Bu ayıp AK Parti'ye yeter!
13 Kasım 2020 Cuma, 21:26
Benim fikrimin sultanlarından,
Ali Şeriati, "Ebuzer" isimli kitabında, "Peygamberin vasiyeti şöyleydi: Hak ne kadar acı da olsa söyle, kimsenin seni kötülemesinden korkma..." diyor. Asabı bozuk bir yazı gündelikçisi olarak kalemi hep bu soylu vasiyet üzere tutma gayretinde oldum. Onun için bu fakirden çok rahatsız oluyorlar. Varsın olsunlar. Yine, Ali Şeriati'nin dediği gibi, "Sizi rahatsız etmeye geldim." Dahası, verdiğim rahatsızlıktan ötürü özür de dilemiyorum.
Bu girizgahtan sonra,
Bugünkü vereceğimiz rahatsızlığın taşlarını döşemeye başlayabiliriz. Efendim, Ayhan Salman'a, "aday olma" denildikten sonra, AK Parti'nin uyuşmuş vücuduna kan yürüdü adeta. Şimdi bütün gözler Ankara'ya çevrildi ve yeni başkanın kim olacağını merak ediyor herkes.
Önce şunu belirtelim,
Bugün, AK Parti kulislerinde adı geçen aday adaylarının hemen hepsi, aslında başka birisi için basamak olmaktan öteye geçemeyecek isimler. Her yiğidin gönlünde büyükşehir aslanı yatıyor. Önümüzdeki seçimler için büyükşehir adaylığını gönlüne düşürmüş yiğitler il başkanı olacak ismin kendisinden daha yiğit birisi olmasını asla istemiyor. Zira donanımlı bir il başkanı, aynı zamanda büyükşehir belediyesi için potansiyel adaydır. Dolayısıyla çavuşlar, emrinde bir onbaşı istiyor. Fakat yıllardır, makam verilen ezik, ufak ama aynı zamanda kibirli onbaşılar yüzünden AK Parti'de bütün işler "er" seviyesine düştü.
AK Parti,
Bursa'da tercihini yine bir onbaşıdan yana kullanacak olursa şayet, emir verecek çavuştan başka hiçbir şeyin değişmeyeceğini bilmesi ve sonucuna da katlanması gerekiyor. Nitekim, onbaşı ve çavuştan ibaret değişim bir işe yaramayacağı gibi, Salman'a, "aday olma" denilmesinden mütevellit yükselen heyecan dalgası daha başlamadan bitmiş olur. Bu ise tünelden önceki son çıkışın da kaçırıldığı, telafisi daha da zor, hatta imkansız bir sürece girildiği anlamına gelir.
Dünkü yazımda,
Her zamankinden daha fazla önem arz eden AK Parti Bursa İl Başkanı'nın kim olacağından çok nasıl birisi olması gerektiğine dair net bir çerçeve çizmiş, "sizce bu çerçeveye kim uyar?" diye sormuş ve gelen cevapları bugün paylaşacağımı ifade etmiştim.
Gelin, önce o satırları hatırlayalım,
"Heyecanı diri tutacak, daha da artıracak, bir orkestra şefi gibi, eski-yeni, artı-eksi, ileri-geri, aşağı-yukarı bütün sesleri duyacak ve dokunacak bir ismin il başkanı yapılması lazım. Bu yolculukta genç bir isim olsun isterim fakat hem genç, hem teşkilatın eksiklerini bilecek, eskilerin saygısını kazanıp, yeniler için ufuk, umut olacak, heyecanlı, mütevazi, dolu, donanımlı ve gözü tok birisi olması lazım. Zaman az ve böyle bir ismi bulmak oldukça zor gözüküyor. Eskilerden ise maddi açlığı, makam hırsı, başka ajandası olmayan, herkeste saygı uyandıran ve herkesin üzerinde birleşeceği, herkesi kucaklayacak birisi olması lazım. Ehliyet ve liyakat ekseninde, temsil kabiliyeti yüksek, bırakın AK Partilileri, başka partililerin bile saygı duyacağı, üstelik, Alinur'un hata yapmasını engelleyecek, dolu, donanımlı bir ismi seçip partinin yeniden toparlanması, ayağa kaldırılması lazım. Sizce bu şablona kim uyar?"
El cevap:
Farklı farklı isimler geldi. Hatta, "böylesine derinlikli bir çerçeve çizme ufkuna sahip birisi olarak neden siz olmuyorsunuz?" diye soran pek muhterem okuruma, yüksek alicenaplığından ötürü ziyadesiyle teşekkür ederim. Ancak birçok kişinin bu çerçeveye oturttuğu tek isim AK Parti Eski İl Başkanı Sedat Yalçın'dan başkası değil. Kitap üzere konuşmak gerekirse bence de bu çerçeveye en çok Sedat Yalçın uyuyor. Öyle ki; görev yaptığı yıllar boyunca ne kendine, ne davasına ve partisine tek bir leke sürmemiş, sürdürmemiş, AK Parti'nin çıtasını en üst seviyeye çıkarmış, duruş sahibi bir şahsiyet olarak Bursa siyasetine damga vurmuş müstesna bir isimdir Sedat Yalçın.

Fakat burada bir sorun var.
AK Parti, yıllardır üçüncü sınıf bile olmayan insanlara taşıyamayacakları her halinden belli olan üçer, dörder görev birden verirken Sedat Yalçın'a, yirmi yıldır il başkanlığından başka bir görev bulamama ayıbını, adaletsizliğini ve vefasızlığını kendisine nasıl yakıştırıyor acaba? Açıkçası, bir nakısa olarak kayıtlara geçen bu ayıp AK Parti'ye yeter de artar bile...
SON SÖZ:
Girişte altını çizdiğim, peygamberin vasiyeti üzerine söylemek gerekirse, Sedat Yalçın'a yapılan kahredici ayıp ve adaletsizlikten sonra il başkanlığı makamını kimse layıkıyla taşıyamaz artık. Bu makama gelenlerin, neden bir türlü halkın, teşkilatın taleplerini, beklentilerini karşılayamadığı ve yedi yıl sonra bile hala Sedat Yalçın'ın arandığının ve isminin ısrarla gündeme geldiğinin cevabı hakkıyla verilmeden Bursa'da bu cenaze kalkmaz gibime geliyor. Kalkmaz, çünkü çıta çok yüksekte...
Ali Şeriati, "Ebuzer" isimli kitabında, "Peygamberin vasiyeti şöyleydi: Hak ne kadar acı da olsa söyle, kimsenin seni kötülemesinden korkma..." diyor. Asabı bozuk bir yazı gündelikçisi olarak kalemi hep bu soylu vasiyet üzere tutma gayretinde oldum. Onun için bu fakirden çok rahatsız oluyorlar. Varsın olsunlar. Yine, Ali Şeriati'nin dediği gibi, "Sizi rahatsız etmeye geldim." Dahası, verdiğim rahatsızlıktan ötürü özür de dilemiyorum.
Bu girizgahtan sonra,
Bugünkü vereceğimiz rahatsızlığın taşlarını döşemeye başlayabiliriz. Efendim, Ayhan Salman'a, "aday olma" denildikten sonra, AK Parti'nin uyuşmuş vücuduna kan yürüdü adeta. Şimdi bütün gözler Ankara'ya çevrildi ve yeni başkanın kim olacağını merak ediyor herkes.
Önce şunu belirtelim,
Bugün, AK Parti kulislerinde adı geçen aday adaylarının hemen hepsi, aslında başka birisi için basamak olmaktan öteye geçemeyecek isimler. Her yiğidin gönlünde büyükşehir aslanı yatıyor. Önümüzdeki seçimler için büyükşehir adaylığını gönlüne düşürmüş yiğitler il başkanı olacak ismin kendisinden daha yiğit birisi olmasını asla istemiyor. Zira donanımlı bir il başkanı, aynı zamanda büyükşehir belediyesi için potansiyel adaydır. Dolayısıyla çavuşlar, emrinde bir onbaşı istiyor. Fakat yıllardır, makam verilen ezik, ufak ama aynı zamanda kibirli onbaşılar yüzünden AK Parti'de bütün işler "er" seviyesine düştü.
AK Parti,
Bursa'da tercihini yine bir onbaşıdan yana kullanacak olursa şayet, emir verecek çavuştan başka hiçbir şeyin değişmeyeceğini bilmesi ve sonucuna da katlanması gerekiyor. Nitekim, onbaşı ve çavuştan ibaret değişim bir işe yaramayacağı gibi, Salman'a, "aday olma" denilmesinden mütevellit yükselen heyecan dalgası daha başlamadan bitmiş olur. Bu ise tünelden önceki son çıkışın da kaçırıldığı, telafisi daha da zor, hatta imkansız bir sürece girildiği anlamına gelir.
Dünkü yazımda,
Her zamankinden daha fazla önem arz eden AK Parti Bursa İl Başkanı'nın kim olacağından çok nasıl birisi olması gerektiğine dair net bir çerçeve çizmiş, "sizce bu çerçeveye kim uyar?" diye sormuş ve gelen cevapları bugün paylaşacağımı ifade etmiştim.
Gelin, önce o satırları hatırlayalım,
"Heyecanı diri tutacak, daha da artıracak, bir orkestra şefi gibi, eski-yeni, artı-eksi, ileri-geri, aşağı-yukarı bütün sesleri duyacak ve dokunacak bir ismin il başkanı yapılması lazım. Bu yolculukta genç bir isim olsun isterim fakat hem genç, hem teşkilatın eksiklerini bilecek, eskilerin saygısını kazanıp, yeniler için ufuk, umut olacak, heyecanlı, mütevazi, dolu, donanımlı ve gözü tok birisi olması lazım. Zaman az ve böyle bir ismi bulmak oldukça zor gözüküyor. Eskilerden ise maddi açlığı, makam hırsı, başka ajandası olmayan, herkeste saygı uyandıran ve herkesin üzerinde birleşeceği, herkesi kucaklayacak birisi olması lazım. Ehliyet ve liyakat ekseninde, temsil kabiliyeti yüksek, bırakın AK Partilileri, başka partililerin bile saygı duyacağı, üstelik, Alinur'un hata yapmasını engelleyecek, dolu, donanımlı bir ismi seçip partinin yeniden toparlanması, ayağa kaldırılması lazım. Sizce bu şablona kim uyar?"
El cevap:
Farklı farklı isimler geldi. Hatta, "böylesine derinlikli bir çerçeve çizme ufkuna sahip birisi olarak neden siz olmuyorsunuz?" diye soran pek muhterem okuruma, yüksek alicenaplığından ötürü ziyadesiyle teşekkür ederim. Ancak birçok kişinin bu çerçeveye oturttuğu tek isim AK Parti Eski İl Başkanı Sedat Yalçın'dan başkası değil. Kitap üzere konuşmak gerekirse bence de bu çerçeveye en çok Sedat Yalçın uyuyor. Öyle ki; görev yaptığı yıllar boyunca ne kendine, ne davasına ve partisine tek bir leke sürmemiş, sürdürmemiş, AK Parti'nin çıtasını en üst seviyeye çıkarmış, duruş sahibi bir şahsiyet olarak Bursa siyasetine damga vurmuş müstesna bir isimdir Sedat Yalçın.

Fakat burada bir sorun var.
AK Parti, yıllardır üçüncü sınıf bile olmayan insanlara taşıyamayacakları her halinden belli olan üçer, dörder görev birden verirken Sedat Yalçın'a, yirmi yıldır il başkanlığından başka bir görev bulamama ayıbını, adaletsizliğini ve vefasızlığını kendisine nasıl yakıştırıyor acaba? Açıkçası, bir nakısa olarak kayıtlara geçen bu ayıp AK Parti'ye yeter de artar bile...
SON SÖZ:
Girişte altını çizdiğim, peygamberin vasiyeti üzerine söylemek gerekirse, Sedat Yalçın'a yapılan kahredici ayıp ve adaletsizlikten sonra il başkanlığı makamını kimse layıkıyla taşıyamaz artık. Bu makama gelenlerin, neden bir türlü halkın, teşkilatın taleplerini, beklentilerini karşılayamadığı ve yedi yıl sonra bile hala Sedat Yalçın'ın arandığının ve isminin ısrarla gündeme geldiğinin cevabı hakkıyla verilmeden Bursa'da bu cenaze kalkmaz gibime geliyor. Kalkmaz, çünkü çıta çok yüksekte...
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Bursa'da bugün hava nasıl olacak? (24 Ocak 2021 Pazar)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, saldırıya uğrayan geminin kaptanıyla telefonda görüştü

Dışişleri Nijerya’daki gemi baskınında kaçırılan mürettebatın bulunması için seferber

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü’nden Nijerya’da kaçırılan gemi hakkında açıklama

HDP İlçe Başkanlığı'na gece baskını

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vahdettin Köşkü’nde dış politika değerlendirme toplantısına başkanlık etti

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!