Doğru, eninde sonunda kendini dayatır!
19 Nisan 2022 Salı , 01:16
Şimdi gözlerinizi kapatın ve kendinizi ömrünüzde Bursa'ya hiç gelmemiş gibi düşünün. Yani, Bursa hakkında pek bir fikriniz yok...
Akşam işten geldiniz, yorgunluk kahvenizi yudumlarken, bir taraftan da memleketin ahvaline dair malumat sahibi olmak için haber kanalları arasında lalettayin dolaşıyorsunuz.
Bir ara gözünüze bir bakan ilişiyor.
Hadi adını da vereyim, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu.
Kendinden emin bir edayla diyor ki; Bakan, "Gidiyorsunuz mesela, bir büyükşehre, Bursa'ya gidiyoruz. Siz de gidin bakın Bursa'ya, hiç sormadan dolaşın. Kendiniz, en geri kalmış ilçesini Bursa'nın içinde bulacaksınız. Sormadan bak, Nilüfer, ismini veriyorum. Gidin, dolaşın, kendiniz diyeceksiniz ki; 'burası Nilüfer'. Çünkü belediyecilik bakımından en geri kalmış yer..."
Şekersiz kahvenin damağınızda bıraktığı acı tat gibi, Bakan da, Nilüfer'i, Bursa'nın en geri kalmış ilçesi olarak aklınızda bırakıyor.
Uyuyorsunuz, uyanıyorsunuz...
Kahvaltı yaparken, bir taraftan da gazetenize göz atıyorsunuz. (Şimdi, 'aha yakaladım, ramazanda kahvaltı he, demek oruç tutmuyorsun" diye aklından geçirenlere, Tarım Bakanı'nın, Bursa'da, "o yok bu yok diyenlere kapak olsun" dediği gibi, kapaklık bir laf edecek değilim oruçlu ağzımla elbette...)
Neyse, kahvaltıda çayınızı yudumlarken, bir taraftan da gazetenize göz atıyorsunuz. Gözünüze, "Sanayi Bakanlığı, Türkiye’de en gelişmiş ilçeyi belirlemek için sosyo-ekonomik gelişmişlik araştırması yaptı..." diye bir haber takılıyor.
Okurken, öbür taraftan da akşam Dışişleri Bakanı'nın ağzından duyduğunuz, "Bursa'nın en geri kalmış ilçesi nilüfer" sözleri geliyor aklınıza.
Fakat durun bir dakika!
Haberin içeriğinde, Türkiye'de en gelişmiş ilk on ilçesinden biri de Bursa'nın Nilüfer ilçesi diye yazıyor. Üstelik Bursa'dan, "top on"a giren ilk ve tek ilçe Nilüfer. Ama nasıl olur? Daha akşam söyledi Bakan, "Bursa'nın en geri kalmış ilçesi Nilüfer" diye...
SON SÖZ:
Bu durum size ne hatırlatıyor bilemiyorum ama bana Latin edebiyatının en büyük ustalarından Romalı şair Ovidius'un, "En iyi olanı görüyoruz ama en kötüsünü yapıyoruz" önermesini hatırlatıyor... Evet, Bakan, en iyisini görüyor ama en kötüsünü söylüyor. Şimdi, kimse, Spinoza'nın, "Akıl, doğaya aykırı hiçbir şey talep etmez" önermesi üzerinden bu duruma açıkıklık getirmemi istemesin benden. O kadar uzun boylu değil. O faslı geçelim. Hatta siz, "top on"a giren Nilüfer için, CHP'yi, CHP'li Mustafa Bozbey ve Turgay Erdem'in tebrik edilmesi gerektiğini de düşünebilirsiniz. Fakat ben hala Bakan Çavuşoğlu'nun, "En geri kalmış ilçe Nilüfer" önermesine inanmak ile Nilüfer'i, Bursa'nın en gelişmiş ilçesi yapan Ak Partili Büyükşehir belediye başkanlarını tebrik etmek arasında gidip geliyorum...
Akşam işten geldiniz, yorgunluk kahvenizi yudumlarken, bir taraftan da memleketin ahvaline dair malumat sahibi olmak için haber kanalları arasında lalettayin dolaşıyorsunuz.
Bir ara gözünüze bir bakan ilişiyor.
Hadi adını da vereyim, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu.
Kendinden emin bir edayla diyor ki; Bakan, "Gidiyorsunuz mesela, bir büyükşehre, Bursa'ya gidiyoruz. Siz de gidin bakın Bursa'ya, hiç sormadan dolaşın. Kendiniz, en geri kalmış ilçesini Bursa'nın içinde bulacaksınız. Sormadan bak, Nilüfer, ismini veriyorum. Gidin, dolaşın, kendiniz diyeceksiniz ki; 'burası Nilüfer'. Çünkü belediyecilik bakımından en geri kalmış yer..."
Şekersiz kahvenin damağınızda bıraktığı acı tat gibi, Bakan da, Nilüfer'i, Bursa'nın en geri kalmış ilçesi olarak aklınızda bırakıyor.
Uyuyorsunuz, uyanıyorsunuz...
Kahvaltı yaparken, bir taraftan da gazetenize göz atıyorsunuz. (Şimdi, 'aha yakaladım, ramazanda kahvaltı he, demek oruç tutmuyorsun" diye aklından geçirenlere, Tarım Bakanı'nın, Bursa'da, "o yok bu yok diyenlere kapak olsun" dediği gibi, kapaklık bir laf edecek değilim oruçlu ağzımla elbette...)
Neyse, kahvaltıda çayınızı yudumlarken, bir taraftan da gazetenize göz atıyorsunuz. Gözünüze, "Sanayi Bakanlığı, Türkiye’de en gelişmiş ilçeyi belirlemek için sosyo-ekonomik gelişmişlik araştırması yaptı..." diye bir haber takılıyor.
Okurken, öbür taraftan da akşam Dışişleri Bakanı'nın ağzından duyduğunuz, "Bursa'nın en geri kalmış ilçesi nilüfer" sözleri geliyor aklınıza.
Fakat durun bir dakika!
Haberin içeriğinde, Türkiye'de en gelişmiş ilk on ilçesinden biri de Bursa'nın Nilüfer ilçesi diye yazıyor. Üstelik Bursa'dan, "top on"a giren ilk ve tek ilçe Nilüfer. Ama nasıl olur? Daha akşam söyledi Bakan, "Bursa'nın en geri kalmış ilçesi Nilüfer" diye...
SON SÖZ:
Bu durum size ne hatırlatıyor bilemiyorum ama bana Latin edebiyatının en büyük ustalarından Romalı şair Ovidius'un, "En iyi olanı görüyoruz ama en kötüsünü yapıyoruz" önermesini hatırlatıyor... Evet, Bakan, en iyisini görüyor ama en kötüsünü söylüyor. Şimdi, kimse, Spinoza'nın, "Akıl, doğaya aykırı hiçbir şey talep etmez" önermesi üzerinden bu duruma açıkıklık getirmemi istemesin benden. O kadar uzun boylu değil. O faslı geçelim. Hatta siz, "top on"a giren Nilüfer için, CHP'yi, CHP'li Mustafa Bozbey ve Turgay Erdem'in tebrik edilmesi gerektiğini de düşünebilirsiniz. Fakat ben hala Bakan Çavuşoğlu'nun, "En geri kalmış ilçe Nilüfer" önermesine inanmak ile Nilüfer'i, Bursa'nın en gelişmiş ilçesi yapan Ak Partili Büyükşehir belediye başkanlarını tebrik etmek arasında gidip geliyorum...
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!