Gördüğüm en berbat iftar programı!
14 Nisan 2022 Perşembe , 01:09
Deva Partisi Lideri Ali Babacan, partisinin Emek Kapalı Pazar Alanı'nda organize ettiği (ettiği demem lafın gelişi, aslında edemediği) iftar programına katılmak üzere bir kez daha Bursa'ya geldi.
Mezun olduğu Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde konuşmasına izin verilmeyen Babacan için Bursa programı moral olur mu bilemiyorum ama buradan da pek fazla bir şey (şimdilik) beklemese iyi olur.
Partisini kurduğundan mütevellit yedinci kez Bursa'ya gelen Ali Babacan, kendisine uzatılan mikrofona, "Bursa'yı seviyoruz. Ama görüyoruz ki; çok şükür Bursa da bizi seviyor. Deva Partisi Bursa'ya çok yakıştı..." dedi.
Evet, Babacan Bursa'yı seviyor.
Şurası kesin ki; Bursa'da Babacan'ı seviyor. Nitekim, epey zaman önce Bursa'da yapılan bir ankette, "Ekonomik sorunu kim çözer?" sorusunu yüzde 6,50 "Babacan" diye cevaplamış Bursalılar. Aynı soru bugün sorulsa eminin "Babacan" diyenlerin cevabı daha da yüksek çıkacaktır.
Babacan'ın dediği gibi; Deva Partisi'nin Bursa'ya çok yakıştığı da ortada. Ancak Deva Partisi Bursa il başkanı ve yönetiminden bazı isimlerin Bursa'ya ve Deva Partisi'ne yakıştığı konusunda kuşkularım var.
Kuşkuma sebep başkaca nedenler bir yana, "Ekonomik sorunu kim çözer?" sorusuna yüzde 6,50 ile "Babacan" diyen Bursalılardan, sadece yüzde 1,95'inin "Deva Partisi'ne oy veririm." demesi bu sarsıcı gerçeğin sağlaması gibi durmuyor mu sizce de?
Daha önce de birçok defa ve altını çizerek söyledim.
Yeri geldiği için Bursa'ya yedinci kez gelen Babacan'a bir daha söylüyorum. İl Başkanı Serkan Özgöz'ün, özellikle il kongresinde veremediği demokrasi dersi ve devam eden süreçte takındığı kibirli tavır ve fazladan evhamla teşkilatlara uyguladığı psikolojik baskı yüzünden birçok ilçe başkanı ve yönetimlerinin sabrın sınırına geldiğini sağır sultan bile duydu artık.
Ali Babacan'ın artı gücünün Bursa sokaklarında olması gerektiği kadar karşılık bul(a)mamasının en ölümcül sebebi de, il başkanının ve ilçe başkanlarına karşı il başkanının fedailiğine soyunan bazı il yöneticilerinin hem kendi hem de partinin enerjisini içeride kapalı devre siyasetle tüketmesinden kaynaklanıyor.
Tamam, Sedat Kızılcıklı'nın, Deva rozeti takması, Bursa'da tükenme noktasına gelen umutlar için can suyu olmuştur. Ancak her şeyin aynı devam etmesi, ivedilikle neşter vurulmaması, kalıcı ve kuşatıcı çözüm bulunmaması halinde çözülme de başlayacaktır.
Gelin, Babacan'ın, Bursa'daki sözleriyle Bursa'yı değerlendirmeye devam edelim. Babacan, "Biz emrolunduğu gibi dosdoğru çalışanlardan olmak zorundayız. Güven oluşturmamız lazım..." dedi. Ne kadar doğru değil mi? Fakat gelin görün ki; Bursa'da bırakın Bursalıları, Deva Partililerin bile Deva Partisi'ne (yönetimine) karşı ciddi bir güven sorunu var.
SON SÖZ:
Bitirirken, Deva Partisi'nin, Emek Kapalı Pazar Alanı'nda organize ettiği/edemediği iftar programına dair izlenimlerimi de paylaşayım. İl Başkanı Serkan Özgöz'ün, "Sokak İftarı"ndan anladığı insanların sokakta aç kalması mıdır bilmiyorum ama gördüğüm en berbat organizasyonlardan birisiydi. Yemek dağıtımının üç-beş yerden yapılması gerektiğini bile akledememiş bir yönetim var. Alandan, birçok kişinin aç ayrıldığını sadece görmedim birçok kişiden de öğrendim. Bu biraz da Babacan'ın eksikliği aslında. Ak Parti'de hep bakan olmanın verdiği rahatlıktan olsa gerek, protokol rutini olmuş sanki. Halk lideri olamıyor. Halkın arasında bir liderseniz, halk doymadan karnınızın doymaması lazım. Hele ki; bu ramazan ayı ise hassasiyetin daha da üst düzey olması gerekmez mi?
Mezun olduğu Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde konuşmasına izin verilmeyen Babacan için Bursa programı moral olur mu bilemiyorum ama buradan da pek fazla bir şey (şimdilik) beklemese iyi olur.
Partisini kurduğundan mütevellit yedinci kez Bursa'ya gelen Ali Babacan, kendisine uzatılan mikrofona, "Bursa'yı seviyoruz. Ama görüyoruz ki; çok şükür Bursa da bizi seviyor. Deva Partisi Bursa'ya çok yakıştı..." dedi.
Evet, Babacan Bursa'yı seviyor.
Şurası kesin ki; Bursa'da Babacan'ı seviyor. Nitekim, epey zaman önce Bursa'da yapılan bir ankette, "Ekonomik sorunu kim çözer?" sorusunu yüzde 6,50 "Babacan" diye cevaplamış Bursalılar. Aynı soru bugün sorulsa eminin "Babacan" diyenlerin cevabı daha da yüksek çıkacaktır.
Babacan'ın dediği gibi; Deva Partisi'nin Bursa'ya çok yakıştığı da ortada. Ancak Deva Partisi Bursa il başkanı ve yönetiminden bazı isimlerin Bursa'ya ve Deva Partisi'ne yakıştığı konusunda kuşkularım var.
Kuşkuma sebep başkaca nedenler bir yana, "Ekonomik sorunu kim çözer?" sorusuna yüzde 6,50 ile "Babacan" diyen Bursalılardan, sadece yüzde 1,95'inin "Deva Partisi'ne oy veririm." demesi bu sarsıcı gerçeğin sağlaması gibi durmuyor mu sizce de?
Daha önce de birçok defa ve altını çizerek söyledim.
Yeri geldiği için Bursa'ya yedinci kez gelen Babacan'a bir daha söylüyorum. İl Başkanı Serkan Özgöz'ün, özellikle il kongresinde veremediği demokrasi dersi ve devam eden süreçte takındığı kibirli tavır ve fazladan evhamla teşkilatlara uyguladığı psikolojik baskı yüzünden birçok ilçe başkanı ve yönetimlerinin sabrın sınırına geldiğini sağır sultan bile duydu artık.
Ali Babacan'ın artı gücünün Bursa sokaklarında olması gerektiği kadar karşılık bul(a)mamasının en ölümcül sebebi de, il başkanının ve ilçe başkanlarına karşı il başkanının fedailiğine soyunan bazı il yöneticilerinin hem kendi hem de partinin enerjisini içeride kapalı devre siyasetle tüketmesinden kaynaklanıyor.
Tamam, Sedat Kızılcıklı'nın, Deva rozeti takması, Bursa'da tükenme noktasına gelen umutlar için can suyu olmuştur. Ancak her şeyin aynı devam etmesi, ivedilikle neşter vurulmaması, kalıcı ve kuşatıcı çözüm bulunmaması halinde çözülme de başlayacaktır.
Gelin, Babacan'ın, Bursa'daki sözleriyle Bursa'yı değerlendirmeye devam edelim. Babacan, "Biz emrolunduğu gibi dosdoğru çalışanlardan olmak zorundayız. Güven oluşturmamız lazım..." dedi. Ne kadar doğru değil mi? Fakat gelin görün ki; Bursa'da bırakın Bursalıları, Deva Partililerin bile Deva Partisi'ne (yönetimine) karşı ciddi bir güven sorunu var.
SON SÖZ:
Bitirirken, Deva Partisi'nin, Emek Kapalı Pazar Alanı'nda organize ettiği/edemediği iftar programına dair izlenimlerimi de paylaşayım. İl Başkanı Serkan Özgöz'ün, "Sokak İftarı"ndan anladığı insanların sokakta aç kalması mıdır bilmiyorum ama gördüğüm en berbat organizasyonlardan birisiydi. Yemek dağıtımının üç-beş yerden yapılması gerektiğini bile akledememiş bir yönetim var. Alandan, birçok kişinin aç ayrıldığını sadece görmedim birçok kişiden de öğrendim. Bu biraz da Babacan'ın eksikliği aslında. Ak Parti'de hep bakan olmanın verdiği rahatlıktan olsa gerek, protokol rutini olmuş sanki. Halk lideri olamıyor. Halkın arasında bir liderseniz, halk doymadan karnınızın doymaması lazım. Hele ki; bu ramazan ayı ise hassasiyetin daha da üst düzey olması gerekmez mi?
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!