Üç parti nasıl grup kuracak?

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

CHP tabanı, hala kendi listelerinden seçilen, fakat seçim sonrasında kendi partilerine dönen 35 milletvekilini hazmetmeye çalışıyor. Bir bakıma kendilerini aldatılmış hissediyorlar.

Oysa bunun böyle olacağı ta başından belli olmasına rağmen bugün CHP için neden hazmedilmesi bu denli zor bir hale dönüştü bu durum?

Muhakkak başka sebepler de sayılabilir, ama en genelgeçer sebep kazanılacağına kesin gözüyle bakılan seçimin kaybedilmesi olsa gerek. Hani, kazanılsaydı, yani, Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olsaydı, CHP listelerinden Meclis’e giren Devalı, Gelecekli, Saadetli vekiller birer kahraman ilan edilmeyeceklerdi, ama bugünkü gibi de göze batmayacaklardı.

Burada bir hususun altını çimek isterim. Gelecek ve Deva’nın önümüzdeki süreçte gelişmelere nasıl tepki verecekleri konusunda bir fikrim yok, fakat “Meclis’in on güzel adamı” olarak gördüğüm Saadet Partili vekillerin yeri geldiğinde vefadan, haktan, halktan, adaletten, memleketten yana omurgalı duruşunu gördükçe Meclis’e girmelerine vesile oldukları için CHP’lilerin bile fazlasıyla gurur duyacağından hiç kuşkum yok.

CHP’liler, yuvalarına dönen vekilleri tartışadursun, o vekiller ve partileri yeni bir aşamanın eşiğindeler. Biliyorsunuz, Deva’nın 15, Gelecek ve Saadet ise onar vekile sahip. Bu sayılarla kendi başlarına grup kuramayan üç parti, bir süredir birlikte bir grup kurmanın yollarını arıyorlar.

Hatta, ulusal medyada her şeyi bildiğini sanan bazı kalemşorlar, “Yapılan görüşmeler sonucu üç parti grup kurma kararı aldı…” kesinliğinde konuşuyor, yazıyor bile.

İstanbul’a göre hala taşra olan/görülen Bursa’da kalem oynatıyor olsak da “Küçük Babıali” olmanın hakkını vermek adına siyasetin derin dehlizlerinde neler konuşulduğunu en az İstanbul’dakiler kadar, hatta zaman zaman onlardan biraz daha fazlasını duyarız. Tamam, duyduğumuzu duyuramayız belki, ama duyarız.

Bu yazı da bu minvalde bir duyumun duyurusudur. Efendim, üç partinin devam eden görüşmelerini, “Grup kurma kararı alındı” kesinliğinde verdiler, ama bu doğru değil. Yani, henüz alınmış bir karar yok. Tamam, iyi niyetle sürdürülen görüşmeler var, ama ortada alınmış bir karar yok. Kaldı ki; bu, o kadar kolay bir durum da değil. Misal, bir grup kurulacaksa hangi partinin çatısı altında olacak? Deva Partisi, “Biz daha çok vekile sahibiz” diyerek katılımın kendi partilerine olmasını istiyor. Buna karşılık Saadet Partisi ise, “Biz daha teşkilatlı ve eski bir partiyiz” teziyle çatının kendileri olması gerektiği ileri sürüyor. Bilmiyorum, ama Gelecek Partisi de “Bizim genel başkanımız eski Başbakan” teziyle el yükseltebilir. Bu da gösteriyor ki; hiç kimse diğerine katılmak istemiyor.

Görüşülen formüllerden birisi de faaliyet alanı sadece Meclis olan yeni bir parti kurulup, üç partiden grup kuracak kadar vekilin bu partiye geçmesi ki; burada da ciddi sorular/sorunlar var. Misal bu grubu oluşturan Devalı vekillerle ile Saadetli vekillerin her konuda aynı düşünmesi söz konusu dahi olamaz. Öyleyse nasıl grup kararı alacaklar? Mesela kamuoyunda çokça tartışılan hatta “Ağzı olanın konuştuğu” bir konu olan “İstanbul Sözleşmesi” gündem olduğunda üç farlı yaklaşımdan mütevellit grup nasıl bir tavır takınacak?

SON SÖZ:

Elbette ki; Meclis’te gurup kurmanın, RTÜK’te yer almak, Meclis’te bir salona sahip olmak, yurt dışındaki komisyonlarda bulunmak, Meclis faaliyetlerine daha etkin bir şekilde katılmak ve dahi başka birçok avantajları olsa da üç farklı yaklaşımın temelden ayrışacağı konuların varlığı bu birlikteliğin sanıldığı kadar kolay olmayacağını, bu yakıcı zorluğun ise olası bir birlikteliğe derin anlam kaybı yaşatacağını göstermiyor mu?