İnsana odaklanmalıyız!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Millet ayakta…

Devlet ayakta…

Asker ayakta…

Kamu ayakta… 

Sivil toplum ayakta…

Daha ilk dakikadan beri herkes ayakta. Anadolu her anlamda özel bir coğrafya. Zor olmasına rağmen bu toprakları vatan bilmiş bir milletin her şartta sahip çıktığı bir vatan. 

Eşi görülmemiş bir felaketle karşı karşıya kalan Anadolu, bir kez daha dayanışmayı bir kez daha insanlığı bir kez daha feraseti ispat edercesine acıların içinde bir mucize ortaya koyuyor. 

Bıraksan tüm Türkiye o bölgeye akacak. 

Öyle bir millet ki evindeki tek ekmeği kapmış afete uğrayan insanlara götümenin derdinde. 

Bir millet ki dayanışma ve fedakarlığın destanını yazıyor adeta. 

Acılarımız taze yaralarımız kanıyor. 

Gün birlik beraberlik günü ve çok ufak tefek durumlar hariç tek yumruk tek vücut durumdayız. 

Önce canlara ulaşmanın insanı yaşatmanın mücadelesini verecek, sonra cenazelerimizi uğurlayıp enkazları kaldıracağız. 

Sonra eşi görülmemiş olsada bu coğrafyada neden biz bu acıları yaşıyoruzun muhasebesini yapacağız. 

Dün daha kötü bugün daha iyi durumdayız…

Ama…

Bu canımızın acımasını, yüreğimize ateş düşmesini engellmiyor. 

Bir tek insanımızın bile burnunun kanamasına tahammülümüz yok. 

O halde insan odaklı bir merkeze yönelmekten başka çaremiz yok. 

Devlet de sistemde insana odaklanmak durumunda. 

Yürekli insanların ucuz ölümlere muhatap oldukları bir ülke değil,güzel yürekli insanların insanca yaşadıkları bir ülke haline geleceğiz. 

Bunun için mücadele edeceğiz. 

Birlik olunca aşamadığımız engel, yıkamayacağımız duvar, geçemeyeceğimiz hendek olmadığı ortada. 

Bu enerjimizi, bu gücümüzü bugüne, yarına ve geleceğe çok daha insanı çok daha güvenli bir yaşam kurmak için harcadığımız anca çözeceğiz her şeyi. 

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın 

Düsturu ile bu coğrafyayı kader bilmiş bir milletin artık evlatlarını bu kadar kolay heba etmemesi gerektiği, afete değil insan yapısı hatalara kurban vermemesi gerekiyor.

Şimdi…

Bir yandan insanı yaşatmak insanlarımızı yaşatmak için mücadelemizi verirken bir yandan da acılarımızı yaşayacağız. 

Bugünden sonra da bir kez daha bu acılara maruz kalmamanın yollarını arayacağız. 

Bu kez artık sadece konuşmak sadece acılarımızla kavrulmak sadece temenni etmekten öteye geçmemizin vakti, yaşantımızı medeniyetimizin gelişmişlik seviyesine ulaştırmak, inançlarımızın sık tuttuğu noktaya taşımak durumundayız. 

Hesap günü geldiğinde, 

O hesabı vermenin gayreti içinde, çocuklarımızın yüzüne bakabilecek onlara umut verecek duruma gelmek zorundayız. 

Dün savaştıklarımızın bugün anlamsızlığını bilerek, insana odaklanmaktan başka çaremiz yok. 

Yaşantımızı kültürümüzle harmanlayıp, yaşantımızı inançlarımızla sürdürmeli, mazlumlara umut olan ülkemizin insanına da olması gereken değeri ve kıymeti sağlaması en büyük dileğimiz. 

Yöntemimimizde oldukça bildik. 

Bugün ne yapıyorsan yarın onu yapacağız. 

Birlik beraberlik ve dayanışma ile hayallerimize, olması gereken noktaya ulaşacağız. 

Yeter ki bugünkü dayanışma ve feraseti yarına taşıyabilelim.