Adaletin iktidarı mı, iktidarın adaleti mi?
27 Aralık 2021 Pazartesi , 23:07
AK Parti, adaleti iktidar yapmak için yola çıkmış bir Erdemliler Hareketi olmasına rağmen, bugün, iktidarın adaletini savunan özürlü bir yapıya dönüştü.
Sürecin, hangi güdüler neticesinde buraya geldiğini birçok yazıda anlatmaya ve tarafını belli etmeye çalışan karınca misali ikaz etmeye çalıştım/çalışıyorum ama gücün körleştirdiği insanlar olarak gerçeği görmek istemediklerinden olsa gerek, gözleri kapalı bakıyorlar. Görmüyorlar ve görmedikleri gerçek hakkında yapılan bütün iyi niyetli ikazları en iyi ihtimalle umursamıyorlar.
Bu ikazım da belki havada kalacak, belki kimse umursamayacak, hatta kim bilir, belki de ikaz ettiğim için ikaz edilmek durumunda bile kalacağım ama yine de, acı söyleyen dost olarak bu ikazı yazacağım/yapacağım.
Çok açık söylüyorum.
"Çaldılar" diyerek, AK Parti'ye İstanbul'u kaybettiren malum zihniyet yine işbaşında. Bu sefer de, "terörist" yaftasıyla Erdoğan'a cumhurbaşkanlığını kaybettirecekler...
Biliyorsunuz, İçişleri Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan bazı personellerin, "terör örgütleri ile irtibatlı olduğu" gerekçesiyle özel teftiş başlatıldığını duyurdu.
Duyuru demişken, bir tespiti de paylaşmadan geçemeyeceğim. AK Parti, bugüne kadar ihtiyaç duyduğu anda ortaya attığı yeni gündemi sırasıyla ısıtır, kaynatır, pişirir ve üzerinde biriken kaymakla da beslenirdi. Fakat bir süredir, ortaya atılan gündem pişmiyor, pişe de kaymak olmuyor, ola da o kaymağı muhalefet yiyor.
Neye sebep olura olun, "terör" teftişi gündeminde de şu ana kadar yapılan açıklamalara bakılacak olura, kaymağın, muhalefetin kaşığına doğru aktığı aşikar. Öyle ki; İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne, 'terör' teftişi başlatılması, AK Parti'nin, bugüne kadarki mağduriyet ve güce karşı dik durma kahramanlığını bitirip, mağdur ederek kendisine karşı güç birikmesine neden olmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
Bırakın gerilere gidip örnekler aramayı, "hiçbir şey olmasa bile kesin bir şey oldu" pişkinliğiyle İstanbul'un iki defa kaybedilmesi, ibret alınması gereken bir hadise değil midir?
Fakat ders çıkarmak şöyle dursun, aksini yapmayı siyaset sanıp, marifet saymak gibi ölümcül bir hatanın eşiğinde, adeta ip cambazlığı yapıyorlar. Ağızlarından çıkan her sözün mutlak doğru kabul edilmesini ve sorgusuz onaylanmasını bekliyorlar. Fakat iktidarın, bu denli ikna gücü yok artık. Özellikle yeni sistemle sökün eden kahredici sorunlar vatandaşın kolay ikna olma yetisini de yitirmesine neden oldu.
Tıpkı, dün, "çaldılar" dediniz ama milleti ikna edemediğiniz gibi, bugün de, "teröristleri işe aldılar" diyorsunuz ama, karşı taraf da, "işe aldığımız her çalışandan adli sicil kaydı isteriz. Bu kaydı da Adalet Bakanlığı veriyor..." diyerek acemice iddianızı ve itibarınızı iki paralık ediyor.
SON SÖZ:
Bu türden zorlama iddialar, "döviz, faiz, hibe" tartışmasını soğutmak için açılmış suni bir gündem bile olsa, AK Parti'ye zararının büyük olacağını bilmelisiniz. Demem o ki; adaletin iktidarından vazgeçip iktidarın adaletiyle kulağı tersten tutarak, "kur korumalı gizli faiz" verdiğiniz gibi, oy garantili seçim de yapacağınızı düşünüyorsanız, çok fena yanılıyorsunuz. Zira sandık adamı çarpar...
Sürecin, hangi güdüler neticesinde buraya geldiğini birçok yazıda anlatmaya ve tarafını belli etmeye çalışan karınca misali ikaz etmeye çalıştım/çalışıyorum ama gücün körleştirdiği insanlar olarak gerçeği görmek istemediklerinden olsa gerek, gözleri kapalı bakıyorlar. Görmüyorlar ve görmedikleri gerçek hakkında yapılan bütün iyi niyetli ikazları en iyi ihtimalle umursamıyorlar.
Bu ikazım da belki havada kalacak, belki kimse umursamayacak, hatta kim bilir, belki de ikaz ettiğim için ikaz edilmek durumunda bile kalacağım ama yine de, acı söyleyen dost olarak bu ikazı yazacağım/yapacağım.
Çok açık söylüyorum.
"Çaldılar" diyerek, AK Parti'ye İstanbul'u kaybettiren malum zihniyet yine işbaşında. Bu sefer de, "terörist" yaftasıyla Erdoğan'a cumhurbaşkanlığını kaybettirecekler...
Biliyorsunuz, İçişleri Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan bazı personellerin, "terör örgütleri ile irtibatlı olduğu" gerekçesiyle özel teftiş başlatıldığını duyurdu.
Duyuru demişken, bir tespiti de paylaşmadan geçemeyeceğim. AK Parti, bugüne kadar ihtiyaç duyduğu anda ortaya attığı yeni gündemi sırasıyla ısıtır, kaynatır, pişirir ve üzerinde biriken kaymakla da beslenirdi. Fakat bir süredir, ortaya atılan gündem pişmiyor, pişe de kaymak olmuyor, ola da o kaymağı muhalefet yiyor.
Neye sebep olura olun, "terör" teftişi gündeminde de şu ana kadar yapılan açıklamalara bakılacak olura, kaymağın, muhalefetin kaşığına doğru aktığı aşikar. Öyle ki; İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne, 'terör' teftişi başlatılması, AK Parti'nin, bugüne kadarki mağduriyet ve güce karşı dik durma kahramanlığını bitirip, mağdur ederek kendisine karşı güç birikmesine neden olmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
Bırakın gerilere gidip örnekler aramayı, "hiçbir şey olmasa bile kesin bir şey oldu" pişkinliğiyle İstanbul'un iki defa kaybedilmesi, ibret alınması gereken bir hadise değil midir?
Fakat ders çıkarmak şöyle dursun, aksini yapmayı siyaset sanıp, marifet saymak gibi ölümcül bir hatanın eşiğinde, adeta ip cambazlığı yapıyorlar. Ağızlarından çıkan her sözün mutlak doğru kabul edilmesini ve sorgusuz onaylanmasını bekliyorlar. Fakat iktidarın, bu denli ikna gücü yok artık. Özellikle yeni sistemle sökün eden kahredici sorunlar vatandaşın kolay ikna olma yetisini de yitirmesine neden oldu.
Tıpkı, dün, "çaldılar" dediniz ama milleti ikna edemediğiniz gibi, bugün de, "teröristleri işe aldılar" diyorsunuz ama, karşı taraf da, "işe aldığımız her çalışandan adli sicil kaydı isteriz. Bu kaydı da Adalet Bakanlığı veriyor..." diyerek acemice iddianızı ve itibarınızı iki paralık ediyor.
SON SÖZ:
Bu türden zorlama iddialar, "döviz, faiz, hibe" tartışmasını soğutmak için açılmış suni bir gündem bile olsa, AK Parti'ye zararının büyük olacağını bilmelisiniz. Demem o ki; adaletin iktidarından vazgeçip iktidarın adaletiyle kulağı tersten tutarak, "kur korumalı gizli faiz" verdiğiniz gibi, oy garantili seçim de yapacağınızı düşünüyorsanız, çok fena yanılıyorsunuz. Zira sandık adamı çarpar...
Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!