Üniversite öğrencilerinin isyanı…

8

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sel, deprem, seçim atmosferinde her şey o kadar hızlı akıyor ki…

Üniversite öğrencileri unutuldu bile.

Depremzedeler ise kapılarını açan hayırseverlerin “Artık yeter” bakışları arasına sıkıştıklarını dile getirir oldular.

Su gibi akıyor zaman çünkü…

Nerede kalacaklar?

Nasıl yaşayacaklar?

Nereye gidecekler?

Geri mi dönecekler yoksa geldikleri şehirlerde mi kalacaklar?

O kadar çok sorunun içinde yol bulmaya çalışıyorlar.

Zor zamanlar.

Sorularına yanıt alabilenler yaşadıkları acılara rağmen mutlu olabilirler belki.

Birkaç gün önce Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde okuyan yeğenimin çocukları aradı.

Her gün Twitter’a bakmaktan yorulmuşlar.

Farklı farklı haberler okuduklarını söylüyorlar.

Üniversiteler yüz yüze eğitime ne zaman geçecek?

Merak ettikleri sorunun yanıtı alabilmek için aramışlar.

Çünkü, bazı internet sitelerinin üniversitelerde yüz yüze eğitimin başlayacağını yazdığını, bazılarının ise bu dönemin böyle geçeceğini dile getirdiğini okuduklarını söylüyorlardı.

Kafaları allak bullak olmuş.

Mutsuzlar.

Online eğitimin yüz yüze eğitim gibi faydalı olmadığını, kendilerini bir fanusun içine hapsettiğini dile getiriyorlar.

Okullarının bir an önce açılmasını istiyorlar.

Aslında, yeğenimin çocukları gibi okudukları şehirde ev tutmuş öğrencilerin okullarına gidebilmelerini olanak tanınması gerekmez mi?

Neticede bu çocuklar oradalar.

Hocaları da orada.

İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de Türkiye’nin depremden etkilenmeyen şehirlerinde üniversiteler açılabilirdi.

Hatta…

Üniversiteler, başka şehirlerdeki üniversitelerde okuyan ama deprem nedeniyle yurtların depremzedelere verilmesiyle online eğitime mecbur edilen öğrencilere bulundukları şehirlerde kapılarını açabilirler.

Böylece öğrenciler kendi şehirlerindeki üniversitelere misafir öğrenci statüsünde gidip, yüz yüze eğitim imkânından yararlanabilirlerdi.

İşin kolayına kaçıp faturayı üniversite öğrencilerine kesenler böyle bir şey düşünmüş olsaydı, milyonlarca üniversiteli evlerinin içine hapsolup kalmayacaktı.