1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Resmî adıyla ‘Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası’nın içindeyiz.  Kısaca Yerli Malı Haftası dediğimiz ve artık pek bir önemi kalmamış olan bu hafta, aslında Birinci Dünya Savaşı  ve 1929 Bunalımı sonrası oluşan ekonomik darboğazın ardından, yabancı ülkelere para akışının önünün kesilmesi ve toplumsal tutum bilincinin oluşması amacıyla ilan edilmiş ve başbakan İsmet İnönü tarafından, yerli ürünlerin tüketilmesini sağlamayı amaçlayan “Milli İktisat Cemiyeti” ile “Tasarruf Cemiyeti” gibi sivil örgütler kurulmuştur.

 Yerli Malı Haftası, nedense, tüketim ekonomisinin başlangıç noktası sayılacak olan 1983 yılında, bu haftanın adı, Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olarak değiştirilmiştir.

Tabi uygulamada, “Tutum” ve “Türk Malları” unutulmuş, yerine; Tüketim ve İthal ürün kullanma moda halini almıştır.

MTTB, FKF, TDGF VE YÖN DERGİSİ

Sivil kurumlar, özellikle 1930-1970 arasında, meseleyi anti emperyalist bir ideolojik argüman olarak ele almıştır.

3 Nisan 1929’da İstanbul Üniversitesi’nde MTTB Başkanı, yerli malı kullanmanın faydalarını anlattıktan sonra, “Sizi ahd-ü peymane davet ediyorum ve bundan böyle her ihtiyacımızı memleket eşyası ile tatmin etmenize yemin etmenizi istiyorum”demiş ve katılımcıların tümü yemin etmişlerdir.

İkinci olarak YÖN dergisi bu konuda tavır geliştirmiştir.

YÖN Dergisi’nin 25 Aralık 1964 tarihli sayısında, Prof. Mümtaz Soysal “Gençliğe Çağrı” yazısında:

“Yabancı sermaye öz kaynaklarımızı sömürmekte ve milli sanayiin gelişmesini engellemektedir. Hükümetler, duruma seyircidir. Karşımızda devletleriyle, sanayicisi, tüccarı, avukatı, profesörü ve yazarıyla dev bir menfaat şebekesi vardır ve menfaat şebekesine kimse dur dememektedir. Ama gençlik, diyecektir.”

1968 KUŞAĞININ TAVRI

FKF (Fikir Kulüpleri Federesyonu)  1-10 Aralık 1969 tarihleri arasında “Yerli Malı Haftası” düzenlemiş,  bu amaçla çalışma başlatmıştır.

“Emperyalizme Karşı Yerli Malı Haftası,

Mustafa Kemal’in Milli Kurtuluşçu döneminden kalan, fakat sonra yozlaştırılarak göstermelik bir hale getirilen Yerli Malı Haftası, Halkımızın, emperyalizm ve işbirlikçilerine karşı mücadelede bilinçlenmesine yarar sağlayacak, milli bilincin gelişmesinde katkıları olacak ve bu yönde uyanık olmasını sağlamak için çalışma başlatmış bulunuyoruz.

Çünkü, söküp attığımız emperyalistler sonunda yurdumuza tekrar gelmiş; siyasi, iktisadi ve askeri alanda hakimiyetini kurmuş ve bu andan itibaren artık Yerli Mallar Haftası fındık-fıstık haftası haline gelmiş, ilk okullarda fındık, fıstık, vs. yiyerek kutlanır hale gelmiştir.”

***

Mazlumunuz sivil güçlerin ülkede politikayı değiştirecek bir gücü olmadığından, Yerli Malı Haftası, “fındık fıstık , ceviz elma yeme” haftasından öteye gidememiştir.

GELİNEN DURUM

İlkokulda okuduğum 60’lar sonu ve 70’li yıllar başında durum aynen fındık fıstık haftası tanımlamasına uygundu. Sınıfa, fındık fıstık, ceviz ve benzeri meyveler götürür, klasik birkaç konuşma sonrası, Sümerbank ürünleri ile kaplı birkaç afiş ve ünlü “Yerli Malı Yurdun Malı, Herkes Bunu Kullanmalı” sloganı ile biten ve  birkaç şiirin okunduğu, bir anma ile prosedür olarak tamamlanmış olurdu.

Halen devam eden kültüre göre, Tutum, Yatırım Ve Türk Malları Haftası, şöyle bir evrim geçirdi:

 “Tutum” yerine “Tüketim”, 

“Türk Malları” yerine “İthal Mal”,

“Yatırım” deyince de,  “özelleştirme ve kaynakları yabancılara satma” yegane kurtuluş reçetesi haline gelmiş bulunmaktadır.

O zaman ne oluyor, pratikte; “Tüketim, Özelleştirme, Yabancı Yatırım ve İthal Mallar Haftası” oluyor bunun adı.