Deva'dan büyük çalım!
7 Nisan 2022 Perşembe , 00:32
Siyaseti, futbol jargonuyla konuşmak gerekirse, Ali Babacan'ın, Sedat Kızılcıklı'ya rozet takmasını, Deva Partisi'nin AK Parti'ye çalım atması, ardından da topu doksana filelere takması şeklinde ifade edebiliriz.
Bu gol sevinci, Deva tribünlerinde Meksika dalgası ile kutlanırken; AK Parti tribünleri ise hayran bir sükûnetle izliyor. Bakmayın siz, "sarı" lakaplı amigo kılıklı beslemelerin, "makam verilince iyiydi de verilmeyince gitti" kabilinden teranelerine.
Adı her ne kadar, "eski vekil" olsa da, duruşu ve her daim tebessüm eden yüzüyle Bursa'nın eskimeyen ender simalarından birisidir Sedat Kızılcıklı. AK Parti'deki "eskiler" üç-beş yerden maaş almak için dil eskitirken, o, alın teriyle emek eskitmeyi tercih etmiş birisidir ve Bursa için bir değerdir. Haliyle, bu ani transfer, AK Parti'nin surunda büyük bir gedik açarken, Deva hanesine ise liyakatli bir kazanç olarak yazılmıştır.
Nitekim bu kazanç, Deva için Sedat Kızılcıklı ile de sınırlı kalmayacaktır. Sadece AK Partililerin değil, Bursa siyasetinde taraflı tarafsız hemen herkesin/kesimin en başta "iyi bir insan" diyerek, sözüne kefil olduğu Sedat Kızılcıklı'nın Devalı olması, "Babacan'ı uzaktan dinleyen AK Partililer" için yadsınamaz bir referans olacaktır.
İlk günden beri yeri her geldikçe söylüyorum.
Ali Babacan, zekâsını siyasete yansıtan, sempati değeri yüksek ve giderek daha da yükselen yeni nesil bir siyasetçi. Tamam, sahada şartların yeteri kadar uygun olmasına rağmen beklenen oy oranlarına; biraz da yanlış iliklenen ilk düğmelerden ötürü henüz ulaşamamış olsa dahi, siyasetin sarp yokuşunu adeta rüzgârı yara yara çıkıyor.
Babacan, çıkıyor çıkmasına ama teşkilatlarda, en azından Bursa teşkilatında bir şeylerin eksik olduğu da bir vakıa. Bu olguyu daha önce de söyledim ve sırası geldiği için yinelemek isterim. Evet, toplumun Babacan'a bir teveccühü söz konusu ancak yukarıda da işaret ettiğim gibi, yanlış iliklenen düğmenin sıkıntısı da gün geçtikçe daha fazla hissedilir oldu.
O kadar ki; İl Başkanı Serkan Özgöz'ün, özellikle il kongresinde veremediği demokrasi dersi ve devam eden süreçte takındığı kibirli tavır ve fazladan evhamla teşkilatlara uyguladığı psikolojik baskı yüzünden birçok ilçe başkanı ve yönetimlerinin sabrın sınırına geldiğini en iyi bilenlerden ve bildirenlerden birisi olduğumu da cümle alem biliyor zaten. Babacan'ın artı gücünün Bursa sokaklarında olması gerektiği kadar karşılık bul(a)mamasının en ölümcül sebebi de, il başkanının, hem kendinin hem de partinin enerjisini içeride tüketmesinden kaynaklanıyor.
Zaman zaman bu türden sıkıntıları dile getirmeme rağmen Ali Babacan'ın duyarsız kaldığına dair zannım Deva Partisi'ne beslediğim ümidin de tükenmesine neden oluyordu. Fakat Sedat Kızılcıklı'ya takılan rozet ve (basına yansıdığı kadarıyla) teşkilatlardan sorumlu olacak olması, Deva'da yanlış iliklenen düğmelerin düzeltileceğine dair yeniden ümitlenmeme sebep oldu. Sadece benim değil, sabrı sınıra dayanmış, istifanın eşiğinde olan birçok ilçe başkanı ve yönetimleri de (şimdilik) derin bir "oh" çekmişlerdir.
SON SÖZ:
Hatırlarsanız, Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin toplantılarında il ve belediye başkanlarına, "ülke genelinde hizmet eden dava adamlarının emeğini, kibirleri boylarını aşanların kaprislerine feda etmedik, etmeyeceğiz" demişti ama Bursa'da, kibirleri boylarını aşmış kabile reisi kılıklı kasaba siyasetçilerinin kaprislerine kaç dava adamının feda edildiğinden hiç haberi olmadı. Umarım, Ali Babacan'ın, parti içinde, kinle, kibirle siyaset yapmaya çalışanlardan haberi olur ve gereğini yapar. Son tahlilde demem o ki; Deva Partisi, Ak Parti'nin iki Sedat'ından birisini kadrolarına katmayı başardı. Bu başarı, Bursa'da ve en çok da Ak Parti saflarında derin bir dalgalanmaya sebep oldu ki; yakın gelecekte, Ak Parti'den Deva'ya bereketli yağmur damlaları düşmeye başlar. Tabi ki; ustalar çırak çıkartılmazsa...
Bu gol sevinci, Deva tribünlerinde Meksika dalgası ile kutlanırken; AK Parti tribünleri ise hayran bir sükûnetle izliyor. Bakmayın siz, "sarı" lakaplı amigo kılıklı beslemelerin, "makam verilince iyiydi de verilmeyince gitti" kabilinden teranelerine.
Adı her ne kadar, "eski vekil" olsa da, duruşu ve her daim tebessüm eden yüzüyle Bursa'nın eskimeyen ender simalarından birisidir Sedat Kızılcıklı. AK Parti'deki "eskiler" üç-beş yerden maaş almak için dil eskitirken, o, alın teriyle emek eskitmeyi tercih etmiş birisidir ve Bursa için bir değerdir. Haliyle, bu ani transfer, AK Parti'nin surunda büyük bir gedik açarken, Deva hanesine ise liyakatli bir kazanç olarak yazılmıştır.
Nitekim bu kazanç, Deva için Sedat Kızılcıklı ile de sınırlı kalmayacaktır. Sadece AK Partililerin değil, Bursa siyasetinde taraflı tarafsız hemen herkesin/kesimin en başta "iyi bir insan" diyerek, sözüne kefil olduğu Sedat Kızılcıklı'nın Devalı olması, "Babacan'ı uzaktan dinleyen AK Partililer" için yadsınamaz bir referans olacaktır.
İlk günden beri yeri her geldikçe söylüyorum.
Ali Babacan, zekâsını siyasete yansıtan, sempati değeri yüksek ve giderek daha da yükselen yeni nesil bir siyasetçi. Tamam, sahada şartların yeteri kadar uygun olmasına rağmen beklenen oy oranlarına; biraz da yanlış iliklenen ilk düğmelerden ötürü henüz ulaşamamış olsa dahi, siyasetin sarp yokuşunu adeta rüzgârı yara yara çıkıyor.
Babacan, çıkıyor çıkmasına ama teşkilatlarda, en azından Bursa teşkilatında bir şeylerin eksik olduğu da bir vakıa. Bu olguyu daha önce de söyledim ve sırası geldiği için yinelemek isterim. Evet, toplumun Babacan'a bir teveccühü söz konusu ancak yukarıda da işaret ettiğim gibi, yanlış iliklenen düğmenin sıkıntısı da gün geçtikçe daha fazla hissedilir oldu.
O kadar ki; İl Başkanı Serkan Özgöz'ün, özellikle il kongresinde veremediği demokrasi dersi ve devam eden süreçte takındığı kibirli tavır ve fazladan evhamla teşkilatlara uyguladığı psikolojik baskı yüzünden birçok ilçe başkanı ve yönetimlerinin sabrın sınırına geldiğini en iyi bilenlerden ve bildirenlerden birisi olduğumu da cümle alem biliyor zaten. Babacan'ın artı gücünün Bursa sokaklarında olması gerektiği kadar karşılık bul(a)mamasının en ölümcül sebebi de, il başkanının, hem kendinin hem de partinin enerjisini içeride tüketmesinden kaynaklanıyor.
Zaman zaman bu türden sıkıntıları dile getirmeme rağmen Ali Babacan'ın duyarsız kaldığına dair zannım Deva Partisi'ne beslediğim ümidin de tükenmesine neden oluyordu. Fakat Sedat Kızılcıklı'ya takılan rozet ve (basına yansıdığı kadarıyla) teşkilatlardan sorumlu olacak olması, Deva'da yanlış iliklenen düğmelerin düzeltileceğine dair yeniden ümitlenmeme sebep oldu. Sadece benim değil, sabrı sınıra dayanmış, istifanın eşiğinde olan birçok ilçe başkanı ve yönetimleri de (şimdilik) derin bir "oh" çekmişlerdir.
SON SÖZ:
Hatırlarsanız, Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin toplantılarında il ve belediye başkanlarına, "ülke genelinde hizmet eden dava adamlarının emeğini, kibirleri boylarını aşanların kaprislerine feda etmedik, etmeyeceğiz" demişti ama Bursa'da, kibirleri boylarını aşmış kabile reisi kılıklı kasaba siyasetçilerinin kaprislerine kaç dava adamının feda edildiğinden hiç haberi olmadı. Umarım, Ali Babacan'ın, parti içinde, kinle, kibirle siyaset yapmaya çalışanlardan haberi olur ve gereğini yapar. Son tahlilde demem o ki; Deva Partisi, Ak Parti'nin iki Sedat'ından birisini kadrolarına katmayı başardı. Bu başarı, Bursa'da ve en çok da Ak Parti saflarında derin bir dalgalanmaya sebep oldu ki; yakın gelecekte, Ak Parti'den Deva'ya bereketli yağmur damlaları düşmeye başlar. Tabi ki; ustalar çırak çıkartılmazsa...
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!