DOLAR

21,9172$% 1.42

EURO

23,5848% 1.3

STERLİN

27,6460£% 1.17

GRAM ALTIN

1.380,15%1,41

ÇEYREK ALTIN

2.281,00%1,17

BİTCOİN

590493฿%8.43008

İmsak Vakti a 03:29
Bursa AÇIK 24°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Reklam

Sebze suyu meyve suyuna dönüşmemeli

Yayın: 09.12.2017 11:14 - Güncelleme: 09.12.2017 11:14

Sağlık tüm dünyada hızla yükselen bir trend, ancak ülkemizde önemi henüz tam anlamıyla anlaşılmış değil.

Sağlığın önemini anlamak adına belki de bu konuda iyi işler çıkaran ülkelere bakmak gerekiyor. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya’nın sağlık anlamında neler yaptıklarına bakıp, referans alabiliriz.

Almanya, sağlık olgusuna spor ve egzersiz boyutundan ziyade beslenme, takviyeler ve tamamlayıcı tıp uygulamalarıyla bakıyor. Fakat yine de spor ve egzersiz kısmını atlamadan her iki boyutta da iyi eğitilmiş bir topluma sahipler. Neyin sağlıklı, neyin sağlıksız olduğunu bilip o bilinçle hareket ediyorlar.

Amerika’ya baktığımızda ise hemen hemen her yerde erişebileceğiniz probiyotikler, raw yemekler, balık yağları, televizyon kanallarında en çok izlenen programların spor ve sağlık programları olmasıyla verilen önemin farkını anlayabiliyoruz. Gün geçtikçe sağlık kelimesi toplumda daha büyük uyanmaların önünü açıyor.

Türkiye’ye döndüğümüzde karşılaştığımız durum ‘sağlıklı yaşam, doğru spor ve egzersiz yapmak, sağlıklı tüketim’ konularında ciddi bir kafa karışıklığı oluyor. Öncelikle spor yapmak ve egzersiz yapmak bir bilimdir, bunu söylemekte fayda var. Herkes her hareketi egzersiz başlığı altında yapamaz.

“Ben zaten sporcuyum” deyip, gençliğinde voleybol oynamış birinin vücut geliştirmeyi bilmeden yapması ya da “Ben zaten yıllardır basketbol oynuyorum” diyen birinin tamamen sezgisel bir şekilde pilates yapmaya çalışması, hatta ve hatta yaptırmaya çalışması hem yanlış hem de tehlikelidir.

Basmakalıp sistemler maalesef ortalamayı hedef alarak hazırlandığından kişinin özel durumlarını ve vücut yapısını göz ardı eder. Bu yüzden bedeni tanımak ve ihtiyacına uygun hareket etmek esastır. Spor yapmak da yaptırmak da bu açıdan uzmanlık ister.

Unutmayın ki sakatlıklar bir anda oluşabilir ve düzelmesi yıllar alabilir. Gelişme çağındaki bir çocuktan tutun, yaşı ilerlemiş bir bireye kadar herkes için spor hem uygundur hem de gereklidir. Bugün bu emeği veren kişi, kas ve kemik yoğunluğunu artırarak eklemlerinin dayanıklılığına katkıda bulunacaktır.

Gelişme çağındaki bir genç spor ve egzersizi bir rutin haline getirdiğinde hem fiziksel olarak düzgün bir görüntüye hem de her yaşta yaşıtlarına göre daha sağlıklı bir iskelet sistemine sahip olacaktır. İleri yaşlardaki bireyler ise kas kayıplarından korunarak daha sağlıklı bir bedene sahip olacaktır. Doğru sporu, doğru egzersizi bir rutin haline getirmeliyiz.

Beslenme konusunda ise eklem sağlığı için konunun uzmanları özellikle doğru hazırlanmış (kısık ateşte 8-10 saat pişirilmiş ) kemik suyu, balık yağı gibi kaliteli yağları ve bol sebzeli beslenmeyi öneriyor. Sağlıklı beslenmek aslında doğru gıdalarla beslenmek demektir.

SEBZE SUYU NEDİR, NE DEĞİLDİR?

Söz sağlıklı beslenmeye gelmişken, bilenler bilir vücudu alkali (yani yüksek ph’lı ) yapmanın en kolay yolu sebze suyu içmektir. Kabak, salatalık, roka, ıspanak, zencefil gibi yani çiğ olarak tüketebildiğimiz bütün sebzelerin sularını sıkarak yiyemeyeceğimiz kadar yüksek miktarda sebzenin suyunu bir anda vücudumuza alabiliriz.

Piyasada bulunan bıçaklı sistemli sebze suyu makineleri veya daha da ileri boyutta isteyenler için yavaş sıkım yapan slow juicerlar bu konuda size yardımcı olabilir.

Sebze suyunda dikkat edilmesi gereken, lezzet takıntısıyla onu bir meyve suyuna çevirmemek olmalı. Meyveler posalarıyla tüketildiklerinde kana yavaş karışıyorlar. Böylece vücut için posayı öğütmek ciddi bir yük oluyor. Fakat aynı şeyi sebze ve meyve suları için söyleyemeyiz.

Bu sebeple sebze suyunu sebze ağırlıklı ve bir miktar iyi yağ ile birlikte tüketmek hem kilo kontrolünde hem de hücre sağlığı açısından olumlu olacaktır.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Kaybeden yok!

HIZLI YORUM YAP