Siyasetçiden daha çok siyaset yapan bürokrat!
28 Nisan 2022 Perşembe , 22:48
Bir okul müdürü düşünün!
Hiç yüksünmeden, "Burası özel sektör olsa kapının önünden geçirmeyeceğim öğretmenler var..." diyor.
Dikkat buyurun, "geçemeyecek" falan demiyor. "Geçirmeyeceğim" diyor. Yani, kendisi olmuş. Başkaları hakkında karar verecek yüce mertebeye ulaşmış. O kadar kendinden emin yani. İyi de, adama sormazlar mı, orası özel sektör olsa acaba seni o müdürlük koltuğuna oturturlar mı?
O koltukları kendilerine hak gördükleri için böyle bir soru sormak elbette ki; akıllarına bile gelmiyor. Oysa, böylesine, "kaba softa ham yobaz" zihin konforundaki birisini bırakın eğitim yuvasına müdür yapmayı, hatırla işe alan bile zor çıkar özel sektörde.
Öyle ki; tüylü kedinin sıcak ocak dibinde boylu boyunca uzanması gibi, arsızca makamlarda uzanan bu türden zevatın, "tek makam var o da benim makamım..." kibrine kapılıp, olmamışlığın dibini sıyırmasını yadırgamıyor aslında. Zira olamamış bir idarecinin işine lakayt olması tam da böyle bir şey...
Bu sadece bir örnek.
Kendisini dev aynasında gören, kendisinden başka kimseyi beğenmeyen, insanları küçümseyen, adı "idareci" olan narsistik kişilik bozukluğuna sahip bir sürü kibir kulesi dolaşıyor aramızda.
Bunlar, arsızca uzandıkları makamları cehalete meze edip, kafalarına göre idarecilik üreten ve birlikte çalıştığı insanlara da bunu yutturmaya çalışan; sonuç olarak, Ak Parti'yi gözden düşürüp, zamanı ve imkanı ziyan eden başıboş insanlar olarak çıkıyorlar karşımıza...
***
Türkiye'de, "liyakat" denince akla ilk gelen isimlerden birisi olan ve kısa bir süre önce, "Umarım hem Deva Partisi hem de ülkemiz liyakatin öncelendiği bir yönetim anlayışına kavuşur" diyerek Deva Partisi'nden istifa eden TÜİK eski başkanı Birol Aydemir'den ödünç aldım yazı başlığımı.
Aydemir, Karar Tv'de, "Türkiye'de Bürokrat Siyaset İlişkisi" başlığıyla ufuk açıcı bir konuşma yaptı. Siyasetçiden daha çok siyasetçi, kraldan daha çok kralcı bürokratlar türediğinin altını çizip, Türkiye'de sistemin bu yüzden çöktüğünü belirterek, ''Bürokratların siyasetçiden daha siyasetçi olma çabası bir ülke açısından tehlike çanlarının çalması demektir...'' ifadelerini kullandı.
Girizgahta, "Burası özel sektör olsa kapının önünden geçirmeyeceğim öğretmenler var..." diyen okul müdürü örneğiyle özetlediğim yakıcı tabloyu, Birol Aydemir'in, "Bürokratlar siyasetçiden daha ileri siyaset yapıyor, siyasetçinin dahi almayacağı kararları bürokratlar alıyor, (söylemeyeceği sözleri bürokratlar söylüyor) o kadar ileri gittiler..." sözleriyle tamamlamak isterim.
SON SÖZ:
Ak Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan'a hatırlatmak isterim. Bugün, tükenen Ak Parti'yi adeta kemirerek tüketenlerden birisi de işine lakayt bürokratların türemesidir ki; siyaset, bu türden bürokratların siyasetine ayar vermezse, halkın, ilk seçimde söz sahibi siyasetçilere çok fena ayar vereceği tecrübeyle sabittir.
Hiç yüksünmeden, "Burası özel sektör olsa kapının önünden geçirmeyeceğim öğretmenler var..." diyor.
Dikkat buyurun, "geçemeyecek" falan demiyor. "Geçirmeyeceğim" diyor. Yani, kendisi olmuş. Başkaları hakkında karar verecek yüce mertebeye ulaşmış. O kadar kendinden emin yani. İyi de, adama sormazlar mı, orası özel sektör olsa acaba seni o müdürlük koltuğuna oturturlar mı?
O koltukları kendilerine hak gördükleri için böyle bir soru sormak elbette ki; akıllarına bile gelmiyor. Oysa, böylesine, "kaba softa ham yobaz" zihin konforundaki birisini bırakın eğitim yuvasına müdür yapmayı, hatırla işe alan bile zor çıkar özel sektörde.
Öyle ki; tüylü kedinin sıcak ocak dibinde boylu boyunca uzanması gibi, arsızca makamlarda uzanan bu türden zevatın, "tek makam var o da benim makamım..." kibrine kapılıp, olmamışlığın dibini sıyırmasını yadırgamıyor aslında. Zira olamamış bir idarecinin işine lakayt olması tam da böyle bir şey...
Bu sadece bir örnek.
Kendisini dev aynasında gören, kendisinden başka kimseyi beğenmeyen, insanları küçümseyen, adı "idareci" olan narsistik kişilik bozukluğuna sahip bir sürü kibir kulesi dolaşıyor aramızda.
Bunlar, arsızca uzandıkları makamları cehalete meze edip, kafalarına göre idarecilik üreten ve birlikte çalıştığı insanlara da bunu yutturmaya çalışan; sonuç olarak, Ak Parti'yi gözden düşürüp, zamanı ve imkanı ziyan eden başıboş insanlar olarak çıkıyorlar karşımıza...
***
Türkiye'de, "liyakat" denince akla ilk gelen isimlerden birisi olan ve kısa bir süre önce, "Umarım hem Deva Partisi hem de ülkemiz liyakatin öncelendiği bir yönetim anlayışına kavuşur" diyerek Deva Partisi'nden istifa eden TÜİK eski başkanı Birol Aydemir'den ödünç aldım yazı başlığımı.
Aydemir, Karar Tv'de, "Türkiye'de Bürokrat Siyaset İlişkisi" başlığıyla ufuk açıcı bir konuşma yaptı. Siyasetçiden daha çok siyasetçi, kraldan daha çok kralcı bürokratlar türediğinin altını çizip, Türkiye'de sistemin bu yüzden çöktüğünü belirterek, ''Bürokratların siyasetçiden daha siyasetçi olma çabası bir ülke açısından tehlike çanlarının çalması demektir...'' ifadelerini kullandı.
Girizgahta, "Burası özel sektör olsa kapının önünden geçirmeyeceğim öğretmenler var..." diyen okul müdürü örneğiyle özetlediğim yakıcı tabloyu, Birol Aydemir'in, "Bürokratlar siyasetçiden daha ileri siyaset yapıyor, siyasetçinin dahi almayacağı kararları bürokratlar alıyor, (söylemeyeceği sözleri bürokratlar söylüyor) o kadar ileri gittiler..." sözleriyle tamamlamak isterim.
SON SÖZ:
Ak Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan'a hatırlatmak isterim. Bugün, tükenen Ak Parti'yi adeta kemirerek tüketenlerden birisi de işine lakayt bürokratların türemesidir ki; siyaset, bu türden bürokratların siyasetine ayar vermezse, halkın, ilk seçimde söz sahibi siyasetçilere çok fena ayar vereceği tecrübeyle sabittir.
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!