Dağ-Der'de derin kulis!

Bursa'nın iki öneli Sivil Tolum Örgütü; Bal-Göç ve Dağ-Der son günlerde aynı kaderi paylaşıyor desek sanırım yanılmış olmayız.

Kısa adı Bal-Göç olan, Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneği’nin yılan hikayesine dönen kongre sürecinde, kavgalara ve mahkeme salonlarına taşınan tartışmaların bütün ayrıntısını enbursa.com Yazarı Yüksel Baysal'ın köşesinden takip ediyor olmalısınız.

Bal-Göç'te, nihayet 13 Mart'ta kongre yapılması kararlaştırıldı fakat derin yarılmanın getirdiği tartışmalar bitmiş değil. Halihazırda, Emin Balkan, Hasan Öztürk ve Kader Özlem olmak üzere üç aday var. Bunca gürültünün ortasında sağlıklı bir kongre yapabilecekler mi; yaparlarsa kim kazanacak bekleyip göreceğiz. 

***

Dedikodular, tartışmalar, istifalar ve derin kulis bilgileri henüz Bal-Göç'teki kadar ortalığa saçılmış olmasa da; kısa adı Dağ-Der olan, Orhaneli, Keles, Büyükorhan, Harmancık ve Osmangazi'ye Bağlı Dağ Köyleri Yardımlaşma ve Kültür Derneği'nde yaşananların Bal-Göç'te yaşananlardan fazlası var eksiği yok.

Dağ-Der kulisleri hiç olmadığı kadar hararetli. 
O kadar ki; elden ele dolaşan ses kayıtlarıyla derinleşen dedikodular üzerine iki yönetim kurulu üyesinin ihracından sonra, istifa etmesi beklenen/istenen mevcut başkan Yaşar Türk buna yanaşmayınca, bazı yöneticiler istifa kararı almış. 

Bu gelişmeler süreci başka bir yola çevirir mi bilinmez ama şu anda şube kongreleri devam ediyor ve bitimiyle birlikte zaten Dağ-Der kongresi de başlamış olacak. 

Tıpkı Bal-Göç'te olduğu gibi, bu sarsıcı süreçte yönetime yeni talipler çıkar mı bilinmez ama Dağ-Der'de de şu anda, Yaşar Türk, Aydın Özdemir ve Erdal Kadir olmak üzere üç aday var.

Yine, kulislerden kulağımıza fısıldananlara bakılacak olursa; yıllardır bir eli sürekli Da-Der'in üstünde olan fakat derneği ne kısaltan ne de uzatan eski başkanlardan Ali Kaya, Aydın Özdemir'i destekliyormuş.

Yeri gelmişken, Ali Kaya için bir parantez açmak isterim. 
Açıkçası, Ali Kaya'nın, bitmeyen Dağ-Der aşkına hayran olmamak elde değil. Nitekim, ben henüz ortaokul öğrencisiyken tanıdım kendisini. O zaman da Dağ-Der başkanıydı. Başkan olmadığı zamanlarda ise bir eli sürekli derneğin üstünde oldu. Yapığı iyi şeyler de vardır kuşkusuz ama bunca yılın sonunda ortada ele gelir, dişe dokunur bir şey ne yazık ki yok. 

Oysa, Dağ-Der, doğal güzellikleriyle dört dağ ilçesini, dünyanın turizm vitrinine koyan öncü bir düşünce kulübüne dönüşmesini beklerdim/isterdim. Dağ-Der, bunca senenin sonunda, ilçelerin kalkınması için projeler geliştiren, kaynak üreten bir çatı kuruluş olması gerekirdi. Olmadı, olamadı ve bu kısır tartışmaların gölgesinde olma imkanı, ihtimali de pek yok gibi...

SON SÖZ:
Dağ-Der'in durumu buyken, derneğin temsil ettiği dört dağ ilçesinin durumu da pek iç açıcı değil. Yirmi yıldır Ak Parti iktidarlarına yüzdelik oranda en yüksek desteği vermiş olmalılara karşın, hala bir yol sorunu bile çözülemedi ne yazık ki. Çözüm şöyle dursun; dağ ilçelerinin kanayan yarası olan yol sorununun yakın gelecekte çözüleceğine dair kırıntı nispetindeki son ümitler de tükendi. Öyle ki; bir süre önce Bursa'ya gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala, dağ ilçelerinin yıllardır özlemle beklediği Kapıkaya Tüneli ihalesinin mevcut şartlarda mümkün olmadığını söylediler. Acıdır ki; yöre halkı yol çilesini çekmeye devam edecek.