Düşüncenin suç olmadığı bir ülke!

Çok uzun yıllar Türkiye’de düşünce suçu vardı.

Türk Ceza Kanunu’nun 141 ve 142. maddeleri komünizm propagandası, 163. maddesi ise şeriatın savunulmasını suç kabul ediyordu.

On binlerce insan bu maddelerden yargılandı, ceza aldı.

Komünizm tehlikesi ortadan kalktığı dönemde Turgut Özal maddelerin de kalkmasını sağladı.
 
                                                                                                                                      ****
 
Ama hala bugün bile sırf düşüncelerini ifade ettiği için içerde yatan, yatırılanlar olduğunu biliyoruz.

Osman Kavala ile (HDP’nin etnik ayırımcılık içeren milliyetçi siyasetini reddetsem de) Selahattin Demirtaş bana göre öyledir.
 
                                                                                                                                      ****
 
Düşünce suç sayıldığı için Türkiye’de düşünce platformları istenilen düzeyde gelişemedi.

Oysa özel konular içeren düşünce kulüpleri ülkeye zenginlik katabilirdi.

Üniversiteleri düşünelim, öğrencilerin düşünce kulüpleri olmasa, üniversite ortamı daha da çoraklaşmaz mıydı?
 
                                                                                                                                      ****
 
Sözü şuraya getireceğim, Bursa’da uzun yıllar varlığını sürdüren Demokrasi ve Uzlaşma Grubu farklı düşüncedeki insanların bir arada bulunabileceğini kanıtlayan bir oluşum oldu.

Harcında, gelişiminde, bugüne kadar varlığını sürdürmesinde katkım olduğu için gurur duyuyorum.
 
                                                                                                                                      ****
 
Benzer bir oluşumu Ercan Yakut öncülüğünde Türkiye Düşünce Kulübü yaptı.

2009 yılında Bursa Düşünce Kulübü olarak kuruldu, sonra dernek hedef büyüttü, ülke çapına yayıldı.

Merkezi Bursa’da bulunan Türkiye Düşünce Kulübü, Bursa’nın 17 ilçesinde 17 şube açtı.

Anadolu’nun çeşitli yerlerinde de temsilcilikleri var.
 
                                                                                                                                      ****
 
Geçtiğimiz yılın son ayında da genel kurul yaptı.

Kongre öncesinde Başkan Yakut ve arkadaşları enbursa.com’u ziyaret etmiş, önümüzdeki süreçte neler yapacaklarını anlatmışlardı.

Türkiye’nin bazı önemli sorunları üzerine çalışacaklarını söylemişlerdi.

Muhafazakar dünya görüşü ağırlıklı kulübün gündemindeki konulardan biri Türkiye’deki planlamaydı.

Oysa sağ-muhafazakar dünya görüşüne sahip insanlar ‘Plan yerine pilavı’ tercih ederlerdi ama gördüğüm kadarıyla Türkiye Düşünce Kulübü yöneticileri planlamanın öneminin farkına vardılar.

İkinci önemli konu göç ve mültecilerdi.

Uzun yıllar Türkiye’nin başının ağrmasına yol açacak bu konuyla ilgili çalışmaları doğrusu ben de merak ediyorum.
 
                                                                                                                                      ****
 
Türkiye Düşünce Kulübü, genel kurulda yeni yönetimi belirledi Kongre sonrasında görev bölümü yaptı, dün de basının karşısına çıktı.

Başkan Ercan Yakut, toplantıda düşünce kulübünün vizyonunu açıkladı.

Ki, Türkiye’nin çok gereksinimi olan düşüncelerin kısa bir özetiydi:

“Sorgulayan, ötekileştirmeyen, insan hak ve özgürlüklerini içselleştirmiş, temellerinin adalet, merhamet ve yüksek ahlak üzerine kurgulamış her daim ilerlemeyi, gelişmeyi ve evrensel değerleri merkezine alan bir düşüncenin temsilcisi olmaktır.”

 
                                                                                                                                      ****
 
Türkiye Düşünce Kulübü Başkanı Ercan Yakut’un şu sözlerinin altına imza atmayacak var mıdır acaba?

“Aynı masada her görüş ve düşünceden insanların oturarak konuşması ve sorunlara birlikte çözüm üretmesi gerekiyor. Vatan birliği ve bayrak birliğine itirazımız yok ancak, renk, dil, inanç ve kültürlere anlayışla yaklaşmamız çok önemlidir. Biz biriz 84 Milyon ile birlikte beraber bulunduğumuz coğrafyaya ve tüm dünyaya yeniden demokrasi ve barışı getirmek için çalışmalıyız.
Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkıp Erzurum’dan bir kurtuluş savaşını başlattığı gibi halkımızın yeniden bir araya gelerek görüş birliği içerisinde bir kurtuluş savaşı anlayışı içerisinde yeni bir anayasa çalışması yapması gerekmektedir. Aldığımız her nefesi insanlık için adalet için almalıyız, uzlaşı kültürünü hayatımızın her alanında etkin kılmalıyız.”

 
                                                                                                                                      ****
 
Evet, Türkiye’nin kurtuluşu bu düşüncelerde…

Yoksa birilerini bir yerden kovalayarak varılacak yer Suriye olur, Afganistan olur, Irak olur, Yemen olur.

Düşüncenin suç olmadığı bir ülke dileğiyle seçilen yeni yönetime başarılar diliyorum.