Alinur Aktaş'a yumurtalı tehdit!

 1050 Konutlar'da,
Bir mahalle sakini, Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'a fena öfkelenmiş olacak ki; kameralar karşısına geçip, "Alinur Aktaş, bu evlerimiz başımıza yıkıldıktan sonra 'geçmiş olsun' ziyaretine geldiğinde yumurta yağmuruna tutulacağını da bilsin..." diyor.
 
İhmal ediyoruz,
Fakat birçok bilim insanı özellikle 17 Ağustos depreminden sonra Marmara Denizi'nde en az 7 şiddetinde bir depremin beklendiğini, bütün bilimsel verilerin buna işaret ettiğini ve önlemlerin bu doğrultuda alınması gerektiğinin altını çiziyorlar. Olası bir Marmara Depremi'nde İstanbul'la birlikte, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın üzerinde bulunan Bursa'nın da fazlasıyla etkileneceğini söylüyorlar.
 
Böylesine,
Ölümcül bir ikaz söz konusuyken, göçmek için adeta bahane arayan binalarda oturan insanların çaresiz öfkelenmesini, sorunu çözmekle mükellef belediye başkanına, "yumurta yağmuru" tehdidinde bulunmasını hoş görmek lazım...
 
Efendim,
Bursa'nın Akpınar Mahallesi'nin adeta kangren olmuş "Kentsel Dönüşüm" sorunu, yine, İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu tarafından gündeme taşındı. "Yine" diyorum, zira son zamanlarda şehrin/vatandaşların sorunlarını en dişe dokunur şekilde İYİ Partililer dile getiriyor. Hakkını yemeyelim. Bugün, adı, gerekçesi her ne olursa olsun, eğer Bursa'da su faturası azaldıysa bunda en büyük pay, BUSKİ'nin bahçesine su borularını bırakarak kanayan yaraya parmak basan Selçuk Türkoğlu ve İYİ Partililerindir.
 
İYİ Partililer, bu sefer de,
Yıllardır bir orta yol bulunamayan ve her geçen gün biraz daha çaresizliğe itilen Akpınar mahalle sakinlerinin derdiyle dertlendiler. Öyle ki; bölgenin rant bağımlılarının iştahını kabarttığının altını çizen Başkan Türkoğlu, tıpkı, "Velhasıl Bursa'da su faturaları kazıktan ibarettir" dediği gibi, "hiç boşuna heveslenmeyin, Akpınar'ı size yem etmeyeceğiz" dedi.
 
Dahası,
Başkan Aktaş'ın, konu ile ilgili son açıklamasını bütün "çelişkiler üzerine tüy dikmek" olarak niteleyen Türkoğlu, "hele siz baklayı ağzınızdan bir çıkarın bakalım. Kimin arazisini yine hangi yandaş müteahhitlere altın tepside sunma peşindesiniz?” diyerek hayli manidar bir soru da sordu.
 
Tamam,
"Ezdirmem sana kendimi, kafama sıkar giderim" dercesine bir gece yarısı istifayı yazıp sırra kadem basan Berat Albayrak'ın da dediği gibi, at izi, it izine karışmış olsa da, adı "AK" olan bir partide, adında "NUR" olan bir başkanın bu araziyi "yandaş müteahhitlere" altın tepside sunacağını düşünmek bile istemiyorum.
 
 Öyleyse,
"Neden çözülmüyor?" diye sorabilirsiniz. Haklısınız. Ama vallahi ben de bilmiyorum. Hani, aklıma deli sorular gelmiyor değil ama şimdi durup dururken sorup da kafanızı bulandırmak istemem.
 
Sadece Akpınar değil,
Bursa'da, başladığı günden beri kentsel dönüşüm konusu tam bir facia aslında. Ne yazık ki; kentsel dönüşümün ruhuna uygun tek bir eser yok Bursa'da. Doğanbey ucubeleri tam bir kepazelik. Atabulvarı ise Doğanbey'in üstüne dikilmiş tüy gibi adeta. Şehrin hemen her yerinde yükselen bir faciaya rastlamak mümkün.
 
Her ne kadar,
Alinur Aktaş'ın, şehre bütüncül bakacak ve planlayacak bir vizyonunun olmadığını düşünsem de, "acaba" diyorum, bu kahredici kötü örnekleri görüp, "yeni kötüler" oluşmasından korktuğu için mi Akpınar'da bir dönüşüme yanaşmıyor? Fakat şehri yönetmekle mesulseniz sadece iyi niyet güdüp hiçbir şey yapmayarak veya "pandemiyi fırsata çevirdik" diyerek asfalt dökmek gibi en sıradan işleri yaparak şehrin sorunlarını çözemezsiniz. Olası bir depremde, (Allah korusun) Akpınar'daki ve/veya başka bir sorunlu yerdeki çocuklar, İzmir'deki Ayda'lar, Elif'ler kadar şanslı olmayabilir.
 
SON SÖZ:
Hazır sözü asfalta getirmişken, şu, "pandemiyi fırsata çevirdik" sloganıyla, şehrin sokaklarına döküldüğü söylenen 80 bin ton asfalt ile ilgili birkaç soru soralım.
BİR: Bir ton asfaltın, her şey (serme, sıkıştırma, yer hazırlama, işçilik vb. gibi) dahil fiyatı kaç liraya mal olmuştur? Bursalılar, verdikleri vergilerin kaç liradan "fırsata" çevrildiğini bilmek isterler ki; zaten şeffaf belediyeciliğin gereği de bu değil midir?
İKİ: Recep Altepe yönetiminde aynı şartlarda ve miktarda asfaltın döküm fiyatı nedir? Varsa aradaki atı-eksi fark ne kadardır ve sebepleri nelerdir?
ÜÇ: En son pazarlık usulüyle verilen asfalt ihalesinin mahkeme tarafından iptal edildiği iddia ediliyor. Bu doğru mudur? Doğruysa gerekçesi nedir?