21,2572$% 1.36
22,9243€% 1.9
26,7302£% 1.41
1.341,18%2,15
2.213,00%-0,92
544436฿%-5.04503
Yayın: 13.01.2018 14:42 - Güncelleme: 13.01.2018 14:42
Bir ülkenin kısa geçmişi, bir insan yaşamına sığar mı?
Söz konusu, başarıya doymayan biriyse bu mümkün.
İlk olmayı ve başarıyı ilke edinen, övgünün yanında haksızlığı en ağır biçimde yaşayan bir Cumhuriyet kadınının hikayesidir anlatacağımız…
Yıl 1914 … Yani birinci büyük savaşın çıktığı dönemde ve İstanbul’da dünyaya gözlerini açar Nuriye Hanım.
Güçlüklerle dolu genç Cumhuriyet‘in ilk yıllarında Erenköy Kız Lisesi‘ni bitiren Nuriye Pınar, çalışkanlığıyla çevresinin dikkatini çekmeye başarmış bir öğrencidir… Bu nedenle devlet bursuyla okumak üzere Fransa‘ya gönderilir…
Türkiye’nin ilk kadın jeologu Nuriye Pınar Erdem, Adnan Menderes ile birlikte
Bordeux Üniversitesi‘nde eğitimini tamamladığında, yıl 1937’dir. O da artık Atatürk’ün mühendis kızlarından biridir.
O dönemde çok popüler ya da kutsal kabul edilmesinden olsa gerek, öğretmenlik yapmak ister. Tayini Yozgat‘a çıkınca da akademik yaşamı tercih eder ve İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Jeoloji Enstitüsü‘nde göreve başlar. Bu yeni görev, ona Türkiye’nin ilk kadın jeologu unvanını getirecektir.
Çeşitli üniversitelerde jeoloji dersleri veren, Türkiye’nin ilk kadın jeologu Nuriye Pınar hanım, kısa sürede önce doçent, sonra da profesör olur. Bu arada yabancı bilim adamlarından çeviriler yapar ve sismoloji dersleri alır.
14 MAYIS SEÇİMİ VE DEMOKRAT PARTİ İKTİDARI
Nuriye Pınar, jeoloji konusunda yükselişini hızla sürdürürken, Türkiye çok partili döneme geçmiştir ve ülke Demokrat Parti iktidarıyla tanışır. 14 Mayıs 1950 seçimi Türk demokrasisinde yeni bir dönemi açarken, Adnan Menderes ülkenin en önemli ismidir artık… Bu noktaya da kolay gelmemiştir Menderes…
1899 yılında Aydın’da doğan Adnan Menderes, öğrenimine İzmir İttihat ve Terakki Mektebi‘nde başlar, ardından Kızılçullu Amerikan Koleji‘nde okur. Ankara Hukuk Fakültesi‘ni de bitiren Menderes, Serbest Fırka‘nın Aydın teşkilatını kurar. Parti kapatılınca CHP‘ye giren Adnan Menderes, 1931 yılında Aydın Milletvekili seçilir. Menderes, 1945 yılında Şükrü Saraçoğlu Hükümeti’nin getirdiği Toprak Kanunu tasarısını şiddetle reddeder. Bu muhalefetten dolayı, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü ile birlikte, 12 Haziran 1945’te Cumhuriyet Halk Partisi’nden ihraç edilir. Bunun üzerine Celal Bayar da hem partiden hem de milletvekilliğinden istifa eder. Bu hareket 7 Ocak 1946 tarihinde Demokrat Parti‘nin kurulmasına yol açar. Menderes, 1946 seçimlerinde Demokrat Parti’den Kütahya Milletvekili seçilir ve Bayar’ın ardından ikinci adamdır. Demokrat Parti, 14 Mayıs 1950 seçimlerinde oyların yüzde 53’ünü alarak iktidar olur. Başbakanlık koltuğuna da Adnan Menderes oturur.
İLK KADIN MİLLETVEKİLLERİ PINAR VE SAYAR
Demokrat Parti İktidarının atılım hamleleri ile Türkiye farklı bir kimliğe bürünürken, Atatürk’ün mühendis kızlarından Prof. Nuriye Pınar da deprem konusunda bir dizi önemli araştırmaya başlar. Pınar, Kuzey Anadolu ve Ege’deki birçok fay hattını tespit eder. Türkiye’nin deprem haritasını çıkararak bir ilke daha imza atar.
Dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Pınar’ın çalışmalarından etkilenir ve onunla tanışır. 1954 genel seçimleri öncesinde Demokrat Parti, Pınar’ı İzmir’den milletvekili adayı gösterir. Seçim sonucunda Nuriye Pınar hanım, hemşerisi Edibe Sayar ile birlikte Meclis’in iki kadın üyesinden biridir.
Seçimi izleyen yıllarda, Türkiye’ye siyasi ve ekonomik çalkantılar hakim olur.
Demokrat Parti’den kopan bir grup milletvekili Hürriyet Partisi’ni kurar. Bu arada CHP etkili bir muhalefet ortaya koyar. Ekonomik sorunlar da Menderes’i zorlamaktadır. Yıl 1957’dir ve genel seçim bir yıl erken yapılacaktır. Başbakan Menderes, oylarının düştüğünü fark ederek stratejisini değiştirir. Buna göre, azınlık mensupları ve daha fazla kadın Meclis’e girecektir. Kadın adaylar arasında Nuriye Pınar yine vardır. Nuriye Pınar, 5 kadınla birlikte bir kez daha milletvekili seçilir.
Nuriye Pınar, bilim ve siyaseti birlikte götürürken, Türkiye iktidar-muhalefet çekişmesine şiddetle sahne olmaktadır… 1957 seçiminde Türkiye’nin en küçük şehirlerinden biri olan Bilecik’ten de Mehmet Erdem Demokrat Parti milletvekili olarak Meclis’e girmiştir.
DÖRT YAPRAKLI YONCANIN SIRRI
Vatan Cephesi, Tahkikat Komisyonu gibi uygulamalar ve basın üzerindeki baskılar ile sokaklar hareketlenir. Başbakan Menderes ve arkadaşları sürekli olarak ihtilal ihbarları almakta, ama buna ihtimal vermemektedir.
Ekonomik sorunlar, iktidar-muhalefet çekişmesi ve Ordu’nun huzursuzluğu Türkiye’yi 27 Mayıs 1960 sabahına getirir ve Silahlı Kuvvetler yönetime el koyar. Demokrat Parti kapatılır. Hükümet ile birlikte tüm Demokrat Parti milletvekilleri tutuklanarak, Yassıada’ya götürülür. Yargılamalar da başlamıştır bu arada… Doğal olarak Nuriye Pınar da tek kadın milletvekili olarak bu sıkıntılı süreci yaşar. Bir milletvekili olarak tutuklanmanın öfkesi, akademik kariyerinin belirsizliği ve yargılanmanın ağır baskısı altındaki Nuriye Pınar hanım, Yassıada‘daki zorunlu turları sırasında bir dört yapraklı yonca bulur. Sıkıntılı günlerin ardından yeni bir umuttur bu yonca… Çünkü yoncanın dört yaprağının da ayrı birer anlamı vardır bazı kaynaklara göre… Birinci yaprak ümidi, ikincisi imanı, üçüncüsü aşkı, dördüncü yaprak ise şansı simgeler. Tabiatta çok nadir bulunan işte bu dördüncü yapraktır. Nuriye Pınar’a dördüncü yapraktaki şans nasıl gülecektir? Sorunun yanıtını ararken yanında Bilecikli vekil Mehmet Erdem‘i bulur Nuriye hanım…
Bu güzel rastlantı yaşanırken, işkencelerle dolu Yassıada yargılama süreci bitmiş, 16 Eylül 1961 sabahında Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan‘ın idamı İmralı‘da infaz edilmiştir.
17 Eylül sabahı ise bir dönemin kapanışı hazin biçimde yaşanacaktır. 10 yıl Başbakanlık yapan Adnan Menderes de arkadaşları gibi İmralı’da idam edilir.
İnfazlardan henüz haberi olmayan Demokrat Parti milletvekilleri 18 Eylül günü Kayseri Cezaevi’ne nakledilir. Nuriye Pınar ve Mehmet Erdem’i acı dolu, ama umut veren yeni bir başlangıç beklemektedir…
Kendilerine “düşük” sıfatı takılan DP vekilleri, hüzün içinde günlerin geçmesini beklerken, Nuriye Pınar-Mehmet Erdem yaşamları için çok önemli bir kararı verir ve Kayseri Cezaevi’nde nişanlanırlar. Yassıada ve Kayseri günleri yaklaşık 2,5 yıl sürer ve özgürdürler artık… Evlenmelerine bir engel yoktur.
Türk Kadınlar Konseyi İstanbul Şubesi Kurucusu Prof. Dr. Nuriye Pınar Erdem, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Manisa’da…
Nuriye Pınar Erdem, 1967 yılındaki bir diğer af ile akademik yaşama döner. Çalışmalarını kaldığı yerden sürdürür ve 1982 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Bölümü Başkanı sıfatıyla emekli olur.
Bir ihtilalden çıkan bu eşine az rastlanacak mutluluk, 2006 yılında Nuriye Pınar hanımın ölümü ile Bilecik’te noktalanır.
PRP ile güzelleşin!