Kestel'de fırtına, kasırgaya dönüştü!
7 Ocak 2022 Cuma , 23:12
Yüksel Baysal, "Kestel’den kopan fırtına, kasırgaya dönüşmek üzere!" başlığıyla duyurmuştu aylar önce haberi. İşte o fırtına, artık kasırgaya dönüşmüş durumda. Hem de öyle böyle değil, çapı da büyüyor, şiddeti de artıyor kasırganın.
Yine, Yüksel Baysal, bu uzun hikayeyi, "İçinde Almanya’dan gelip kaçak yapı yapan bir iş insanı, Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, istifa ettirilen başkan yardımcısı gibi kahramanlar (!) var..." cümlesiyle başlatmıştı.
Kasırgaya dönen fırtınalı hikayenin kahramanlarına yeni aktörler de eklendi. Bunlardan birisi Cumhuriyet Halk Partisi Kestel İlçe Başkanı Hatice Doğan ve yakınları. Diğeri ise İYİ Parti Kestel İlçe Başkanı Emin Elüstü ve yakınları.
Her şey, Yakup Yamaç isimli, Almanya'da yaşayan Muşlu bir iş insanının konuşmasıyla başladı... Savcılık ifadelerinde de yer aldığı üzere, Yakup Yamaç, Kestel'de aldığı araziye bir villa yapmak ister, bu vesileyle görüştüğü Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır'ı Almanya'da ve Hollanda'da (Hollanda niyeyse artık) gezdirir, yedirir, içirir.
Yakup Yamaç, "aynı dünya görüşüne sahibiz" dediği Başkan Tanır'a, çiftliğinde bir konut yapmak istediğini söyler ve o konut yapılır. Haliyle yapılırken de, harçlar, bağışlar falanlar, filanlar ödenir. Yamaç, talep edilen paranın önü arkası kesilmeyince ve miktar da artınca, artık canına tak eder ve vermeyeceğini söyler. Vermeyince de "kaçak" gerekçesiyle konutu yerle bir edilir. Bu arada konuyla ilgili başkan yardımcısı da görevinden istifa eder. (Bu istifa da hala soru işareti) Özetle, Yamaç'ın iddiaları bu şekildedir.
Olay, savcılığa ve kamuoyuna yansıyınca, muhalefet partileri de dahil oldular sürece. İYİ Parti ve CHP Kestel İlçe Başkanları, belediye başkanı Önder Tanır'ı hedef alan sert açıklamalar yaptılar.
Bütün gözler AK Parti'ye çevrilmiş, bu korkunç suçlamalar karşısında ne gibi bir tasarrufta bulunacağı merakla beklenirken, ne hikmetse, bir anda, CHP İlçe Başkanı Hatice Doğan'ın yakınları ile, İYİ Parti İlçe Başkanı Emin Elüstü’nün yakınlarının kaçak inşaatları olduğu ortaya çıkıverdi.
Hoş, Kestel'de kaçak olmayan bir yer var mı orası da ayrı bir tartışma konusu ama yine de bu kadarla kalsa ne ala; bir de, AK Parti'den İYİ Parti'ye geçen belediye meclis üyesinin, işlettiği kafede on yıldır kaçak elektrik kullandığı iddia edildi.
Kestel'de kopan fırtınada, "şu haklıdır-şu haksızdır" diyecek durumda değilim. Fakat, Başkan Tanır'ın ortaya attığı, "on yıldır kaçak elektrik kullandı" iddiası, biraz Ragıp Paşa'nın, "Kıpti mertliğini anlatırken hırsızlığını söyler" şeklinde sadeleşen, "Şecaat arz ederken merd-i kıbtî sirkatin söyler" sözünü andırmıyor mu sizce de?
İyi de kardeşim, İYİ Parti daha dün kuruldu. Eski AK Partili, yeni İYİ Partili bu meclis üyesi, eğer on yıldır kaçak elektrik kullandıysa, bu işe AK Partiliyken/AK Parti'deyken başlamış olmuyor mu? Şu halde, "AK Partiliyken aklınıza gelmeyen kaçak, vatandaş İYİ Parti'ye geçince mi aklınıza geldi" diye sormazlar mı adama?
Açık söylemek gerekirse, Başkan Tanır'ın, bu büyük reddedişi ve temelsiz savunması, kendisine yöneltilen eleştirileri örtbas etmek adına sarıldığı çaresiz çırpınışlar gibi algılanır, algılanıyor da... Anlamıyorum, bir insan haklıysa, yapılan suçlamalar karşısında kendisini, başkalarını ve onların yakınlarını suçlayarak mı savunur?
SON SÖZ:
Bu olay da bir kez daha gösterdi ki; Bursa'da, hemen her konumda AK Parti adına, "sözü-kararı, iktidarı" elinde bulunduranlar yapıp-ettikleriyle bilerek veya bilmeyerek AK Parti duvarından birer-ikişer tuğla eksiltiyorlar. Biraz uzaktan bakınca, her tarafından çekilmiş tuğlalarla adeta harabe bir görüntü veriyor AK Parti. İl Başkanı Davut Gürkan, hangi biriyle uğraşacak, hangisini düzeltecek bilemiyorum ama işi gerçekten zor.
Yine, Yüksel Baysal, bu uzun hikayeyi, "İçinde Almanya’dan gelip kaçak yapı yapan bir iş insanı, Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır, istifa ettirilen başkan yardımcısı gibi kahramanlar (!) var..." cümlesiyle başlatmıştı.
Kasırgaya dönen fırtınalı hikayenin kahramanlarına yeni aktörler de eklendi. Bunlardan birisi Cumhuriyet Halk Partisi Kestel İlçe Başkanı Hatice Doğan ve yakınları. Diğeri ise İYİ Parti Kestel İlçe Başkanı Emin Elüstü ve yakınları.
Her şey, Yakup Yamaç isimli, Almanya'da yaşayan Muşlu bir iş insanının konuşmasıyla başladı... Savcılık ifadelerinde de yer aldığı üzere, Yakup Yamaç, Kestel'de aldığı araziye bir villa yapmak ister, bu vesileyle görüştüğü Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır'ı Almanya'da ve Hollanda'da (Hollanda niyeyse artık) gezdirir, yedirir, içirir.
Yakup Yamaç, "aynı dünya görüşüne sahibiz" dediği Başkan Tanır'a, çiftliğinde bir konut yapmak istediğini söyler ve o konut yapılır. Haliyle yapılırken de, harçlar, bağışlar falanlar, filanlar ödenir. Yamaç, talep edilen paranın önü arkası kesilmeyince ve miktar da artınca, artık canına tak eder ve vermeyeceğini söyler. Vermeyince de "kaçak" gerekçesiyle konutu yerle bir edilir. Bu arada konuyla ilgili başkan yardımcısı da görevinden istifa eder. (Bu istifa da hala soru işareti) Özetle, Yamaç'ın iddiaları bu şekildedir.
Olay, savcılığa ve kamuoyuna yansıyınca, muhalefet partileri de dahil oldular sürece. İYİ Parti ve CHP Kestel İlçe Başkanları, belediye başkanı Önder Tanır'ı hedef alan sert açıklamalar yaptılar.
Bütün gözler AK Parti'ye çevrilmiş, bu korkunç suçlamalar karşısında ne gibi bir tasarrufta bulunacağı merakla beklenirken, ne hikmetse, bir anda, CHP İlçe Başkanı Hatice Doğan'ın yakınları ile, İYİ Parti İlçe Başkanı Emin Elüstü’nün yakınlarının kaçak inşaatları olduğu ortaya çıkıverdi.
Hoş, Kestel'de kaçak olmayan bir yer var mı orası da ayrı bir tartışma konusu ama yine de bu kadarla kalsa ne ala; bir de, AK Parti'den İYİ Parti'ye geçen belediye meclis üyesinin, işlettiği kafede on yıldır kaçak elektrik kullandığı iddia edildi.
Kestel'de kopan fırtınada, "şu haklıdır-şu haksızdır" diyecek durumda değilim. Fakat, Başkan Tanır'ın ortaya attığı, "on yıldır kaçak elektrik kullandı" iddiası, biraz Ragıp Paşa'nın, "Kıpti mertliğini anlatırken hırsızlığını söyler" şeklinde sadeleşen, "Şecaat arz ederken merd-i kıbtî sirkatin söyler" sözünü andırmıyor mu sizce de?
İyi de kardeşim, İYİ Parti daha dün kuruldu. Eski AK Partili, yeni İYİ Partili bu meclis üyesi, eğer on yıldır kaçak elektrik kullandıysa, bu işe AK Partiliyken/AK Parti'deyken başlamış olmuyor mu? Şu halde, "AK Partiliyken aklınıza gelmeyen kaçak, vatandaş İYİ Parti'ye geçince mi aklınıza geldi" diye sormazlar mı adama?
Açık söylemek gerekirse, Başkan Tanır'ın, bu büyük reddedişi ve temelsiz savunması, kendisine yöneltilen eleştirileri örtbas etmek adına sarıldığı çaresiz çırpınışlar gibi algılanır, algılanıyor da... Anlamıyorum, bir insan haklıysa, yapılan suçlamalar karşısında kendisini, başkalarını ve onların yakınlarını suçlayarak mı savunur?
SON SÖZ:
Bu olay da bir kez daha gösterdi ki; Bursa'da, hemen her konumda AK Parti adına, "sözü-kararı, iktidarı" elinde bulunduranlar yapıp-ettikleriyle bilerek veya bilmeyerek AK Parti duvarından birer-ikişer tuğla eksiltiyorlar. Biraz uzaktan bakınca, her tarafından çekilmiş tuğlalarla adeta harabe bir görüntü veriyor AK Parti. İl Başkanı Davut Gürkan, hangi biriyle uğraşacak, hangisini düzeltecek bilemiyorum ama işi gerçekten zor.
Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!