DOLAR

19,0752$% 0.25

EURO

20,5537% -0.42

STERLİN

23,3546£% -0.45

GRAM ALTIN

1.220,98%0,10

ÇEYREK ALTIN

2.023,00%0,25

BİTCOİN

537391฿%-2.01515

Akşam Vakti a 19:22
Bursa PARÇALI AZ BULUTLU 12°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Süperstar, Megastar, Naylon Star

Yayın: 16.10.2017 14:04 - Güncelleme: 16.10.2017 14:04

Türk Pop müziği başlangıcından bu yana belki de en kötü dönemini yaşıyor. Her dönem karakteristik özellikler sergilemiş olan Türk Pop’u, dejenere örneklerin baskın olduğu günümüzde, kişiliksiz bir paydada toplanıyor.

Sıradan, hatta yeteneksiz olanın bile, tanıtım bombardımanı ve manipülasyon marifetiyle yüceltilebildiği bir dönemdeyiz. Sektörün, sayıca fazla olan düşük profilli bileşenlerinin de yönlendirdiği ve nemalandığı bu süreç, kendini ifade edeceği sanatsal değerleri önde tutarak müzik yapmak isteyen sanatçılara çok az yaşam alanı bırakıyor.

Başarı ölçütü olarak; sanatçının müzikal çizgisi, şarkı sözleri, bestesi, hayran kitlesi, canlı performansı gibi etkenler değil de izlenme sayılarının para karşılığında artırılabildiği Youtube üzerindeki izlenme sayısı belirleyici etken oluyor. Youtube ve sosyal medya üzerinden yapılan bu tip algı operasyonları da haksız rekabete yol açıyor.

Bugün, müzikal yeteneği ya da sesi olsun olmasın parası olan herkes müzik sektöründe “şarkıcı” olarak yer bulabiliyor, ücreti neyse ödeyip klibini televizyonlarda yayınlatabiliyor. Yani aslında, sanatsal nitelikleri olmaksızın sanatsal bir alanda şöhreti satın alabiliyorlar.

Şarkıcılar; imajlarını basın danışmanlarına, yayınlayacakları şarkının düzenlemesini ve trafiğini radyoculara soruyor! Daha da trajik olan; tüm bunlar, yeteneğiyle ve donanımıyla bir şeyler yapmak isteyenlere de sektöre girmenin normları olarak dayatılıyor.

“Şöhret” olmakla “star” olmak; “medyatik” olmakla “popüler” olmak birbirine karıştırılıyor. Çok izlenme yakalayan birisinden hemen star yaratmaya çalışıyoruz. Bir anda edinilen şöhret ve yüksek sayıdaki Youtube izlenmelerinin, “star” yakıştırması için yeterli görülmesi; geriye dönüp baktığımızda hatırlayacağımız pek çok pop müzik yorumcusuna, müziğe ve dinleyiciye haksızlık.

Bu noktada belki de, bizim için bazı isimler özelinde tabulaştırılmış olan star kavramını da tartışmak gerek. Süperstar ve Megastar dediklerimiz var, ama pop müziğin dünyaya armağan etmiş olduğu yıldızlarla aynı kefeye koyabileceğimiz yıldızlarımız var mı, yeni yeteneklere kapalı bu sistemde olma olasılığı var mı?

Günümüzde star yakıştırması yapılanların yanında Ajda Pekkan tabii ki Süperstar, Tarkan da tabii ki Megastar’dır. Ne yazık ki çıtayı gittikçe yukarıya çıkarmasını beklediğimiz bu iki ismin de yayınladıkları son işlerinden, Türkçe Pop’un gerek beste gerekse düzenleme açısından bulunduğu yeri içlerine sindirebildiklerini ve gidişata uyum sağlamayı tercih ettiklerini gördük.

Referans noktamızı, uluslararası düzeyde kendisini kanıtlamış olan dünya yıldızlarından alacak olursak şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekir. Gelişkin bir müzik sektöründen ve geleneğinden söz edilebilen bir ülkede star 25 yılda bir mi çıkar?

60’lı ve 70’li yıllarda aranjmanlarla başlayıp yükselen, 80’li ve 90’lı yıllarda Sezen Aksu, Kayahan, Nazan Öncel gibi şarkı yazarları ve Attila Özdemiroğlu, Onno Tunç, Garo Mafyan gibi aranjörlerle doruk noktasına ulaşan Türk Pop müziğinin bugün radyolar ve televizyonlar tarafından pompalanan örneklerden ibaret olmadığını; bir elin parmaklarını geçmeyen, kendi kulvarlarını oluşturmuş saygın isimlerin de olduğunu bilmek umut verici olsa da bir yanım “2017 Türkiye’sine bu naylon starlar ve fenomenler çok yakışıyor” diyor!

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Çocuk Hastanesi’nden şikâyet bitmiyor

Abone Ol

HIZLI YORUM YAP