Ölüp ölüp diriliyorum

6

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kar bekliyorduk.

Heyecanlıydık.

Sabah gözlerimizi açtığımızda kar yağıyordu ancak yüreğimiz donmuş, kâbus bitti derken, depremle yerle bir olmuştuk.

Depremler bizim gerçeğimiz.

Kaçamıyoruz.

Kaçmasını beceremiyoruz.

Cumhuriyet tarihinin en büyük depreminin yaşandığı Erzincan’da hem de deprem zamanında doğmuş annem.

1992’de Erzincan’ı ikinci kez yerle bir eden depremin yaraları sarılamadan 17 Ağustos 1999’da Körfez Depremi’yle alt üst olmuştu hayatlarımız.

Körfez depreminin etkileri sürerken üç ay sonrasında Düzce depremi meydana gelmişti.

Bu iki büyük depremle hayatımıza iyice yerleşen gerçeği hatırlatan başka sarsıntılar da oldu.

Van’da, Elazığ’da İzmir’de.

Ne yaptık?

Hangi önlemleri aldık?

6 Şubat sabahı bütün Türkiye’yi yasa boğan Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli depremle bir kez daha sarsıldık.

Bir kez daha yaralandık.

Bir kez daha yasa boğulduk.

Şapkamız düştü, kelimiz göründü.

Şehirlerimiz…

İnsanlarımız…

Devletimiz…

Ne kadar hazır bu bilinen gerçeğe?

Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, televizyon ekranlarına yansıyan açıklamasında, “Cumhur İttifakı olarak deprem bölgesindeyiz” diyordu.

Ulusal yasasın ilan edildiği bir depremin ardından söylenecek söz mü bu?

Hatay’dan yükselen feryatlarda “Hiçbir arama kurtarma çalışması yok, yardım gelmiyor” çığlıklarıyla gözyaşlarına boğulan Fenerbahçe’nin eski kalecisi Hatayspor Teknik Direktörü Volkan Demirel, Beşiktaş’ın eski futbolcusu Gökhan Zan daha niceleri arama kurtarma konusunda destek çağrıları yaparken, kimse bu işe siyaset gözüyle bakmazken, devleti temsil eden birinin üstelik en büyük sorumluluk onlardayken “Cumhur İttifakı sahada” demesi…

Depremin toprağı ikiye bölmesi gibi toplumu yaralayan bir açıklama değil midir?

Son 20 yılda yapılan Adana-Gaziantep Otobanı, Hatay Havaalanı yeni olmalarına rağmen kullanılamaz duruma geldi.

99 Körfez Depremi’nden sonra yapılan bu yapıların çökmesinin sorumlusu kim öyleyse?

Olmadı bu…

Hepimizin içine ateş düşmüşken, üzüntüden kahrolurken, böyle bir açıklama olmadı.

Şuan herkes biliyor ki Türkiye’de herkes seferber durumda.

Malatya’da, Adıyaman’da, Urfa’da, Antep’de, Hatay’da, Adana’da, Osmaniye’de Meclis’te temsil edilen bütün siyasi partiler sahadalar.

Twetter’a, facebook’a, haber sitelerine bakan herkes bunu görüyor.

Mesele deprem yaşandıktan sonra oraya gitmek değil, depreme karşı dayanıklı binalar yapabilmek.

Yapabildik mi?

Çok çok üzgünüm.

99 depremini derinden yaşamış birisi olarak Pazarcık depremi sonrası yükselen her çığlığı duydukça kahroluyorum.

Her mucize kurtuluşla gözyaşlarına boğuluyorum.

Ölüp ölüp diriliyorum.