Uyanmış Bursaspor, uyuyan Bursa!
16 Ocak 2022 Pazar , 23:47
Alman mühendis Carl Humann'ın, Türkiye'de yol çalışması yaparken keşfettiği Zeus Sunağı'nı, 1869–1884 yılları arasında Berlin'e nasıl kaçırdığını biliyor musunuz? Humann, tam dokuz yıl boyunca, kimsenin ruhu bile duymadan, üstelik bu ülkenin insanlarını çalıştırarak kaçak kazı yapmış ve o eşsiz eseri, göz göre göre Almanya'ya kaçırmış... Şimdi, Almanya'da o eseri yılda bir milyon dolayında insan ziyaret ediyor.
Bu kısa hatırlatmadan sonra günün konusuna geçelim.
Hangi takımın taraftarı olursanız olun.
Bir futbol sever olarak, bu akşam, Bursa Bitçi Timsah Stadı'nda oynanan Bursaspor - Erzurumspor maçını eğer seyretmediyseniz kaydını bulup baştan sona mutlaka seyretmenizi, hatta bir değil birkaç defa seyretmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Maçı seyrettiğinizde, sadece maç seyretmiş olmayacaksınız.
Siyasetçisinden sanayicisine, işçisinden memuruna, belediyelerinden sivil toplum örgütlerine kadar üç milyonluk bir şehrin uykuya yatırıldığını, Bursaspor'u rüyasında bile görmediğini göreceksiniz.
Uyuyan Bursa'ya inat, adeta "çalar saat" vazifesi yapan Tamer Tuna ve ekibinin uyandırdığı bir Bursaspor göreceksiniz. Son düdüğe kadar sahanın her yerine ter akıtan, inanmış bir takım göreceksiniz.
Fazla değil, daha birkaç hafta önce, "aman gol yemeyeyim" derken eli ayağına dolaşan, üstelik golü de yiyen bir Bursaspor görüyorduk. O pes etmiş takımın gittiğini, yerine ise rakibin (üstelik lig üçüncüsü) pestilini çıkaran bir takımın geldiğini göreceksiniz.
Eğer futbol, nihayetinde bir oyunsa, o oyunun nasıl oynanacağını dosta-düşmana gösteren, doksan dakika boyunca, onbir assolistin bir meşin yuvarlakla adeta konser verdiğini göreceksiniz.
Öte yandan ve en önemlisi de, bir hakemin, Bursaspor'un, emeğini, alın terini nasıl gasp ettiğini göreceksiniz. Bursaspor'un emeği, alın teri göz göre göre götürülürken, görmeyen, duymayan, bilmeyen; bilenlerin de bilmezden geldiği, görenlerin de görmezden geldiği, duyanların da duymazdan geldiği koskoca bir şehir göreceksiniz.
Açık söylüyorum.
Bu maç, spor akademilerinde ders olarak izlettirilecek kadar arşivlik bir eserdir. Öyle ki; öğrenciler, bir hakemin nasıl olmaması, nasıl maç yönetmemesi gerektiğini uygulamalı olarak göreceklerdir.
Türkiye Futbol Federasyonu'nun, futbolun, "f"si kadar futbol sevgisi ve emeğe saygısı varsa, bu maçın hakemini alıp, "Murat, bak bu top!" diyerek işin ilkçağından başlatıp, yeniden eğitime tabi tutmalıdır. Aksi halde, bende, federasyonun dürüst olmadığı kanaati hasıl olacak.
SON SÖZ:
Evet, bu akşam Bursaspor, kötü talihini yendi. Bursa'da, Bursaspor'a karanlıkta çelme takmak isteyenleri yendi. Gelin görün ki; hakemi yenemedi. Yönetim görevini yaptı. Tamer Hoca ve ekibi görevini yaptı. Oyuncular görevini yaptı. Bazı kirli/kibirli mahfillerin aparatı olmayıp, Bursaspor'u, "ama"sız, "fakat"sız, "lakin"siz seven büyük taraftar da görevini yaptı. Ancak, bütün dinamikleriyle birlikte koca şehir görevini yapmadı. Girişte, Zeus Sunağı'nın, Türkiye'den, Almanya'ya nasıl kaçırıldığını hatırlatmıştım. Tıpkı, o eserin göz göre göre kaçırılması gibi, Bursa'nın gözleri önünde Bursaspor'un, hakları, umutları, emekleri kaçırılıyor. Bu asla kabul edilebilir bir şey değildir. Büyük taraftarı, uyuyan şehri ve şehrin dinamiklerini uyandırmaya davet ediyorum.
Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!