'Bizde herkese aynı olur'
28 Ocak 2022 Cuma , 09:44
Genç bir kaymakam, yeni atandığı ilçeye gitti.
Kendi başına ilçeyi gezdikten sonra, ara sokakta bir çay ocağına oturdu. O sırada önünden geçen bir çocuk, "amca boyayım mı?" dedi.
Aslında ayakkabısı boyalıydı ama yine de çocuğun isteğini geri çevirmedi ve "boya bakalım" dedi.
Bu arada, birazdan belki de hayatının en büyük dersini alacağından habersiz ve biraz da çocukla sohbet etmek için, "iyi boyarsan iki katı para vereceğim" dedi, genç kaymakam.
Çocuk, vakur bir edayla, "bizde herkese aynı olur" dedi.
Kaymakam, "nasıl yani" deyince; çocuk, "öğretmenimiz, 'ne iş yaparsanız yapın ama herkese aynı yapın, ayrım yapmayın' dedi. Onun için ben hep aynı boyarım" der.
Hayatının dersini alan genç kaymakam, çocuğa, cebindeki en büyük parayla beraber kartını da verir. Göreve başladığı zaman, çocukla ilgilendiği gibi, o dürüstlüğü aşılayan öğretmeni de ziyaret edip hürmet gösterir.
Genç kaymakam, boyacı çocuktan duyduğu, "Bizde herkese aynı olur" cümlesini hayatı boyunca unutmamak üzere, makam masasında duran isimliğin kendine bakan yüzüne yazdırır. Koltuğa her oturduğunda ilk gördüğü şey, "Bizde herkese aynı olur" cümlesidir.
***
Bu manidar hikayeyi, belki siz de duymuş, veya bir yerlerde okumuşsunuzdur. Oysa bugün, özelikle de mülakat sınavlarında yapılan ayrımcılık haberlerini duydukça, adeta, "gelecek hırsızlığı" yapıldığını gördükçe, makamlarda oturup da isimliğinin arkasına, "Bizde herkese aynı olur" diye yazacak ve bunu bir hayat prensibi olarak yaşayacak idarecilere ne kadar çok ihtiyacımız var değil mi?
Bir üniversite rektörü düşünün mesela.
Yani, ilim ocağının başında duran; oradan, "Bizde herkese aynı olur" ahlakında insanlar yetiştirmekle mükellef bir rektör. Hele ki; sözün namus sayıldığı, nefsin terbiye edildiği tasavvuf yollarından bir yol üzere olduğunu da iddia etsin. Fakat, verdiği sözü daha ilk dakikada yalayıp yutsun, unutsun. Ne acı/acınası bir durum değil mi?
Yine Bir belediye başkanı düşünün.
"Bizde herkese aynı olur"u kendine destur edinmiş, şehrin en emin insanı olması gerekmiyor mu? Hele ki; bu başkan, dindar olan/görünen biriyse, kendisinden böyle olmasını/davranmasını beklemek hakkımız değil mi? Nitekim, inandığını söylediği dinin peygamberi için daha peygamber olmadan, "Güvenilir Muhammed" denmişken, ümmetten yöneticilere ne oluyor ki; güvenin semtine bile uğramıyorlar.
SON SÖZ:
Tamam, "bir Kadir gecesi sabah namazından sonra" tuttuğunuz yollar nefsinize çok tatlı geldi. Haliyle o yol üzere izler bıraktınız ve bu izlerinizden sizi bilenler var. Da, o bilenler, bilendikleriyle hesabı sizin üzerinizden görmeye kalkmasın. O yol sizi istikametten de şaşırtmasın be kardeşim. Nihayetinde, yarın yine yüz yüze bakmayacak mıyız? Hadi bizi/birbirimizi geçtik, o yüzle Allah'ın yüzüne nasıl bakacaksınız? Kibriniz ve zalimliğinizle sizi Allah'a şikayet edeceğim.
Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!