Bursa'da yetmiş bin hanenin kapısı çalındı!

 
Üzerinden çok zaman geçti.
Ne kadar doğrudur bilemiyorum. Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, İnegöl'de üçüncü dönemini yarılamıştı. Aramızda, Başkan Aktaş'a yakın olan isimlerin de bulunduğu dar çerçeve bir dost sohbetinde, Aktaş'ın, Büyükşehir'i çok uzak gördüğü için gönlünden Osmangazi Belediye Başkanlığı'nı geçirdiği söylenmişti.
 
Fakat, kader ona, Osmangazi'nin oylarıyla Büyükşehir'e seçilmesinin yolunu açtı. Açık söylüyorum, aday belirleme sürecinde, Alinur Aktaş ve taifesinin Osmangazi için dayattığı isim eğer son dakikada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vetosuna takılmamış olsaydı, bugün çok büyük olasılıkla Aktaş'ın başkanlığı da söz konusu olmayacaktı.
 
Yani, dün, hayalini kurduğu, gıpta ile baktığı Osmangazi, Alinur Aktaş'ı, üstelik kendisine rağmen, Büyükşehir'e taşımış oldu. Buraya kadar bir sorun yok ama önemli bir soru var. O da, Osmangazi onu Büyükşehir'e taşıdı fakat o Büyükşehir'i taşıyabiliyor mu?
 
Siz soruya cevap ararken ben başka bir şey anlatayım.
Biliyorsunuz, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sık sık ve imalı bir dille "geliyor gelmekte olan" diyerek iktidara adeta gözdağı veriyor.
 
Gelmekte olanın, komşu düğünü olduğunu sanan bazı Ak Partililer, maytap geçmeyi tercih etseler de;  Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, gelmekte olanın aslında ne olduğunu fark etmiş. Nitekim, 2023 seçimleri için, "açık söylüyorum, aslanın ağzında" diyerek gırgırcı partilileri rüyadan uyansınlar diye dürtüyor ve seçimi aslanın ağzından alabilmek için, her gün yeni arkadaşlar, insanlar kazanıp, artı bir almaları gerektiğini vurguluyor.
 
Daha önce de söyledim.
Birileri bu formülü tersten işletiyor. Yani, Ak Parti, Kurtulmuş'un beklentisinin aksine "her gün artı bir alarak" yoluna devam etmiyor. Bırakın, her gün yeni arkadaşlar, insanlar kazanmayı, "kibirleri boylarını aşanların kaprisleri" yüzünden kazanılmış olanlar bile üçer-beşer kaybediliyor.
 
Fakat, tersten işletilen formülü tersine çevirmek için sözde değil, özde "canla başla" çalışanlar da yok değil. Bunlardan birisi de, hiç kuşkusuz Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar'dır. Rutin belediyecilik hizmetlerinin aksatılmadan yürütülmesinin yanında, ilçeye bir anaokulu, bir ilkokul, bir ortaokul ve bir de uluslararası lise kazandırıp, yüzlerce okulun, bakım, onarım, tadilat ve çevre düzenleme çalışmalarını yaparak , öğrencisinden, velisinden, öğretmenine kadar eğitim camiasına yürekten dokunuyor.
 

 
Başkan Dündar, tam da Numan Kurtulmuş'un, "her gün yeni arkadaşlar, insanlar kazanıp, artı bir almaları gerektiği" sözüne denk gelecek şekilde, her gün bir haneyi ziyaret ederek vatandaşlarla buluşuyor, sadece hanelerine değil gönüllerine de giriyor. Bu manada, 2015 yılından bugüne kadar tam yetmiş bine yakın hanenin kapısını çalarak kırılması güç bir rekora imza atmış Mustafa Başkan.
 
O rekor ki; bana, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, kısa süre önce Ak Partili il ve belediye başkanlarına yaptığı konuşmada, "işimiz çok olabilir, mesuliyetimiz ağır olabilir, vaktimiz sınırlı olabilir ve kişisel sıkıntılarımız olabilir, her ne olursa olsun önceliğimizi vatandaşlarımızın gönlünü kazanmaya vereceğiz..." sözlerini anımsattı. Bu sözler, çoğu Ak Partilin bir kulağından girip öbüründen çıkmış olsa bile, Mustafa Dündar gibi, ezber etmiş ve harfiyen uygulamaya çalışanlar da var.
 
SON SÖZ:
Dile kolay, tam yetmiş bin ailenin kapısını çalıp, derdiyle dertlenip, sevincine ortak olmak... Ak Parti'nin, "gönül belediyeciği" vurgusu tam da bu olsa gerek, değil mi? Vatandaşın istediği atla-deve değil aslında; biraz samimiyetin açamayacağı kapı yok. Mustafa Dündar'ın açtığı o kapılardan, kurduğu köprülerden mütevellit, Bursa'da kahir ekseriyet, Büyükşehir'i, Osmangazi'nin taşıdığına dair derin ve kalıcı bir kanaat taşıyor.