Kararsızların zihinsel karmaşasına çıkış yolu!
26 Nisan 2022 Salı , 22:49
Deva Partisi Bursa'da uzunca bir süredir devam eden derin sancıyı zaman zaman bu köşeden duyuruyorum. Bilenler bilir fakat yeni başlayanlar için konuyu özetlemek gerekirse; Deva Partisi Bursa'da, il başkanı Serkan Özgöz'ün yönetme (yönetememe) kabiliyetinden kaynaklı sarsıcı bir sorun yaşanıyor.
Siyasetin, "ben merkezci" anakronik hastalığı Deva Bursa'nın başına erken dert oldu ki; Başkan Özgöz ve "birlikte yoldaşlık etmekten memnunluk duyduğu" fedailerinin baskısına maruz kalan bir ilçe başkanı, sosyal medya hesabından, "İdareciliği, baskının, biat sağlamanın, adamcılığın yolu olarak gören bir il yönetimiyle siyasette bir yol almanın mümkün olmadığını görüyorum..." diyerek istifa etti.
Deva Partisi Bursa'da, Serkan Özgöz ve yönetimiyle yol almanın mümkün olmadığını düşünen tek kişi istifa eden ilçe başkanı değil sadece. Gidişattan rahatsız olan ve istifası cebinde gezen daha birçok ilçe başkanı, yönetici ve üye mevcut. Normal şartlarda, bir partinin, bu ürkütücü tablodan rahatsızlık duyup, titizlikle çözüm arayışına girmesi gerekirken, Deva'da, sorunu ve çözümü bilen hemen herkesin her şey yolundaymış gibi davranması ise ayrı bir garabet.
Fakat perşembenin gelişi çarşambadan, hatta bırakın çarşambayı pazartesiden belliydi desek yeridir. Çünkü, Bursa'yı Burak Dalgın'a emanet eden, "Babacan, Bursa'da ilk düğmeyi yanlış ilikledi!"
***
Gelecek Partisi'nin durumu ise Deva'dan farklı değil.
Hatta bırakın farkı, hiçbir gelecek vizyonu taşımayan Gelecek'te durum daha da kötü desek asla abartmış olmayız. Yıllar geçmiş olmasına karşın, üstelik sahanın da müsait olmasına rağmen, bütün enerjisini iç kavgalarla harcayıp sağlıklı bir örgüt yapısını bile kuramamış olmaları, hem Deva'nın hem de Gelecek'in il başkanlarının ve o başkanları hala koltukta tutanların şehirde bir karşılığı olmadığının açık göstergesi değil mi?
***
Evet, en çok da Ak Parti'den kopup "kararsızlar" safında bekleyenler için çekim merkezi olması beklenen Gelecek ve Deva'nın Bursa örgütlerinde görülen kireçlenme bir erken tıkanmaya sebep olmuş vaziyette.
Fakat bu tıkanmanın sadece Bursa'da olduğunu söylemek biraz haksızlık olur. Çünkü genel anlamda hem Deva hem de Gelecek bir hava boşluğuna düşmüş gibiler ve ilk günkü cazibesini yitirmiş haldeler.
Açık söylüyorum, Ak Parti'den kopup, CHP ve İYİ Parti limanlarına demir atmamış seçmen, en ufak bir iyimser hava yakaladığında Gelecek ve Deva'ya uğramadan veya uğramış olsa bile tereddütsüz vazgeçip eski partisine dönmesi işten bile olmayacaktır.
Tamam, Ak Partililer bugün emanetçisi oldukları değerli mirasa layık davranmıyorlar ve bu aldatıcı zihin düzeniyle gidilecek çok fazla bir yol yok. Ak Parti'nin, yeni bir hikaye yazabilmesi için bu sayfayı kapatması, kendi gerçek kahramanlarına ve değerlerine dönmesi gerektiğinin altını çok defa çizmiştik. Ancak bu şartlarda öfkeli ama hala geçmişin hatırına bir umut taşıyan seçmenini ikna edebilir. Bu cümleden mütevellit Gelecek ve Deva'yı yeniden masaya yatıracak olursak; Ak Parti'nin bu umutsuz umut olma haline rağmen hala umut olamamaları, şapkalarını önlerine koyup yeniden düşünmeyi zorunlu kılmıyor mu?
SON SÖZ:
Tam da burada, başa/başlığa dönüp, kararsızların zihin karmaşasına bir çıkış yolu önermek istiyorum. Madem ki; Ak Parti'den kopan kitle geleceğine deva görerek Gelecek ve Deva'ya gitmiyor. O zaman kararsız seçmenin önüne yeni bir imkan sunmak lazım. O da şu olabilir. Henüz bir gelecek vizyonu oluşturamayan ve kendi derdine deva bulamayan Gelecek ve Deva, Abdullah Gül liderliğinde birleşip yeniden yapılanmaya giderek toplumun önüne yeni bir umut reçetesi koyabilirler.
Siyasetin, "ben merkezci" anakronik hastalığı Deva Bursa'nın başına erken dert oldu ki; Başkan Özgöz ve "birlikte yoldaşlık etmekten memnunluk duyduğu" fedailerinin baskısına maruz kalan bir ilçe başkanı, sosyal medya hesabından, "İdareciliği, baskının, biat sağlamanın, adamcılığın yolu olarak gören bir il yönetimiyle siyasette bir yol almanın mümkün olmadığını görüyorum..." diyerek istifa etti.
Deva Partisi Bursa'da, Serkan Özgöz ve yönetimiyle yol almanın mümkün olmadığını düşünen tek kişi istifa eden ilçe başkanı değil sadece. Gidişattan rahatsız olan ve istifası cebinde gezen daha birçok ilçe başkanı, yönetici ve üye mevcut. Normal şartlarda, bir partinin, bu ürkütücü tablodan rahatsızlık duyup, titizlikle çözüm arayışına girmesi gerekirken, Deva'da, sorunu ve çözümü bilen hemen herkesin her şey yolundaymış gibi davranması ise ayrı bir garabet.
Fakat perşembenin gelişi çarşambadan, hatta bırakın çarşambayı pazartesiden belliydi desek yeridir. Çünkü, Bursa'yı Burak Dalgın'a emanet eden, "Babacan, Bursa'da ilk düğmeyi yanlış ilikledi!"
***
Gelecek Partisi'nin durumu ise Deva'dan farklı değil.
Hatta bırakın farkı, hiçbir gelecek vizyonu taşımayan Gelecek'te durum daha da kötü desek asla abartmış olmayız. Yıllar geçmiş olmasına karşın, üstelik sahanın da müsait olmasına rağmen, bütün enerjisini iç kavgalarla harcayıp sağlıklı bir örgüt yapısını bile kuramamış olmaları, hem Deva'nın hem de Gelecek'in il başkanlarının ve o başkanları hala koltukta tutanların şehirde bir karşılığı olmadığının açık göstergesi değil mi?
***
Evet, en çok da Ak Parti'den kopup "kararsızlar" safında bekleyenler için çekim merkezi olması beklenen Gelecek ve Deva'nın Bursa örgütlerinde görülen kireçlenme bir erken tıkanmaya sebep olmuş vaziyette.
Fakat bu tıkanmanın sadece Bursa'da olduğunu söylemek biraz haksızlık olur. Çünkü genel anlamda hem Deva hem de Gelecek bir hava boşluğuna düşmüş gibiler ve ilk günkü cazibesini yitirmiş haldeler.
Açık söylüyorum, Ak Parti'den kopup, CHP ve İYİ Parti limanlarına demir atmamış seçmen, en ufak bir iyimser hava yakaladığında Gelecek ve Deva'ya uğramadan veya uğramış olsa bile tereddütsüz vazgeçip eski partisine dönmesi işten bile olmayacaktır.
Tamam, Ak Partililer bugün emanetçisi oldukları değerli mirasa layık davranmıyorlar ve bu aldatıcı zihin düzeniyle gidilecek çok fazla bir yol yok. Ak Parti'nin, yeni bir hikaye yazabilmesi için bu sayfayı kapatması, kendi gerçek kahramanlarına ve değerlerine dönmesi gerektiğinin altını çok defa çizmiştik. Ancak bu şartlarda öfkeli ama hala geçmişin hatırına bir umut taşıyan seçmenini ikna edebilir. Bu cümleden mütevellit Gelecek ve Deva'yı yeniden masaya yatıracak olursak; Ak Parti'nin bu umutsuz umut olma haline rağmen hala umut olamamaları, şapkalarını önlerine koyup yeniden düşünmeyi zorunlu kılmıyor mu?
SON SÖZ:
Tam da burada, başa/başlığa dönüp, kararsızların zihin karmaşasına bir çıkış yolu önermek istiyorum. Madem ki; Ak Parti'den kopan kitle geleceğine deva görerek Gelecek ve Deva'ya gitmiyor. O zaman kararsız seçmenin önüne yeni bir imkan sunmak lazım. O da şu olabilir. Henüz bir gelecek vizyonu oluşturamayan ve kendi derdine deva bulamayan Gelecek ve Deva, Abdullah Gül liderliğinde birleşip yeniden yapılanmaya giderek toplumun önüne yeni bir umut reçetesi koyabilirler.
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!