0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkiye’nin evrensel bir sol eksiği son 50 yılın en somut sıkıntılarından birisi.

Zaman zaman Kemalist, zaman zaman mezhepçilik çoğu zaman da hizipçilik genlerine işlemiş olan Cumhuriyet Halk Partisi’ni sol parti olarak değerlendirmek, büyük zorlama olur.

Başından beri daha çok elitist tavır sergileyen, son 50 yılda da daha çok rantçı ve tuzu kuruların partisi durumunda olan CHP, sol adına sadece saha işgal edip sol değerler ve sol siyaset adına hiçbir adım atmayan bir parti.

CHP’nin solculuk anlamında Türk siyasetine bir katkısı olmadığı gibi işgal ettiği alan nedeniyle gerçek bir sol partinin sahada olmasına, iktidara rakip olmasına da ne yazık ki fırsat vermiyor.

CHP solu dolduramıyor ve hem zihinsel hem de yönetimsel açıdan bunu başarması hemen hemen imkansız. Hem Kemalist hem mezhepçi hem de solu bir arada harmanlamak mümkün değil zira.

Dünya değişti, Türkiye değişti, evrensel değerler değişti.

Emek, adalet, eşitlik, hakça paylaşım, hakça bölüşüm gibi temel sol değerler çok daha önemli hale gelmesine rağmen CHP’de bunlara kulak asan da yok yüz veren de yok.

CHP’de zaten siyaset üreten de yok böyle bir talebi olan da yok.

Aslında Türkiye’de gerçek anlamda emekten, haktan, alın terinden, hakça bölüşmekten yana olan ve bu yöntem siyaset üreten bir parti olsaydı, belki mevcudun on misli yol alırdı ülke.

Sağ iktidar ne yazık ki kendisiyle yarışıyor ve bu da gerçek performansını yükseltmesine engel oluyor. Zorlayan yok, yaklaşan yok.

Kurultay yapan CHP’de genel başkan ve parti yönetiminin değişmesiyle bir rüzgar oluşması beklenir ve bugün gündemi onların siyasetinin belirliyor olması gerekirdi açıkçası.

Oysa o rüzgar yerine skandallar ve akıllara zarar iddialarla gündemde CHP kurultayı ve yönetimi.

Kurultay’da yaşananlarla ilgili şok iddiaları söylenti olmaktan çıkarıp dile getiren CHP Muş eski Gençlik Kolları Başkanı Erkan Çakır’ın açıklamaları, kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı.

Özel ve ekibi partide iktidar olmadan tartışılır hale geldi., Bu saatten sonra muktedir olmaları ise çok çok zor açıkçası.

Para, araba, telefon, ev ne ararsan rüşvet iddiaları arasında var.

Ben hep merak ederdim CHP’de bu delege konusu neden bu kadar önemseniyor diye.

Bayağı önemliymiş anladık böylece. 

Kurultay bitti yeni genel başkan seçildi ancak kurultayın aslında kurultay falan olmadığı ortada eğer bu iddialar çürütülmezse.

CHP’nin içindeki bu karışıklıklar, partinin genel bir yönetim beceriksizliğini ve zayıflığını yansıtıyor.

Kısacası, CHP’nin mevcut durumu, sol siyasetin ne kadar kötü yönetilebileceğinin canlı bir örneği.

Bu iç çatışmalar sadece partinin kendi geleceğini değil, aynı zamanda Türk siyasetinin genel yapısını da etkiliyor.

Bir yanda CHP’nin bu iç çekişmeleri, diğer yanda ise iktidar partisinin kendi politikaları ve stratejileri…

Bu durum, Türk siyasetinin geleceği için ciddi bir belirsizlik yaratıyor.

Özellikle Bursa’daki delege oylarındaki ani değişim, siyasi etik ve dürüstlük konularında ciddi soru işaretleri uyandırıyor.

Bursa’nın 40 delegesinin büyük kısmının son gece otel odalarında renginin değişmesi ise iddiaların yanında izahı olması gereken önemli bir durum ve bu üstü örtülemez, perdelenemez bir durumdur.

Bu sarsıcı iddialarla ilgili Bursa yönetimi zaman kaybetmeden açıklama yapmalı, belge ve ispatları ile kendini temize çıkarmalı. En azından öyle umut edelim.

Eğer bu iddialar doğruysa, bu sadece CHP için değil, Türkiye’nin demokratik yapısı için de büyük bir sorun teşkil eder.

Sonuç olarak, CHP’nin içinde yaşanan bu olaylar, sadece partinin değil, Türk siyasetinin de temel sorunlarını ortaya koyuyor.

Bu sorunlarla yüzleşilmedikçe, Türkiye’nin siyasi geleceği için umutlu olmak zor.

“CHP’nin İç Çekişmeleri Türk Solunun Geleceği Ne Olacak?”  

Türk siyasetinin bu çıkmazdan nasıl çıkacağını zaman gösterecek.

Ancak  şimdilik, bu durumun Türkiye için olumlu bir tablo çizmediği açık.