Kişileri, olayları bırakın, artık fikirleri tartışalım!
29 Mart 2022 Salı , 11:38
Son dönemin modası oldu…
‘Bursaspor nasıl bu duruma geldi?’ciler türemeye başladı…
Biri kişiler üzerinden yürüyor, diğeri siyaset diyor vs.
Şu anda konuşmanın bir anlamı var mı?
Yok!
1 milyar TL borcuyla 1. Lig’in dibinde olan, başkan adayı dahi bulamayıp yalnızlığa terk edilen bir kulüp Bursaspor!
Şimdi birçoğunuz katılmayacak ancak çöküş rahmetli İbrahim Yazıcı döneminde başladı…
Asıl şansı o dönemde kaçırdı Bursaspor!
O dönemde de elindeki gençleri kullanamadı, o dönemde de ince eleme sık dokuma döneminin ardından transferler yapıldı, o dönemde de çantacı menajerler kulüp içerisinde kol geziyordu!
Şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi ödemeleri derken çok da dikkat çekmedi…
Bu gözler Steinert’i de Svensson’u da Nunez’i de Cemal Kaldırım’ı da Tagoe’yi de Bekir Sevgi’yi de Onur Akbay’ı da Forsell’i de bu dönemde gördük…
Bangura ya da forma giyen ancak tutmayan futbolcuları saymıyorum çünkü transferde tabii ki hata olabilir ya da Bangura gibi acı tecrübeler yaşayıp hayattan kopulabilir…
Asıl sorunumuz maalesef ki şu;
Camianın, her ‘Bursasporluyum’ diyenin arkasından gitmesi ve işler sarpa sarınca da tepki göstermesi…
Bir söz vardır: Büyük beyinler fikirleri tartışır, orta halliler olayları, küçük beyinler ise insanları!
Biz maalesef ki kişileri tartışarak buraya geldik!
Ben ve birkaç kişi sistem de sistem diye konuştu durdu!
Transfer döneminde oyuncuları tartıştık, kötü gittiğinde önce teknik adamları sonra başkanları, ardından oyuncuları getiren menajerleri, siyasileri tartıştık vs.
Ancak hepsinin sebebinin Bursaspor’un bir üst fikrinin olmamasından kaynaklandı!
İlhan Uslu gelseydi süper olurdu, Hayri Yazıcı kimleri getirirdi kimleri, Lemi Keskin’in projesi vardı vs.
Atatürk Stadı yıkılırken de o üst fikir yoktu, önceki belediye başkanı ‘yapın kardeşim transferleri, arkanızda biz varız’ derken de yoktu, otobüsle yeni üyeler oy vermeye taşınırken de yoktu, borç batağında 1. Lig’de kamyon dolusu transfer yapılırken de yoktu!
Kimse oyunculara verilen astronomik ücretleri sorgulamadı!
Kimse ‘biz neden şampiyon olduğumuz stattan gidiyoruz?’ demedi.
Kimse ‘menajerler neden bu kadar bu işin içinde?’ diye sormadı.
Kimse ‘biz niye her sene ince eleyip, sık dokuyoruz, yok mu bir sistemimiz?’ sorusuna yönelmedi.
Hep anlık yaşadık ve o an kötü gidiyorsa tepki verdik!
Bir de şu var;
‘Sezona yeni başladık karıştırmayın ortalığı’
‘Kötü gidiyoruz birlik olalım karıştırmayın ortalığı’
‘Siyasiler olmadan çıkış yakalayamayız, karıştırmayın ortalığı’
‘Transferler yeni, karıştırmayın ortalığı’
Eleştiri kabul etmeyenlerin ortak noktasıdır bu…
Her seferinde de aynı cevabı vermiştim: ‘Ortalığı karıştırabilecek gücümüz olsaydı, sözümüz de dikkate alınırdı ve Bursaspor bir sistem üzerine kurulurdu…
Sonuca gelecek olursak;
Kişiler üzerinden Bursaspor’u tartışmak kolay ancak camia olarak ne istendi?
Sistem mi?
Kulübün felsefesinin belirlenmesi mi?
Bütçe kontrolü mü?
Verilerin depolandığı kalıcı scout departmanı mı?
Altyapıdan faydalanmak mı?
Kadro mühendisliği mi?
Hayır!
Zemini boşluk üzerine kurulu bir başarı istendi sadece!
Duran saatin günde iki defa doğruyu göstermesi misali, şampiyonluktaki tüm etmenlerin tesadüfen bir araya gelmesini doğru yol zannettik!
Ve hep aynı yolu izledik!
Sonucunda da buraya kadar geldik!
Oyuncuların zihinsel özelliklerinin dahi rakama döküldüğü bir çağda, video izleyerek oyuncu seçilirse, menajerin tavsiyesiyle futbolcu alınırsa, transfer teknik adamın ya da yönetimin inisiyatifine bırakılırsa yani bilimden uzak kulüp yönetilirse, sonuç da bu olur!
Bursaspor gibi güçlü bir taraftara sahip olan kulüplerde, kulübü yönlendiren camiadır…
Ve maalesef ki şampiyonluk sezonundan sonra camia Bursaspor’u yukarıda da bahsettiğim gibi hep zemini boşluk üzerine kurulu bir başarıya itti…
Ve birçok yönetimin de bu işine geldi!
Ne zaman ki; ‘Biz bu sezon başarı istemiyoruz, sistemi kurun, borcu azaltın, 5 sene sonra çıkın ancak sağlam temellerle çıkın’ denir, işte o zaman başarı da kalıcı olur…
Biz de sosyal medyadan ‘artık hayallerde kaldı’ diye şampiyonluk görüntülerini paylaşmayız!
İnsanları ve olayları bir kenara bırakıp, fikirleri tartışmanın zamanı gelmedi mi?
‘Bursaspor nasıl bu duruma geldi?’ciler türemeye başladı…
Biri kişiler üzerinden yürüyor, diğeri siyaset diyor vs.
Şu anda konuşmanın bir anlamı var mı?
Yok!
1 milyar TL borcuyla 1. Lig’in dibinde olan, başkan adayı dahi bulamayıp yalnızlığa terk edilen bir kulüp Bursaspor!
Şimdi birçoğunuz katılmayacak ancak çöküş rahmetli İbrahim Yazıcı döneminde başladı…
Asıl şansı o dönemde kaçırdı Bursaspor!
O dönemde de elindeki gençleri kullanamadı, o dönemde de ince eleme sık dokuma döneminin ardından transferler yapıldı, o dönemde de çantacı menajerler kulüp içerisinde kol geziyordu!
Şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi ödemeleri derken çok da dikkat çekmedi…
Bu gözler Steinert’i de Svensson’u da Nunez’i de Cemal Kaldırım’ı da Tagoe’yi de Bekir Sevgi’yi de Onur Akbay’ı da Forsell’i de bu dönemde gördük…
Bangura ya da forma giyen ancak tutmayan futbolcuları saymıyorum çünkü transferde tabii ki hata olabilir ya da Bangura gibi acı tecrübeler yaşayıp hayattan kopulabilir…
Asıl sorunumuz maalesef ki şu;
Camianın, her ‘Bursasporluyum’ diyenin arkasından gitmesi ve işler sarpa sarınca da tepki göstermesi…
Bir söz vardır: Büyük beyinler fikirleri tartışır, orta halliler olayları, küçük beyinler ise insanları!
Biz maalesef ki kişileri tartışarak buraya geldik!
Ben ve birkaç kişi sistem de sistem diye konuştu durdu!
Transfer döneminde oyuncuları tartıştık, kötü gittiğinde önce teknik adamları sonra başkanları, ardından oyuncuları getiren menajerleri, siyasileri tartıştık vs.
Ancak hepsinin sebebinin Bursaspor’un bir üst fikrinin olmamasından kaynaklandı!
İlhan Uslu gelseydi süper olurdu, Hayri Yazıcı kimleri getirirdi kimleri, Lemi Keskin’in projesi vardı vs.
Atatürk Stadı yıkılırken de o üst fikir yoktu, önceki belediye başkanı ‘yapın kardeşim transferleri, arkanızda biz varız’ derken de yoktu, otobüsle yeni üyeler oy vermeye taşınırken de yoktu, borç batağında 1. Lig’de kamyon dolusu transfer yapılırken de yoktu!
Kimse oyunculara verilen astronomik ücretleri sorgulamadı!
Kimse ‘biz neden şampiyon olduğumuz stattan gidiyoruz?’ demedi.
Kimse ‘menajerler neden bu kadar bu işin içinde?’ diye sormadı.
Kimse ‘biz niye her sene ince eleyip, sık dokuyoruz, yok mu bir sistemimiz?’ sorusuna yönelmedi.
Hep anlık yaşadık ve o an kötü gidiyorsa tepki verdik!
Bir de şu var;
‘Sezona yeni başladık karıştırmayın ortalığı’
‘Kötü gidiyoruz birlik olalım karıştırmayın ortalığı’
‘Siyasiler olmadan çıkış yakalayamayız, karıştırmayın ortalığı’
‘Transferler yeni, karıştırmayın ortalığı’
Eleştiri kabul etmeyenlerin ortak noktasıdır bu…
Her seferinde de aynı cevabı vermiştim: ‘Ortalığı karıştırabilecek gücümüz olsaydı, sözümüz de dikkate alınırdı ve Bursaspor bir sistem üzerine kurulurdu…
Sonuca gelecek olursak;
Kişiler üzerinden Bursaspor’u tartışmak kolay ancak camia olarak ne istendi?
Sistem mi?
Kulübün felsefesinin belirlenmesi mi?
Bütçe kontrolü mü?
Verilerin depolandığı kalıcı scout departmanı mı?
Altyapıdan faydalanmak mı?
Kadro mühendisliği mi?
Hayır!
Zemini boşluk üzerine kurulu bir başarı istendi sadece!
Duran saatin günde iki defa doğruyu göstermesi misali, şampiyonluktaki tüm etmenlerin tesadüfen bir araya gelmesini doğru yol zannettik!
Ve hep aynı yolu izledik!
Sonucunda da buraya kadar geldik!
Oyuncuların zihinsel özelliklerinin dahi rakama döküldüğü bir çağda, video izleyerek oyuncu seçilirse, menajerin tavsiyesiyle futbolcu alınırsa, transfer teknik adamın ya da yönetimin inisiyatifine bırakılırsa yani bilimden uzak kulüp yönetilirse, sonuç da bu olur!
Bursaspor gibi güçlü bir taraftara sahip olan kulüplerde, kulübü yönlendiren camiadır…
Ve maalesef ki şampiyonluk sezonundan sonra camia Bursaspor’u yukarıda da bahsettiğim gibi hep zemini boşluk üzerine kurulu bir başarıya itti…
Ve birçok yönetimin de bu işine geldi!
Ne zaman ki; ‘Biz bu sezon başarı istemiyoruz, sistemi kurun, borcu azaltın, 5 sene sonra çıkın ancak sağlam temellerle çıkın’ denir, işte o zaman başarı da kalıcı olur…
Biz de sosyal medyadan ‘artık hayallerde kaldı’ diye şampiyonluk görüntülerini paylaşmayız!
İnsanları ve olayları bir kenara bırakıp, fikirleri tartışmanın zamanı gelmedi mi?
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!