0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

BUYSAD tarafından yapılan açıklamada, bazı temel gıda ürünlerinin fiyatlarının belirli bir süre devlet tarafından sübvanse edilmesi halinde hem dar gelirli kesimin hem de üreticilerin rahat bir nefes alacağı, bu sayede ekonominin canlanacağı vurgulandı. Yazılı bir açıklama yapan BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, 2 yıldan daha fazla süren korona virüs salgını, kuraklık ve Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sebebiyle gıda fiyatlarının tüm dünyada aşırı yükseldiğini belirtti. Yükselen gıda fiyatlarının enflasyona olumsuz etki yaptığına vurgu yapan Dönmez, “Macaristan’da bu soruna çözüm bulmak için güzel bir çalışma yapıldı. Ülkede bazı temel gıda ürünlerinin fiyatları 1 Şubat ile 1 Mayıs arasında 15 Ekim 2021 yılı fiyatlarına sabitlendi. Böylece ülkede özellikle dar gelirli kesim rahat bir nefes aldı. Türkiye’de de benzer bir uygulama yapılması halinde hızla yükselen enflasyona dizgin vurulacaktır ve herkes rahat bir nefes alacaktır” dedi.
Halkın temel ihtiyaç maddeleri hakkında da öneri sunan BUYSAD Başkanı Coşkun Dönmez, bu ürünlerin kırmızı ve beyaz et, süt ve süt ürünleri, un, makarna, pirinç, bakliyat, yağ, şeker, salça, patates, soğan olduğunu belirtti. Bu ürünlerin fiyatlarının geçen yıl sonbahardaki artışın başladığı fiyatlara sabitlenmesi halinde özellikle dar gelirli kesimin üzerinden çok büyük yük kalkacağına vurgu yapan Dönmez, “Uygulama tarla ürünlerinin çıkacağı zamana kadar yapılsa bile sorun büyük ölçüde çözülür. Bu uygulama bütçeye yük getirse bile enflasyon kontrol altına alınacağı için ekonomide büyük rahatlamaya yol açacak. Ayrıca gıda fiyatlarının sabitlenmesi ile sanayideki üretim maliyetleri de düşecektir. Bugünkü fiyatlar ile dört kap yemek 30 liraya dayandı. Bu maliyetler üretim maliyetlerini arttırdığı için üretici fiyatlarına olumsuz yansıyor ve enflasyonu tetikliyor. Temel gıda fiyatlarını bir süreliğine sabitlemek ülkemizde moral ve motivasyonu da arttıracaktır” dedi.
Devletin pandemide kısa çalışma ödeneği, devlet destekli düşük faizli kredi, esnafa hibe destekleri gibi uygulamalar yaparak ekonominin çarklarının dönmesini sağladığına vurgu yapan Coşkun Dönmez, kur korumalı mevduat desteği uygulamasının da yaşanan kur ataklarını önlediğine dikkat çekti. Bu uygulamaya geçilmesi halinde hazineye bir yük bineceğinin farkında olduklarını ifade eden Dönmez, “Sabit fiyat uygulamasına geçilmesi halinde şirketlerin zararını hazine karşılayacağı için elbette hazine bu durumdan olumsuz etkilenecek. Bütçe dengeleri sarsılacak. Ancak bugünkü fiyatlar ile insanların beslenme sorunu var. Sonuçta tarla ürünleri çıktığında uygulama sona erecek. Ama bu kötü gidiş frenleneceği için ekonomi dengeye oturacak” dedi.

"Köklü çözüm getirmek şart"
Coşkun Dönmez, gıda konusunda yaşanan sorunların kalıcı çözümü için Türkiye’de tarım ve hayvancılık politikalarında köklü bir değişikliğe gidilmesi gerektiğini de ifade etti. Türk tarımı ve hayvancılığının dışa bağımlılıktan kurtarılması gerektiğini vurgulayan Dönmez, şunları kaydetti:
“Tarım ve hayvancılıkta üretim maliyetlerini düşürmek zorundayız. Dört mevsim yaşanan, verimli arazilere sahip ülkemizde üretimde kullanılan bazı kalemlerin düşürülmesi gerekiyor. İlk akla gelen tarımda kullanılan mazotun desteklenmesi. Yerli gübre üretiminin ve gübre hammaddesi üretiminin teşvik edilmesi, zirai mücadele ilaçlarının yerlileştirilmesi, meraların etkin kullanımının sağlanması, boş arazilerin ekimi için önlemler alınması, sulu tarım uygulamalarına destek olunmadır. Bunun için çok acil, kısa, orta ve uzun vadeli politikalar belirlenmesi halinde Türkiye gıda konusunda dışa bağımlılıktan kurtulacağı gibi ihracat da yapabilecek konuma gelecektir.”