Savaş, 'Erdoğan için bir hayat öpücüğü' olur mu?
3 Mart 2022 Perşembe , 23:19
Gazeteci İsmet Berkan, Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye'nin denge politikasını yorumlarken, savaşla birlikte Türkiye'nin jeostratejik öneminin arttığına vurgu yaparak, "Tayyip Erdoğan, bu fırsatı kullanır mı, bunu bilmiyorum ama yeniden yüzünü Batı'ya dönme bir fırsat olarak karşımızda duruyor. Batıyla açılan bu fırsat penceresi, seçime giderken Erdoğan için bir hayat öpücüğü olabilir..." dedi.
Ben de yaklaşık aynı kanaatteyim.
Belki, kimileri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "eeey Putin" veya "eeey Zelenski" diyeceğini bekleyerek sürecin ülkemiz açısından zora girmesinden endişe ediyordu.
Fakat öyle olmadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir taraftan Ukrayna'nın an itibariyle uğradığı haksızlığa karşı çıkmanın yanında, süreci bugüne getiren koşulları göz ardı etmeyip, Rusya'nın haklarını/haklılıklarını da gözeterek bir açık kapı bıraktı.
Batı'nın, büyük bölümü Rusya karşıtlığında buluştuğu bir zeminde bu kapı, Batı ile Rusya arasında barışın soluklandığı çok önemli bir koridor görevi görüyor ki; belki de bu nefes borusu, savaşın küresel boyuta ulaşmasını önlemede en önemli etken olacak.
Şunu kabul etmek gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "ne Ukrayna'dan ne Rusya'dan vazgeçeriz" şeklinde attığı konum itibariyle Türkiye'yi; Rusya'yı Batı'dan, Batı'yı da Rusya'dan koruyan bir "Barış Duvarı"na dönüştürdü. Bu öyle, küçümsenecek bir iş olmasa gerek. Tıpkı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda, "dünya beşten büyüktür" diyebilmenin sıradan bir iş olmadığı gibi.
Tamam, Türkiye'nin, bir süredir Batı'yla, hukuk, demokrasi, insan hakları başta olmak üzere çeşitli başlıklarda sorunlar yaşadığı bir vakıa. Fakat, Erdoğan, 2023'e giden kıldan ince kılıçtan keskin yolda, Batı ile sorunlu alanlara yeniden format atabilir, atmalıdır da...
Kuşkusuz atılacak bu formatın ekonomiye de yansımaları olacaktır. Nitekim, "köpüğü" alınan yüksek dövizden tutun da birçok kalemde fiyatların gerilemesi, toplumda zaten esmeye/estirilmeye hazır olan olumlu havanın rüzgarını körüklemez mi?
SON SÖZ:
Rusya-Ukrayna arasındaki savaş nereye evrilir veya nasıl sonuçlanır kestirmek zor, fakat kesin olan şu ki; küresel düzenin yeniden doğuşuna şahitlik ediyoruz. Dünyada kartlar yeniden karılırken, Batı'nın, Türkiye'siz güvende olamayacağı gerçeğini iyice ezber etmesi gerekiyor.
Öte yandan, AK Parti'nin, daha doğrusu Erdoğan'ın, ateş hattında, ezber bozan "denge" siyaseti, bir süredir moral üstünlüğünü muhalefete kaptıran iktidar için bir nefes molası oldu. "Açılan bu fırsat penceresi, seçime giderken Erdoğan için bir hayat öpücüğü olabilir" mi? Bunu bilemiyorum ancak sadece bu pencereye bel bağlamanın yeterli olmayacağını düşünüyorum. Çünkü, AK Parti, fay hatlarında birikmiş kibir enerjisini yıkıma sebep bir sarsıntı yaşamadan boşaltması gerekiyor. Aksi halde, hemen her gün artçılarını derinden hissettiğimiz yüzde elli artı birlik deprem kaçınılmaz olabilir.
Ben de yaklaşık aynı kanaatteyim.
Belki, kimileri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "eeey Putin" veya "eeey Zelenski" diyeceğini bekleyerek sürecin ülkemiz açısından zora girmesinden endişe ediyordu.
Fakat öyle olmadı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir taraftan Ukrayna'nın an itibariyle uğradığı haksızlığa karşı çıkmanın yanında, süreci bugüne getiren koşulları göz ardı etmeyip, Rusya'nın haklarını/haklılıklarını da gözeterek bir açık kapı bıraktı.
Batı'nın, büyük bölümü Rusya karşıtlığında buluştuğu bir zeminde bu kapı, Batı ile Rusya arasında barışın soluklandığı çok önemli bir koridor görevi görüyor ki; belki de bu nefes borusu, savaşın küresel boyuta ulaşmasını önlemede en önemli etken olacak.
Şunu kabul etmek gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "ne Ukrayna'dan ne Rusya'dan vazgeçeriz" şeklinde attığı konum itibariyle Türkiye'yi; Rusya'yı Batı'dan, Batı'yı da Rusya'dan koruyan bir "Barış Duvarı"na dönüştürdü. Bu öyle, küçümsenecek bir iş olmasa gerek. Tıpkı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda, "dünya beşten büyüktür" diyebilmenin sıradan bir iş olmadığı gibi.
Tamam, Türkiye'nin, bir süredir Batı'yla, hukuk, demokrasi, insan hakları başta olmak üzere çeşitli başlıklarda sorunlar yaşadığı bir vakıa. Fakat, Erdoğan, 2023'e giden kıldan ince kılıçtan keskin yolda, Batı ile sorunlu alanlara yeniden format atabilir, atmalıdır da...
Kuşkusuz atılacak bu formatın ekonomiye de yansımaları olacaktır. Nitekim, "köpüğü" alınan yüksek dövizden tutun da birçok kalemde fiyatların gerilemesi, toplumda zaten esmeye/estirilmeye hazır olan olumlu havanın rüzgarını körüklemez mi?
SON SÖZ:
Rusya-Ukrayna arasındaki savaş nereye evrilir veya nasıl sonuçlanır kestirmek zor, fakat kesin olan şu ki; küresel düzenin yeniden doğuşuna şahitlik ediyoruz. Dünyada kartlar yeniden karılırken, Batı'nın, Türkiye'siz güvende olamayacağı gerçeğini iyice ezber etmesi gerekiyor.
Öte yandan, AK Parti'nin, daha doğrusu Erdoğan'ın, ateş hattında, ezber bozan "denge" siyaseti, bir süredir moral üstünlüğünü muhalefete kaptıran iktidar için bir nefes molası oldu. "Açılan bu fırsat penceresi, seçime giderken Erdoğan için bir hayat öpücüğü olabilir" mi? Bunu bilemiyorum ancak sadece bu pencereye bel bağlamanın yeterli olmayacağını düşünüyorum. Çünkü, AK Parti, fay hatlarında birikmiş kibir enerjisini yıkıma sebep bir sarsıntı yaşamadan boşaltması gerekiyor. Aksi halde, hemen her gün artçılarını derinden hissettiğimiz yüzde elli artı birlik deprem kaçınılmaz olabilir.
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!