Bursa’nın hep futbol şehri olduğunu söylerler ancak ben hep Bursa’nın basketbol şehri olduğunu düşünürüm… Çocukluğumuz ve gençliğimiz yıkılan Atatürk Spor Salonu’nda TOFAŞ ve OYAK Renault maçlarını izlemekle geçti… O efsane ...
‘Ligin en pahalı kadrosu’ diye başladık, son dakikalarda stoper Furkan Emre ön alanda gol aradı… Bu sezonu hatta son yılları çok net anlatan bir kareydi! Kadro mühendisliği yok! Altyapı oyuncularına değer vermek yok! Scout ekibi yok! Sistem yok! Menajer var! Astronomik ücretler ...
Hayatımın 40 yılını Bursa’da yaşayan bir kişi olarak hep arkadaşlarımızın, dostlarımızın, büyüklerimizin spor üzerine hikayeleriyle büyüdük… ‘Hoca beni istemedi’, ‘Seçmelere girdik falancanın oğlu seçildi, ben seçilemedim’, ...
En baştan bu yana söylediğimin arkasındayım… Bu takımda mental sorun var ve o sorun çözülemiyor… Bu konunun işinin ehli kişilere bırakılması gerekirdi… Ama en başından! Deyimi yerindeyse kafası patlak bir ekip, ligde kalmak için elinden geleni yapmaya ...
‘O takımı bana versinler ben de zirveye oynatırım’ cümlesi, futbola küçük pencereden bakanlar için tam da Pep Guardiola için söylenmiş bir söz… Barcelona, Bayern Münih ve Manchester City ile devam eden bir kariyer… Evet, bir teknik adamın elini ...
Yine acayip bir maç izledik! ‘Ne güzel başladık’ dediğimiz karşılaşma, ‘ilk yarıyı gol yemeden tamamlasak bari’ diye devam etti! Sahanın en çok eleştirilen iki futbolcusu Namık ile Pedro, galibiyet golünü hazırladı! Tabii ki Zalazar’ı es geçmemek ...