23,1932$% 7.52
25,1366€% 8
29,2631£% 7.56
1.451,55%6,65
2.371,00%5,49
612869฿%8.64739
Yayın: 27.03.2023 20:58 - Güncelleme: 29.03.2023 17:22
Bursa’da, Dilek Durak ismini duymayan var mıdır bilmiyorum, ama duyanların/bilenlerin nazarında dur durak bilmeyen, herkesin derdiyle dertlenen iyi bir insan olduğundan şüphe yok.
Dilek hanım, yine o kendine has naif üslubu ve sade şıklığıyla İYİ Parti’ye, partideki konuşmasıyla da Bursa siyasetine adeta bir kadın damgası vurdu desek yanılmış olmayız.
Siyasette olup bitenlere az-çok kulak kabartanlar hatırlayacaktır. Dilek Durak, İYİ Parti’ye katılırken de vurmuştu o damgayı Bursa’da. Öyle ki; beraberinde iki yüzü aşkın kişiyle bir bayram günü İYİ Parti’ye katılarak partide adeta çifte bayram yaşanmasına neden olmuş ve sonraki süreçte partisine çokça insan kazandırarak hem sevgisini hem de sevildiğini ispat etmişti. Ve dün, kendisini sevenlerin huzurunda ve alkışlarıyla İYİ Parti’den milletvekili aday adayı olduğunu açıkladı.
“Bana soruyorlar, ‘Nasılsın?’ diye…” diyerek konuşmasına başlayan Dilek hanımın cevabı da bir hayli ilginçti. “Ülkem gibiyim diyorum. Bir yanım enkaz altında ölü, bir yanım selde kayıp. Bir yanım öksüz, öbür yanım yetim. Bir yanım yaralı, öbür yanım darmadağın…” sözleriyle tarif etti nasıl olduğunu.
Ancak bu kadarıyla yetinmedi. “Fakat bu böyle devam edemez…” diyerek gidişata dair itirazını da iliştirdi cümlelerin ekine. “Toparlanmamız lazım. Toparlayacak bir el, bir lider lazım…” diyerek bir yol açtı. Adeta açtığı yoldan yürürcesine; “İşte bunun için ben istiyorum ki; artık vatana bir kadın eli değsin. Ben istiyorum ki; memlekete bir kadın zarafeti dokunsun. Ben istiyorum ki; millete bir kadın şefkatiyle bakılsın. Ben istiyorum ki; Anadolu’yu artık bir ana yönetsin…” sözleriyle çareye de işaret etti.
Aynı zamanda, Bursa’da, Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı da olan Dilek Durak‘ın, kadın baskın konuşmasını dinlerken, Antik Yunan yazarlarından Aristophanes‘in “Kadınlar Mecliste” isimli komedya yapıtı canlandı gözümde.
Özetle kitapta, yönetme işini erkeklerden daha iyi yapacaklarına inanan kadınlar, yönetimi devralmak isterler. Bu yolda herkesi ikna etme çabası ve bunun için başvurdukları şaşırtıcı yol anlatılır. Öyle ki; kadınlar, erkek elbisesi giyip gizlice Meclis’e girerler, demeçler verirler ve denenmemiş tek yöntemin bu olduğu vurgusuyla herkesi ikna ederek, yönetimi oy birliğiyle kadınlara devredilmesini sağlarlar.
Kitapta, kadınların yönettiği ütopik devletten bahsedilse de bizim için ütopik değil aslında kadınların devleti yönetmesi. Dünya tarihinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan ilk ülkelerden birisidir Türkiye.
Bir dönem sırf başını örttüğü gerekçesiyle kadınların okullara, hatta oğlunun yemin törenini izlemek için kışlalara bile sokulmadığı utanç verici yılları yaşamış ve bunu yaşatanlar hak ettikleri cezaları almamış olsalar bile; 1935 yılında, aralarında Bursa’dan Şekibe İnsel’in de yer aldığı 17 kadının Meclis’e girdiği bir ülkeyiz.
Bugün, Meclis’teki kadın temsilci sayısı yetersiz. Kadın-erkek ayırt etmeden, temsilcilerin liyakat ve duruş sorunu olduğu da ortada. Bu sorunun sebebi sayılan sistem krizini de bilmeyen yok. Buna karşın yine de benim temennim bu seçimle birlikte daha çok kadının Meclis’te olmasıdır. Bundan mütevellit yazımın başında/başlığında ‘Kadınlar Meclis’e” demeyi tercih ettim.
Toparlayacak olursak; İYİ Partili Dilek Durak, iyi bir vekillik yapacağının işaret fişeğini dün İYİ Parti İl Başkanlığı’ndan ateşledi diyebilirim. Umarım, kendisi gibi daha birçok kadınla birlikte Meclis’te yerini alır ve kendisinin de söylediği gibi, bir kadın zarafeti yönetime yansır.
SON SÖZ:
Sadece Dilek Durak değil elbette; başka partilerde de birçok kadın aday adayı var. Yeri geldikçe onlardan da bahsedeceğim. Mesela, Ak Parti’nin cefakar kadınlarından Cennet Cankılıç da Meclis’te olmayı fazlasıyla hak edenlerden… Ak Parti, her şey hazır olunca sofraya oturan ve döke saça yiyenleri ve yedikçe Ak Parti’yi de yiyip bitirenleri sofrada oturtma yanlışına devam mı eder, yoksa en zor seçiminde kafasını kumdan çıkarıp, sofrayı kuranların emeğine yer mi açar, bilemiyorum. Fakat bu sefer hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı/olmayacağı da ortada.
Bursa’da partilerde heyecan dorukta…