Ak Parti'ye, 'onur kırıcı bir yenilgi' tattırmak istiyorlar!
25 Mart 2022 Cuma , 00:14
Başlarken belirteyim.
Muhalefet değil, bizzat Ak Parti'nin kılıcını sallayanlar istiyor bunu. Zira yaptıklarını başka türlü açıklamanın imkanı yok.
Şairin, "Anlamak masraflı iştir; emek, gayret samimiyet ister. Yanlış anlamak kolaydır oysa. Biraz kötü niyet biraz da cahillik yeter" dediği gibi, kötü niyetten mi, cahillikten mi bilmiyorum ama Ak Parti, Ak Partililerin eliyle, diliyle, "onur kırıcı bir yenilgi" tadacak bu gidişle.
Neden mi bu kadar karamsarım?
Dün, güne, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz'ın, kendisine yönelik yapılan "yalan" haberlerle ilgili basın açıklamasıyla başladık.
Bilenler bilir fakat yeni başlayanlar için bir özet geçeyim.
Başkan Türkyılmaz'ın, bir bilinen, bir de fazla bilinmeyen iki özelliği vardır. Bilinen özelliği, dürüstlüğüdür. Hatta kendisi, "dürüstlüğün fazlası olmaz" diyerek itiraz etse de, biraz fazla dürüsttür. Pek bilinmeyen özelliği ise, uzaktan sert mizaçlı gözükse de, son derece naif, yufka yürekli ve reklam kokan hareketlerden uzaklığıdır. Basın açıklamasını bile bir metne bağlı kalarak yapmaz. Dersini iyi çalışır ve doğal haliyle konuşur.
Yine öyle yaptı Türkyılmaz.
Mudanya'da geçmiş dönem belediye yönetimlerince imara açılarak inşaat izni verilen zeytinlik alanlarının kendi döneminde imara açıldığı yönündeki haberleri yalanladı. Gerçekte ne olduğunu izah ederek, "yalan" haber yapanların varsa vicdanlarının suratına adeta şamar üstüne şamar indirdi.
Göreve geldiği 2014 yılından bu yana Mudanya'da bir karış toprağın dahi imara açılmadığını vurgulayan Başkan Türkyılmaz, "Mudanya'yı talana açan imar planı değişiklikleri geçmiş dönem Ak Partili belediye başkanları ve meclis üyeleri tarafından yapıldı" dedi.
Bu konuyu yargıya götürdüklerini, "yalan" haberi yapanlar için davalar açıldığını belirten Başkan Türkyılmaz, "biz bugüne kadar bırakın bir ağacı yok etmeyi, o ağacın dalının kırılmasına dahi tahammül edemedik. Bizim Mudanya'ya sözümüz var. Doğru neyse bugüne kadar onu yaptık. Bu yoldan bizi kimse çeviremeyecek..." diyerek adeta meydan okudu.
Başkan Türkyılmaz'ın, haklı olmanın verdiği rahatlıkla meydan okumasını dinlerken, "Yalancı Çoban" hikayesi geldi aklıma.
Köyün birinde, adamın birini çoban tutmuşlar.
Çoban, bir gece, "koşun, sürüye kurt geldi!" diye bağırmaya başlamış. Köylü, koşup gelmiş ama bir şey yok. Bunun kötü bir şaka olduğunu anlamışlar. Çoban eğlenmiş olacak ki; bu şakayı birkaç kez daha tekrarlamış.
Fakat bir başka gece sürüye gerçekten kurt gelmiş. Çoban, yine "kurt geldi" diye bağırsa da, köylü "yalan" söylediğini düşünerek aldırış etmemiş. Haliyle kurt sürüyü telef etmiş. Gerçeği öğrenen köylü oturup dizlerini döverek "suçlu" aramaya başlamış ama iş işten geçmiş.
SON SÖZ:
Görünen o ki; Hayri Türkyılmaz hakkında, Yalancı Çoban'ın kötü şakası gibi, yalan haber üretenler var. Üstelik bunu tekrar ederek eğlendiklerini de sanıyorlar. Fakat bir gerçek daha var ki; bu saatten sonra; hani, bir gün gerçek bir haber yazacak olsalar bile inanacak kimseyi bulamayacaklar. Öyleyse soruyorum. Bu, Ak Parti'ye yapılmış bir kötülük değil midir? Bilerek veya bilmeyerek, bu kötülüğü yapanlar için Ak Parti'ye, "onur kırıcı bir yenilgi" tattırmak istiyorlar derken yanılıyor muyum? Yanılmadığım, Erbakan Hoca'nın tabiriyle, "dövecek bir diz bile kalmadığı zaman" anlaşılacak ama iş işten geçmiş olacak.
Muhalefet değil, bizzat Ak Parti'nin kılıcını sallayanlar istiyor bunu. Zira yaptıklarını başka türlü açıklamanın imkanı yok.
Şairin, "Anlamak masraflı iştir; emek, gayret samimiyet ister. Yanlış anlamak kolaydır oysa. Biraz kötü niyet biraz da cahillik yeter" dediği gibi, kötü niyetten mi, cahillikten mi bilmiyorum ama Ak Parti, Ak Partililerin eliyle, diliyle, "onur kırıcı bir yenilgi" tadacak bu gidişle.
Neden mi bu kadar karamsarım?
Dün, güne, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz'ın, kendisine yönelik yapılan "yalan" haberlerle ilgili basın açıklamasıyla başladık.
Bilenler bilir fakat yeni başlayanlar için bir özet geçeyim.
Başkan Türkyılmaz'ın, bir bilinen, bir de fazla bilinmeyen iki özelliği vardır. Bilinen özelliği, dürüstlüğüdür. Hatta kendisi, "dürüstlüğün fazlası olmaz" diyerek itiraz etse de, biraz fazla dürüsttür. Pek bilinmeyen özelliği ise, uzaktan sert mizaçlı gözükse de, son derece naif, yufka yürekli ve reklam kokan hareketlerden uzaklığıdır. Basın açıklamasını bile bir metne bağlı kalarak yapmaz. Dersini iyi çalışır ve doğal haliyle konuşur.
Yine öyle yaptı Türkyılmaz.
Mudanya'da geçmiş dönem belediye yönetimlerince imara açılarak inşaat izni verilen zeytinlik alanlarının kendi döneminde imara açıldığı yönündeki haberleri yalanladı. Gerçekte ne olduğunu izah ederek, "yalan" haber yapanların varsa vicdanlarının suratına adeta şamar üstüne şamar indirdi.
Göreve geldiği 2014 yılından bu yana Mudanya'da bir karış toprağın dahi imara açılmadığını vurgulayan Başkan Türkyılmaz, "Mudanya'yı talana açan imar planı değişiklikleri geçmiş dönem Ak Partili belediye başkanları ve meclis üyeleri tarafından yapıldı" dedi.
Bu konuyu yargıya götürdüklerini, "yalan" haberi yapanlar için davalar açıldığını belirten Başkan Türkyılmaz, "biz bugüne kadar bırakın bir ağacı yok etmeyi, o ağacın dalının kırılmasına dahi tahammül edemedik. Bizim Mudanya'ya sözümüz var. Doğru neyse bugüne kadar onu yaptık. Bu yoldan bizi kimse çeviremeyecek..." diyerek adeta meydan okudu.
Başkan Türkyılmaz'ın, haklı olmanın verdiği rahatlıkla meydan okumasını dinlerken, "Yalancı Çoban" hikayesi geldi aklıma.
Köyün birinde, adamın birini çoban tutmuşlar.
Çoban, bir gece, "koşun, sürüye kurt geldi!" diye bağırmaya başlamış. Köylü, koşup gelmiş ama bir şey yok. Bunun kötü bir şaka olduğunu anlamışlar. Çoban eğlenmiş olacak ki; bu şakayı birkaç kez daha tekrarlamış.
Fakat bir başka gece sürüye gerçekten kurt gelmiş. Çoban, yine "kurt geldi" diye bağırsa da, köylü "yalan" söylediğini düşünerek aldırış etmemiş. Haliyle kurt sürüyü telef etmiş. Gerçeği öğrenen köylü oturup dizlerini döverek "suçlu" aramaya başlamış ama iş işten geçmiş.
SON SÖZ:
Görünen o ki; Hayri Türkyılmaz hakkında, Yalancı Çoban'ın kötü şakası gibi, yalan haber üretenler var. Üstelik bunu tekrar ederek eğlendiklerini de sanıyorlar. Fakat bir gerçek daha var ki; bu saatten sonra; hani, bir gün gerçek bir haber yazacak olsalar bile inanacak kimseyi bulamayacaklar. Öyleyse soruyorum. Bu, Ak Parti'ye yapılmış bir kötülük değil midir? Bilerek veya bilmeyerek, bu kötülüğü yapanlar için Ak Parti'ye, "onur kırıcı bir yenilgi" tattırmak istiyorlar derken yanılıyor muyum? Yanılmadığım, Erbakan Hoca'nın tabiriyle, "dövecek bir diz bile kalmadığı zaman" anlaşılacak ama iş işten geçmiş olacak.
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!