Türkiye'yi kanıyla düşünen bir düşünce kulübü!
24 Nisan 2022 Pazar , 17:14
Genel Başkanlığını Ercan Yakut'un yaptığı, Türkiye Düşünce Kulübü'nden uzun uzadıya bahsetmeye gerek yok sanırım. Zira var olduğu günden beri sadece düşünmeyen, sosyal aktiviteleriyle de hayata dokunan bir STK olarak yol alıyor.
Tüm kutsal metinlerin ana motifi "adaletli, merhametli ve cömert olma" gerekliliğini kendi metinlerine işlemiş ve bunun gereğini de yapmaya çalışan özel ve güzel bir kulüp.
Kulüp özel olunca iftar daveti de özel oldu.
Özelden öteye bir emir hatta tehdit desem sanırım daha doğru olacak. Şöyle ki; bu yıl iftar davetlerine katılmama kararı almıştım. Kararım doğrultusunda hiçbir davete de icabet etmedim.
Hayır, hayır... Bir protesto falan değil bu.
Sadece oruç tutan karımın evde tek başına iftar etmesine gönlüm razı olmadı. Çağırıldığım misafirliklerden af dileyip karımın sevgisini de katarak kurduğu sofraya misafir olmayı yeğledim. Lakin, aynı zamanda kadim bir dostum da olan TDK Başkanı Ercan Yakut'un, "gelmezsen, hayvanlara eziyet ediyor diye iftira atıp, bütün hayvan severleri üzerine salarım" tehdidine boyun eğip, bu sefer de karımdan af dileyerek iftara icabet ettim.
Fakat tek sebep bu değil tabii.
İftarın akabinde, Türkşeker Genel Müdürü Mücahit Alkan'ın çok şekerli sohbeti ve peşinden 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olması hasebiyle hastanede yatan çocukların ziyaret edilip, sunulan hediyelerle minik yüreklerin mutlu edilecek ve oradan da Kızılay Kan Merkezi'ne gidilip topluca kan verilecek olması da ikna olmamda en az tehdit kadar etkili oldu.
TDK için, Türkiye'yi kanıyla düşünen bir düşünce kulübü demem boşuna değil yani. İftar harikaydı. Hastanede hediyeleri gören çocukların gözlerindeki ışıltı daha da harikaydı. Herkes yemeğini yerken hastanelerde kan bekleyenler için topluca kan bağışında bulunulması ise takdire şayandı. Tek kelimeyle, teşekkürler Ercan Yakut, teşekkürler TDK üyesi gönül dostları.
Şimdi gelelim, Türkşeker Genel Müdürü Mücahit Alkan'ın çok şekerli sohbetinde anlattıklarına. Mücahit Alkan, zor bir zamanda göreve geldiğini belirtti. Fakat çözüm odaklı, analitik düşünce ve ortak akılla zorluğu yendiklerini söyledi.
Haksız da sayılmaz, zira 25 yıldır özelleştirme kapmasında olduğu için atıl durumda bırakılan kurumu, "Sözleşmeli Tarım" fikriyle tanıştırdı. Beş yıllık planla ayağa kalkan kurum, şu anda bu özverili çalışmanın soncunda özelleştirme kapsamından çıkartıldı.
Öteden beri altını çizdiğimiz, "liyakat" kavramının önemi de böylece ve bir kez daha anlaşılmış olmuyor mu? Değişmesi gereken bir şey değiştiğinde her şeyin nasıl bir anda değişeceğine en güzel örnek aslında Mücahit Alkan.

Özellikle pandemi ve savaşla birlikte önemi çok daha artan ve anlaşılan gıda konusunda Türkşeker'in özelleştirme kapsamından çıkartılması çok kıymetli. Daha da, kıymetlisi Türkşeker'in sadece şekerpancarı değil, beraberinde buğday, arpa, ayçiçeği, mısır, domates gibi birçok ürüne de destek veriyor olmasıdır.
Mücahit Alkan, üstüne basa basa, "Bu ülkenin toprakları çok bereketli, yeter ki, umutsuzluğa kapılmayalım ve birlik içinde çalışalım, üretelim. Her işin başı plan..." diyerek, sistemi kuran ve çalışanın dünyayı da yöneteceğini söyledi. Ne kadar haklı değil mi? Umarım ülkece bunu başarabiliriz.
SON SÖZ:
Tüm kutsal metinlerin ana motifi "adaletli, merhametli ve cömert olma" gerekliliğini kendi metinlerine işlemiş ve bunun gereğini de yapmaya çalışan özel ve güzel bir kulüp olarak tarif ettiğim BDK'nın konferans serisi de devam ediyor. Bu kapsamda, mayısta CHP Milletvekili Mehmet Bekaroğlu Bursa'ya gelecek. Haziran'da Tunceli Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu Bursalılara hitap edecek. Temuz'da ise 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Bursa'da olacak.
Tüm kutsal metinlerin ana motifi "adaletli, merhametli ve cömert olma" gerekliliğini kendi metinlerine işlemiş ve bunun gereğini de yapmaya çalışan özel ve güzel bir kulüp.
Kulüp özel olunca iftar daveti de özel oldu.
Özelden öteye bir emir hatta tehdit desem sanırım daha doğru olacak. Şöyle ki; bu yıl iftar davetlerine katılmama kararı almıştım. Kararım doğrultusunda hiçbir davete de icabet etmedim.
Hayır, hayır... Bir protesto falan değil bu.
Sadece oruç tutan karımın evde tek başına iftar etmesine gönlüm razı olmadı. Çağırıldığım misafirliklerden af dileyip karımın sevgisini de katarak kurduğu sofraya misafir olmayı yeğledim. Lakin, aynı zamanda kadim bir dostum da olan TDK Başkanı Ercan Yakut'un, "gelmezsen, hayvanlara eziyet ediyor diye iftira atıp, bütün hayvan severleri üzerine salarım" tehdidine boyun eğip, bu sefer de karımdan af dileyerek iftara icabet ettim.
Fakat tek sebep bu değil tabii.
İftarın akabinde, Türkşeker Genel Müdürü Mücahit Alkan'ın çok şekerli sohbeti ve peşinden 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olması hasebiyle hastanede yatan çocukların ziyaret edilip, sunulan hediyelerle minik yüreklerin mutlu edilecek ve oradan da Kızılay Kan Merkezi'ne gidilip topluca kan verilecek olması da ikna olmamda en az tehdit kadar etkili oldu.
TDK için, Türkiye'yi kanıyla düşünen bir düşünce kulübü demem boşuna değil yani. İftar harikaydı. Hastanede hediyeleri gören çocukların gözlerindeki ışıltı daha da harikaydı. Herkes yemeğini yerken hastanelerde kan bekleyenler için topluca kan bağışında bulunulması ise takdire şayandı. Tek kelimeyle, teşekkürler Ercan Yakut, teşekkürler TDK üyesi gönül dostları.
Şimdi gelelim, Türkşeker Genel Müdürü Mücahit Alkan'ın çok şekerli sohbetinde anlattıklarına. Mücahit Alkan, zor bir zamanda göreve geldiğini belirtti. Fakat çözüm odaklı, analitik düşünce ve ortak akılla zorluğu yendiklerini söyledi.
Haksız da sayılmaz, zira 25 yıldır özelleştirme kapmasında olduğu için atıl durumda bırakılan kurumu, "Sözleşmeli Tarım" fikriyle tanıştırdı. Beş yıllık planla ayağa kalkan kurum, şu anda bu özverili çalışmanın soncunda özelleştirme kapsamından çıkartıldı.
Öteden beri altını çizdiğimiz, "liyakat" kavramının önemi de böylece ve bir kez daha anlaşılmış olmuyor mu? Değişmesi gereken bir şey değiştiğinde her şeyin nasıl bir anda değişeceğine en güzel örnek aslında Mücahit Alkan.

Özellikle pandemi ve savaşla birlikte önemi çok daha artan ve anlaşılan gıda konusunda Türkşeker'in özelleştirme kapsamından çıkartılması çok kıymetli. Daha da, kıymetlisi Türkşeker'in sadece şekerpancarı değil, beraberinde buğday, arpa, ayçiçeği, mısır, domates gibi birçok ürüne de destek veriyor olmasıdır.
Mücahit Alkan, üstüne basa basa, "Bu ülkenin toprakları çok bereketli, yeter ki, umutsuzluğa kapılmayalım ve birlik içinde çalışalım, üretelim. Her işin başı plan..." diyerek, sistemi kuran ve çalışanın dünyayı da yöneteceğini söyledi. Ne kadar haklı değil mi? Umarım ülkece bunu başarabiliriz.
SON SÖZ:
Tüm kutsal metinlerin ana motifi "adaletli, merhametli ve cömert olma" gerekliliğini kendi metinlerine işlemiş ve bunun gereğini de yapmaya çalışan özel ve güzel bir kulüp olarak tarif ettiğim BDK'nın konferans serisi de devam ediyor. Bu kapsamda, mayısta CHP Milletvekili Mehmet Bekaroğlu Bursa'ya gelecek. Haziran'da Tunceli Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu Bursalılara hitap edecek. Temuz'da ise 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Bursa'da olacak.
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!