Muhasebecilerin kıyameti kopmuş da ağlayanları yok!
26 Mayıs 2022 Perşembe , 09:50
Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, 4-5 Haziran'da, olağan genel kurul yapacak. Odayı üç dönemdir yöneten Çağdaş Muhasebeciler Grubu'nun karşısında Meslekte Dayanışma ve Birlik Grubu var.
Bugün, güne, Çağdaş Muhasebeciler Grubu'nun basın buluşmasıyla başladık. Toplantının adresi, Bursa Akademik Odalar Birliği'ne doğru giderken bir taraftan da esaslı birkaç soru/n hakkında mülahazaya daldım.
Nihayetinde, devletin para birimlerinin paydaşı konumunda ve ekonominin pratiğini en iyi bilen insanlarla sohbet edecektik. Mesela, "Kur Korumalı Mevduat Sistemi"nin hazineye maliyetinden sonuçlarına kadar gündemi sarsan konuları değerlendiririz falan diye düşünmüştüm.
Hatta bir ara, sıkılırsam, muhasebeciler için anlatılan "iki kere iki kaç eder" sorusuna "siz kaç etmesini istersiniz" cevabından müteşekkil fıkrayı sorup ekonomiden boğulan ortamı gevşetirim diye de geçmedi değil aklımdan.
Fakat Çağdaş Muhasebeciler Grubu Başkan Adayı Hüseyin Halil, güler yüzü ve yüksek nezaket kokan sözleriyle, "Dostlar, önce kahvaltımızı yapalım. Beni tok dinleyin..." deyince anladım, hiçbir şey olmasa bile kesin bir şey olacağını.
Sadece bu değil tabii. Bir de davetlilere hizmet eden BAOB Restoranlar garsonunun kahvaltı tabaklarını adeta kafamıza vurur gibi önümüze koyunca hepten işkillendim gidişattan. Acaba yaşlandıkça fazla mı alıngan oluyorum diye düşünüyordum ki; karşı masadaki meslektaştan garsona, "İşini doğru yap" ikazı yükselince rahatladım.
Zaten, başkan adayı Hüseyin Halil, konuşmaya başlayınca iştahım da kesildi; Muhasebecilerin kıyameti kopmuş da ağlayanları yok demekten kendimi alamadım bir an.
Başkan adayı Hüseyin Halil, "Pandeminin en ağır vurduğu birkaç meslek gruplarından biriyiz..." dedi. Sağlık çalışanlarını birinci sıraya koydu, muhasebecileri ikinci sıraya... "Sağlık çalışanlarının hastalarla ilgili insan üstü çabaları vardı. Biz de bu dönemin kayıt, evrak, finansman işinin doğru yapılması adına büyük özveri gösterdik..." diyerek anlattıklarını dinledikçe, "Derdim var dert üstüne..." türküsünü söyleyesim geldi. Siz, siz olun bir muhasebeciyle dertleşmeyin. Veya, kendi derdinize şükretmek için dertleşe de bilirsiniz. O derece yani...
Tamam, dertleri dağlar aşmış ama sadece bunları dinlemedik Hüseyin Halil'den. Çağdaş Muhasebeciler Grubu, durdukları yerden aslında ülke için bile kurtarıcı bir ışık yayıyor. O ışık ki; iştahla dadanılması ve takip edilmesi gereken öncü bir uygarlık adımıdır bana göre.
Siz de heyecanlandınız değil mi?
Öyleyse anlatayım.
Çağdaş Grup, kendi içinde başkan ve yönetim adayını belirlemek için bir önseçim yapıyor. Bu önseçimin nasıl yapılacağına dair sistem kargaşasını ortadan kaldıracak, kurum ve kurallarıyla tıkır tıkır işleyen kuşatıcı bir tüzük bile hazırlamışlar.
Mesela, mevcut başkan Doğan Yılmaz, Hasan Uçar ve Hüseyin Halil, başkanlık için önseçime girmişler; ipi ise Hüseyin Halil göğüslemiş. Fakat Halil'in yönetiminde diğer listelerdeki isimlerden de girenler var. Bu, şu demek. Odayı üç değil beş, bilemedin on dönem bile Çağdaş Grup yönetse, hep aynı kişi başkan olmuyor. Tıpkı bu önseçimde olduğu gibi mevcut başkan önseçimi kaybedebiliyor ve yerine yeni bir isimle başka yöneticiler geçiyor. Ne kadar güzel değil mi? Keşke ülke de böyle yönetilse; hakkaniyet ölçüsünde kuralları önceden belirlenmiş ve herkesin hakkına razı olacağı, kimsenin sonuçtan şüphelenmeyeceği adil bir düzen olsa...
SON SÖZ:
Önseçimi kazanarak Çağdaş Grup adına yarışacak olan Hüseyin Halil'in, oda başkanı olması halinde yapacakları da fazlasıyla dikkat çekici. Mesela, 35 yaşını aşmamış olanlardan bir genç yönetim oluşturmak gibi. Mesela, yeni muhasebe bürosu açacaklar için "Destek Ofis Uygulaması" gibi. Mesela, "Acil Yardımlaşma Komisyonu" gibi. Mesela, içinde sosyal ve kültürel faaliyetlerin de yapılabileceği bir sosyal tesis kurmak gibi. Elbette ki; dahası da var. Dileyen, enBursa.com'dan Sema Üstüntaş'ın haberinden ayrıntılara erişebilir.
Bugün, güne, Çağdaş Muhasebeciler Grubu'nun basın buluşmasıyla başladık. Toplantının adresi, Bursa Akademik Odalar Birliği'ne doğru giderken bir taraftan da esaslı birkaç soru/n hakkında mülahazaya daldım.
Nihayetinde, devletin para birimlerinin paydaşı konumunda ve ekonominin pratiğini en iyi bilen insanlarla sohbet edecektik. Mesela, "Kur Korumalı Mevduat Sistemi"nin hazineye maliyetinden sonuçlarına kadar gündemi sarsan konuları değerlendiririz falan diye düşünmüştüm.
Hatta bir ara, sıkılırsam, muhasebeciler için anlatılan "iki kere iki kaç eder" sorusuna "siz kaç etmesini istersiniz" cevabından müteşekkil fıkrayı sorup ekonomiden boğulan ortamı gevşetirim diye de geçmedi değil aklımdan.
Fakat Çağdaş Muhasebeciler Grubu Başkan Adayı Hüseyin Halil, güler yüzü ve yüksek nezaket kokan sözleriyle, "Dostlar, önce kahvaltımızı yapalım. Beni tok dinleyin..." deyince anladım, hiçbir şey olmasa bile kesin bir şey olacağını.
Sadece bu değil tabii. Bir de davetlilere hizmet eden BAOB Restoranlar garsonunun kahvaltı tabaklarını adeta kafamıza vurur gibi önümüze koyunca hepten işkillendim gidişattan. Acaba yaşlandıkça fazla mı alıngan oluyorum diye düşünüyordum ki; karşı masadaki meslektaştan garsona, "İşini doğru yap" ikazı yükselince rahatladım.
Zaten, başkan adayı Hüseyin Halil, konuşmaya başlayınca iştahım da kesildi; Muhasebecilerin kıyameti kopmuş da ağlayanları yok demekten kendimi alamadım bir an.
Başkan adayı Hüseyin Halil, "Pandeminin en ağır vurduğu birkaç meslek gruplarından biriyiz..." dedi. Sağlık çalışanlarını birinci sıraya koydu, muhasebecileri ikinci sıraya... "Sağlık çalışanlarının hastalarla ilgili insan üstü çabaları vardı. Biz de bu dönemin kayıt, evrak, finansman işinin doğru yapılması adına büyük özveri gösterdik..." diyerek anlattıklarını dinledikçe, "Derdim var dert üstüne..." türküsünü söyleyesim geldi. Siz, siz olun bir muhasebeciyle dertleşmeyin. Veya, kendi derdinize şükretmek için dertleşe de bilirsiniz. O derece yani...
Tamam, dertleri dağlar aşmış ama sadece bunları dinlemedik Hüseyin Halil'den. Çağdaş Muhasebeciler Grubu, durdukları yerden aslında ülke için bile kurtarıcı bir ışık yayıyor. O ışık ki; iştahla dadanılması ve takip edilmesi gereken öncü bir uygarlık adımıdır bana göre.
Siz de heyecanlandınız değil mi?
Öyleyse anlatayım.
Çağdaş Grup, kendi içinde başkan ve yönetim adayını belirlemek için bir önseçim yapıyor. Bu önseçimin nasıl yapılacağına dair sistem kargaşasını ortadan kaldıracak, kurum ve kurallarıyla tıkır tıkır işleyen kuşatıcı bir tüzük bile hazırlamışlar.
Mesela, mevcut başkan Doğan Yılmaz, Hasan Uçar ve Hüseyin Halil, başkanlık için önseçime girmişler; ipi ise Hüseyin Halil göğüslemiş. Fakat Halil'in yönetiminde diğer listelerdeki isimlerden de girenler var. Bu, şu demek. Odayı üç değil beş, bilemedin on dönem bile Çağdaş Grup yönetse, hep aynı kişi başkan olmuyor. Tıpkı bu önseçimde olduğu gibi mevcut başkan önseçimi kaybedebiliyor ve yerine yeni bir isimle başka yöneticiler geçiyor. Ne kadar güzel değil mi? Keşke ülke de böyle yönetilse; hakkaniyet ölçüsünde kuralları önceden belirlenmiş ve herkesin hakkına razı olacağı, kimsenin sonuçtan şüphelenmeyeceği adil bir düzen olsa...
SON SÖZ:
Önseçimi kazanarak Çağdaş Grup adına yarışacak olan Hüseyin Halil'in, oda başkanı olması halinde yapacakları da fazlasıyla dikkat çekici. Mesela, 35 yaşını aşmamış olanlardan bir genç yönetim oluşturmak gibi. Mesela, yeni muhasebe bürosu açacaklar için "Destek Ofis Uygulaması" gibi. Mesela, "Acil Yardımlaşma Komisyonu" gibi. Mesela, içinde sosyal ve kültürel faaliyetlerin de yapılabileceği bir sosyal tesis kurmak gibi. Elbette ki; dahası da var. Dileyen, enBursa.com'dan Sema Üstüntaş'ın haberinden ayrıntılara erişebilir.
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!