0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

1907 – 1924 yılları arasında Fenerbahçe Spor Kulübü’nde kaptanlık, teknik direktörlük ve başkanlık görevlerinde bulunan Galip Kulaksızoğlu futbol zekâsı, üstün oyun tekniği, gözü kara, çevik ve asla pes etmeyen takım oyunu anlayışıyla Türk futbolunun en büyük yıldızlarından biridir. Millî mücadele yıllarında, işgal kuvvetleriyle yapılan bir maçta, topa eğildiğinde karşı tarafın attığı bir tekmeyle, başına sert bir darbe alarak kanlar içinde yere düşmesine rağmen oyuna devam etmesi ve maçın kazanılmasını sağlaması dönemin spor camiasında büyük takdir toplamıştır. Sadece futbolda değil tenis, hokey ve kürek sporlarında da devrin önde gelen isimlerinden biri olmuştur. Kulaksızoğlu, 1939 yılındaki vefatına dek, yürekten bağlı olduğu Fenerbahçe için çalışmaya devam etmiş ve cenazesi Fenerbahçe Stadından kaldırılmıştır.

16 Şubat’ta gösterime girecek olan ‘Zaferin Rengi’ filminde Fenerbahçe’nin kurucu üyesi ve efsane takım kaptanı Galip Bey’i (Galip Kulaksızoğlu) Kubilay Aka canlandırıyor.

“GALİP BEY’İ CANLANDIRIRKEN İÇİMDE SADECE GURUR DUYGUSU OLUYOR”

Her hafta statta futbol oynayarak deşarj olduğunu dile getiren Kubilay Aka, canlandırdığı ‘Galip Kulaksızoğlu’ karakterini şu sözleriyle anlattı; “Tarihte örnek alınması gereken, efsane bir karaktere hayat veriyorum. O yüzden anlatırken de çok saygılı bir şekilde ifade etmeye çalışıyorum. Böyle karakterleri canlandırabilmek, geçmişe dokunabilmek bizim için çok büyük bir şans. O yüzden onur duyuyorum. Galip Bey’i canlandırırken içimde sadece gurur duygusu oluyor.”

110 YIL ÖNCESİNE GİDİLEN ARAŞTIRMA SÜRECİ, 900’E YAKIN AMATÖR FUTBOLCU SEÇMELERİ…

Film ekibi; ilk olarak yaklaşık 110 yıl öncesine giderek o dönemin oyun kurallarını, takım dizilişlerini, sporcu kıyafetlerini ve malzemelerini (krampon, forma, şort, konç, top gibi) araştırdı. Ardından yoğun ve meşakkatli bir araştırma süreciyle başlayan futbolcu seçmeleri için amatör kulüpler ile görüşmeler yapıldı ve 900’e yakın genç amatör futbolcuya ulaşıldı.

Futbol yetenekleri, dönem ve karakter uyumu, oyuncu performansı ve ekip çalışması uyumu gibi kriterler göz önünde bulundurularak 90 sporcu belirlendi. Bu kriterlere uygun olarak seçilen oyuncular takım-takım ayrıldı ve tarihteki maçların skorlarına ve bilgilerine göre maç aksiyonları planlandı. Hazırlık süreçlerinde, önce suni çimde, ardından toprak sahada yaklaşık 2 ay antrenmanlar yapıldı. Çekim takvimi yaklaştıkça döneme ait krampon, forma, şort, çorap ve toplarla antrenmanlar yapan ekiplerin Harington Kupası müsabakası çekimi ise 4 günde gerçekleştirildi.

Yönetmen koltuğunda usta yönetmen Abdullah Oğuz’un oturduğu, ‘Zaferin Rengi’ filmi, oyunculukları, dekor, makyaj ve kostüm tasarımlarıyla da izleyiciyi bir asır öncesinin İstanbul’una geri götürecek.

GALİP KULAKSIZOĞLU HAKKINDA

Midilli mutasarrıfı (Sancak yöneticisi) Kulaksızzade Mustafa Bey’in büyük oğlu olan Galip Kulaksızoğlu, 1889’da İstanbul’da doğmuştur. Henüz Saint Joseph Lisesi’nde öğrenciyken, Fenerbahçe’nin kurucu kadrosu içinde yer almıştır. 1907 – 1924 yılları arasında kulüpte kaptanlık, teknik direktörlük ve başkanlık görevlerinde bulunmuş ve takımını 5 kez İstanbul ligi şampiyonu yapmıştır. O dönemde takım arkadaşı Arif Emirzâde ile ülkenin en güçlü defans ikilisini oluşturmuşlardır.

Galip Kulaksızoğlu futbol zekâsı, üstün tekniği, gözü kara, çevik ve asla pes etmeyen takım oyunu anlayışıyla Türk futbolunun en büyük yıldızlarından biri olmuştur. Öyle ki milli mücadele yıllarında, işgal kuvvetleriyle yapılan bir maçta, topa eğildiğinde karşı tarafın attığı bir tekmeyle, başına sert bir darbe alarak kanlar içinde yere düşmesine rağmen oyuna devam etmiş ve maçın kazanılmasını sağlamıştır.

Galip Kulaksızoğlu sadece futbolda değil tenis, hokey ve kürek sporlarında da devrin önde gelen isimlerinden biri olmuştur. Çağdaşları ondan bahsederken her zaman “En Büyük Türk Sporcusu” diye söz etmişlerdir.

Galip Kulaksızoğlu’nun kulüpte yöneticilik yaptığı yıllarda kulübe gelen her genç sporcuya Mustafa Kemal Atatürk’ün imzaladığı kulüp hatıra defterini gösterdiği de bilinmektedir.

Galip Kulaksızoğlu’nun kardeşi Şekip Kulaksızoğlu da Fenerbahçe’ye gönül vermiş, çocuk yaştan itibaren kulüp içinde yetişmiş ve Fenerbahçe tarihine “gol yemeden şampiyon olan takımın kalecisi” olarak geçmiştir.

Galip Kulaksızoğlu, 1939’daki vefatına dek azim ve özveriyle yürekten bağlı olduğu Fenerbahçe için çalışmaya devam etmiş ve cenazesi Fenerbahçe Stadı’ndan kaldırılmıştır. Şiire de ilgisi olduğu bilinen kahraman Galip Kulaksızoğlu’nun mezar taşında şu cümle yazmaktadır. “Ulu Tanrı, hayatı Türk sporcusuna örnek olan Galip Kulaksızoğlu’nun ruhunu taziz et.”