5

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İktidarın yancısı olduğunu düşündüğüm Barış Yarkadaş ne kadar algı yaratmaya çalışırsa çalışsın, 4-5 Kasım tarihlerindeki kurultayda CHP’nin bugünkü genel başkanının işi hiç kolay değil.

Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı yapmak için 6-7 ay öncesinden kampanya başlatan Barış Yarkadaş şimdi de onu yeniden genel başkan yapmak için algılara oynuyor.

CHP’ye kaybettirmek, çağdaş insanları sandığa küstürüp AK Parti’ye dolaylı hizmet için yoğun çaba gösteriyor.

****

Yarkadaş, CHP Bursa Kongresi’nden sonra ‘Kemal Kılıçdaroğlu ekibi kazandı’ diye yazmıştı. Oysa Bursa’dan seçilen delegeler blok halinde genel merkez yanlısı değildi.

Yarısı değişimci, yarısı Kılıçdaroğlu yanlısıydı.

Ancak bugün gelinen noktada değişimciler bir adım öne geçti.

Yaptığım görüşmelerden sonra diyebilirim ki, 40 seçilmiş Bursa delegesinden 25’si Özgür Özel’e oy verecek.

Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş’ın ekip arkadaşı CHP Yıldırım İlçe Başkanı İlhami Gür bile mahallelerde değişim yanlısı olduğunu açıkça dile getirmeye başladı.

Aslında yurttaşların arasında küçük bir araştırma yapan bile durumun farkına varır.

Kişisel çıkarları ülke ve parti çıkarlarının üzerinde değilse elbette…

Yıldırım’ın nabzını elinde tutan Şahin Sevinç “Nereye gitsem Kemal Kılıçdaroğlu seçilirse oy vermeyiz diyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu’nun kesinlikle aday olmaması lazım” dedi görüşmemiz sırasında…

****

Doğal delegelere gelince…

Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu açıkça tavrını Özgür Özel’den yana koydu.

Bulgaristan göçmeni, yurttaşlarla bağını hiç koparmayan Hasan Öztürk sessiz kalsa da oyunu değişim doğrultusunda kullanacağını tahmin ederim.

Bursa’nın doğal delegelerinden Orhan Sarıbal ile Lale Karabıyık’ın Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vereceğini düşünüyorum.

****

Salgın sürecinde Bursa’dan çıkarak Türkiye kamuoyunu aydınlatan Bursa Milletvekili, Prof. Dr. Kayıhan Pala ise değişimcilerden yana…

Almanya’da katıldığı kongre sonrasında ayağının tozuyla ziyaretime geldi ve şunları söyledi:

“Ben değişimden, Özgür Özel’den yanayım. Yeni tüzük değişikliği önerisinde ‘Başarılı olmayan il yönetimleri otomatik olarak düşer’ diye bir madde konulmak isteniyor. Bu genel merkez için de geçerli olacak mı? Sosyal demokrat kültürde bir lidere gidin denmez, o zaten başarılı olamayınca kendiliğinden çekip gider.”

GİDERLERSE GİTSİNLER, ÖYLE Mİ?

Dünya Sağlık Zirvesi için Almanya’ya giden Prof. Dr. Pala orada Türkiye’den göç eden meslektaşlarıyla da buluştu.

Kayıhan Pala, “Yabancı hekimlerin yarısı Türk oldu. Giderlerse gitsinler sözünün Türkiye’yi getirdiği yer burası. Gitme eğilimi de giderek artıyor” dedi ve çok ilginç bir tanıklığını aktardı:

“Geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle hastaneye kaldırılan mühendis bir arkadaşım, sağlık çalışanlarının tamamının doktor, hemşire dahil hepsinin Türk olduğunu öğrenince, Türkiye’deymiş gibi hissettiğini anlattı bana!”

****

Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Belçika İklim Bakanı’nın zirvedeki konuşmasının çok önemli uyarılar içerdiğini söyledi.

En çarpıcı cümlesi de şuydu:

“İklim krizini görmezden gelenler dünyayı felakete sürüklüyorlar.”

ÖRGÜTSÜZ PARTİ OLMAZ!

CHP’de örgütsüz parti denemesini Bülent Ecevit yapmaya çalıştı. 12 Eylül’den sonra CHP’nin sorunlu tiplerini bir kenara bırakarak DSP’yi kurdu. Tarihsel kişiliğinin getirdiği avantajla ilçelerde 400’den fazla üye yaptırmadı. Kongrelerle değil atamalarla il ve ilçeleri değiştirdi.

Türk siyasetinin darmadağın bir görüntü sergilediği 1999 seçimlerinde, Apo’nun yakalanmasının getirdiği rüzgara rağmen yüzde 21.75 oy aldı.

Örgütsüz partinin gelebileceği azami nokta oydu.

****

Benzer bir süreci Kemal Kılıçdaroğlu yönetmeye çalıştı. Parti örgütünü yok saydı, danışmanlarla CHP’yi idare etmeye çalıştı.

Şehirlere gittiğinde kanaat önderleriyle görüşüp, parti merkezlerine uğramadı, onları yok saydı.

Bakıyorum da son dönemlerde il başkanlarını tek tek genel merkezde kabul etmeye başladı.

Ne oldu hangi dağda kurt öldü?

Kaybetme telaşı olmasaydı Kemal Kılıçdaroğlu il başkanlarını tek tek ağırlayıp, onlara basın servis ettirir miydi?

****

Bu yazının dipnotu: Örgütü fetişleştirmek de istemem. Sonuç olarak parti örgütü araçtır, amaç değildir.