ÜRÜNLERE ZARAR VERİYOR”

Çelik, “Bu güzel ova 8-10 yıl içinde çoraklaşır. Biber ve fasulye yetiştirişiyim. Şu anda derin kuyulardan aldığımız sularla, Boğazköy’den aldığımız suların arasında verim kaybı yüzde 50 ve her geçen yıl daha da aşağıya çekiyor. Her sene tuzlu su, tuzlu su atık maddeler bu toprağın ölümüne neden oluyor. Ürünlerde kalite tamamen düşmüş durumda. İç piyasaya bile malı çıkartamıyoruz çünkü, maliyet açısından hem de kalite düşüyor” dedi..

“BİZ BURAYA 3 YILDIR ARITMA İSTİYORUZ”

Tarım arazilerinin zehirli su kullanmak istemediklerini belirten Menteşe Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatif Başkanı Cevat Acar, sorunu Yenişehir Sulama Birliği’ne ilettiklerini ancak birlik yetkililerinin de konuya duyarsız kaldığı belirtiyor.

Acar, “Biz her yıl su birliğine gidip, diyoruz ki bizim suyumuz çok pis. Biz her yıl damlama alıyoruz. Damlamalar bir ay içinde tıkanıyor. Çamurdan ve pislikten. 3 ayda atıyoruz bu damlalıkları. Su da bir maliyet bize. Mısırların durumu ortada. Alçaklı, yüksekli boyları oluşuyor. Su damlatan yerler güzel, damlatmayan yerlerde ürünler boy atmıyor. Hem ürün olarak kötü oluyor yeterli tonaj alamıyoruz hem de kullandığımız damlalıklar zarar görüyor.  Biz buraya 3 yıldır arıtma istiyoruz. Ama ilgililer gelip de kontrol bile etmiyor. Bu baraj suyu ile sulandığı sürece bu arazilerden hiçbir şey üretilmez sadece yonca üretiriz birkaç yıl sonra.” dedi.

Bursa’da çevre kirliliğinin üst seviyeye çıktığını söyleyen Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği'nden (DOĞADER) Murat Demir, başta Bursa Valiliği olmak üzere il ve ilçe belediyelerinin acilen çevre eylem planını devreye alması gerektiğini belirtti.

Demir, şunları söyledi;

“Bursa’nın içine girip çıkan bata nilüfer çayı olmak üzere bütün derelerimiz kirli. Ya evsel ye da fabrika atıklarıyla kirletiyoruz. Yenişehir’deki olayda iki fabrikanın dereye atıklarını deşarj etmesi nedeniyle kirliliği görüyoruz. Burada yeklilere bir kez daha sislenmek istiyoruz. Çünkü bu firmalar ÇED raporunu alırken, çevreye zarar vermeyeceklerini taahhüt ediyorlar. Biz bilimden uzak, kopyala yapıştır ÇED raporlarına itiraz ediyoruz.

“ACİL EYLEM PLANI HAYATA GEÇİRİLMELİ”

Şimdi biz yetkililere diyoruz ki; ÇED raporlarını onayladınız, verdiniz. O firmalarda doğayı kirletmeyeceklerine dair taahhüt etti. Ama görüyoruz ki, o firmalar doğayı kirletti.  Bu gün yetkililer görüyorlar, farkındalar ama arkalarını dönüyorlar, duymamaya görmemeye çalışıyorlar. Biz artık sessiz kalmak istemiyoruz. Bursa Valiliğinin, Şehircilik Bakanlığı’nın, büyükşehir belediyesinin ve ilçe belediyelerinin acil eylem planlarıyla bunların önüne geçmesi gerekiyor.”