Sedat Yalçın’dan radikal öneriler!
3 Kasım 2021 Çarşamba , 12:50
Yapmayın dediler, bütün sanayi tesislerini batıya, Marmara bölgesine yığarsanız, sorun olur, bölgesel dengesizlik ortaya çıkar, göç patlar, şehirler yaşanmaz hale gelir diye de eklediler ama dinleyen olmadı.
1970’li yıllarda solun, sosyal demokratların teziydi bu…
Dönemin popülist lideri Demirel, sonraki yıllarda Özal bu önerilere-eleştirilere kulak tıkadı.
Sonuç, Türkiye nüfusunun yüzde 25-30’u, Türkiye yüz ölçümünün yüzde 10’ununa tıkıldı.
Milyonlar Marmara’ya göç etti, şehirler çarpık yapılaşmaya uğradı, bunun sonucunda İstanbul, Bursa, Kocaeli ve Sakarya’da trafik cehenneme döndü, hava kirliliği insan sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaştı.

Peki, çözüm ne?
AK Parti eski İl Başkanı Sedat Yalçın’ın ‘radikal’ önerilerini daha önce dile getirmiştim.
Marmara’daki sanayiyi Ankara-Eskişehir-Afyon-Kütahya arasına taşımak ve Marmara’ya artık bir tek sanayi tesisi kurdurmamak…
Sedat Yalçın önerilerini bir adım öteye taşıdı ve Marmara bölgesi için bir OHAL ilan edilmesi gerektiğini belirtti.

Daha önceki yazıma tepki gösteren bazı sanayici- iş insanları Yalçın’ın görüşlerini ‘uçuk’ bulmuşlardı.
Oysa değil…
Haftalık yayınlanan Bursa Görüş gazetesinde Sedat Yalçın’ın köşesine kulak verelim:
“Barajların su seviyesi her an alarm verebiliyor, hava kirliliği normal seviyenin 3-4 katı, ulaşım büyük sorun ve her alanda giderek artan sıkışıklık, yoğunluk ve en temel ihtiyaçların karşılanmasında bile zorluklar söz konusu. Ve dünyada küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği gündem konuşuluyor... Buna bağlı hükümetlerin canlı yaşamı hızla olumsuz etkileyen sera gazı salınımlarını azaltma taahhütleri var. Paris Antlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ciddi bir hukuk ve finansman altyapısı ile ülkelerin tüm gelecek tasarımlarını etkileyecek.”
Bu saptamaları yaptıktan sonra çözüm önerilerini de dile getiriyor AK Parti eski İl Başkanı Yalçın:
“Yeni oluşturacağımız Organize Sanayi Bölgelerinin kesinlikle artık Marmara Bölgesi şehirlerine değil, Anadolu’nun liman bağlantısı yapılabilecek ve tarım toprağı olmayan bölgelerine planlamaları ve bunların hepsinin Yeşil OSB statüsünde yapılması çok büyük önem arz ediyor. Devletimiz ve özel sektör birlikte hem yeşil dönüşümü, hem ölçek ekonomisini ve hem de dijital dönüşüm ihtiyacını karşılayacak, liman bağlantıları ve altyapıları oluşturulmuş yeni sanayi kümelerini sektörel bazda rahatlıkla oluşturabilirler. Marmara bölgesi ve denizi aşamalı olarak rahatlar. Bu şehirler yüksek teknoloji, tarım, turizm, sağlık, eğitim ve kültür şehirleri olarak yeniden dünya platformundaki yerlerini alırlar. Şehir bazlı, günübirlik yaklaşımlar ile bu büyük sorunu çözme imkanımız malesef bulunmuyor.”
Sedat Yalçın, bu adımların atılması halinde ortaya çıkacak tabloyu da şöyle özetliyor:
“Daha rekabetçi ve karbon-nötr bir sanayi varlığımız oluşacak,
Başta İstanbul olmak üzere tüm Marmara bölgesi şehirleri sanayi kaynaklı nüfus, çevre, susuzluk ve şehircilik sorunlarından aşamalı olarak kurtulacaklar,
Marmara denizi evsel ve endüstriyel atık kaynaklı zararlardan kurtulacak ve doğal dengesine yeniden kavuşacak,
Ankara, Eskişehir, Kütahya, Uşak, Afyonkarahisar, Bilecik, Kayseri, Gaziantep, Denizli, Konya, Isparta, Burdur, Çorum, Batman, Şanlıurfa, Adıyaman ve demiryolu ile liman bağlantılı diğer illerimizde orta ve uzun vadeli bir planlama ve yatırım teşvik sistemi ile bölgesel kalkınmışlık farkları da giderilmiş olacaktır. Anadolu’da çok sayıda yeni cazibe merkezleri oluşacaktır.
Bu bölgeler için yeni ulaşım, enerji ve insan kaynağı planları yatırım teşvik sistemleri ile cazip hale getirilecektir.
Tüm sektörlerde Avrupa Yeşil Mutabakatına uygun ‘Temiz Üretim Teknolojilerine’ geçiş yapılacaktır.
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin geçmişte aldığı İstanbul Vizyon belgesi kararında da benzer görüşlere yer verilmiş ve öncelikle kirletici sanayinin kent dışına alınması yönünde planlama kararları almıştır.”

Bu yazının dipnotu: Siyasal tekliflere kapalı bir tutum sergileyen Sedat Yalçın, şehircilik, çevre ve su politikaları konusunda üretmeye devam ediyor. 18’i resmi, 24’e ulaşması için çaba gösterilen organize sanayi bölgelerine dur demeden Bursa’nın ne su sorunu çözülür ne de ulaşım… Çevre ve yeşil yok olmaya devam eder.
1970’li yıllarda solun, sosyal demokratların teziydi bu…
Dönemin popülist lideri Demirel, sonraki yıllarda Özal bu önerilere-eleştirilere kulak tıkadı.
Sonuç, Türkiye nüfusunun yüzde 25-30’u, Türkiye yüz ölçümünün yüzde 10’ununa tıkıldı.
Milyonlar Marmara’ya göç etti, şehirler çarpık yapılaşmaya uğradı, bunun sonucunda İstanbul, Bursa, Kocaeli ve Sakarya’da trafik cehenneme döndü, hava kirliliği insan sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaştı.

****
Peki, çözüm ne?
AK Parti eski İl Başkanı Sedat Yalçın’ın ‘radikal’ önerilerini daha önce dile getirmiştim.
Marmara’daki sanayiyi Ankara-Eskişehir-Afyon-Kütahya arasına taşımak ve Marmara’ya artık bir tek sanayi tesisi kurdurmamak…
Sedat Yalçın önerilerini bir adım öteye taşıdı ve Marmara bölgesi için bir OHAL ilan edilmesi gerektiğini belirtti.

****
Daha önceki yazıma tepki gösteren bazı sanayici- iş insanları Yalçın’ın görüşlerini ‘uçuk’ bulmuşlardı.
Oysa değil…
Haftalık yayınlanan Bursa Görüş gazetesinde Sedat Yalçın’ın köşesine kulak verelim:
“Barajların su seviyesi her an alarm verebiliyor, hava kirliliği normal seviyenin 3-4 katı, ulaşım büyük sorun ve her alanda giderek artan sıkışıklık, yoğunluk ve en temel ihtiyaçların karşılanmasında bile zorluklar söz konusu. Ve dünyada küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği gündem konuşuluyor... Buna bağlı hükümetlerin canlı yaşamı hızla olumsuz etkileyen sera gazı salınımlarını azaltma taahhütleri var. Paris Antlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ciddi bir hukuk ve finansman altyapısı ile ülkelerin tüm gelecek tasarımlarını etkileyecek.”
****
Bu saptamaları yaptıktan sonra çözüm önerilerini de dile getiriyor AK Parti eski İl Başkanı Yalçın:
“Yeni oluşturacağımız Organize Sanayi Bölgelerinin kesinlikle artık Marmara Bölgesi şehirlerine değil, Anadolu’nun liman bağlantısı yapılabilecek ve tarım toprağı olmayan bölgelerine planlamaları ve bunların hepsinin Yeşil OSB statüsünde yapılması çok büyük önem arz ediyor. Devletimiz ve özel sektör birlikte hem yeşil dönüşümü, hem ölçek ekonomisini ve hem de dijital dönüşüm ihtiyacını karşılayacak, liman bağlantıları ve altyapıları oluşturulmuş yeni sanayi kümelerini sektörel bazda rahatlıkla oluşturabilirler. Marmara bölgesi ve denizi aşamalı olarak rahatlar. Bu şehirler yüksek teknoloji, tarım, turizm, sağlık, eğitim ve kültür şehirleri olarak yeniden dünya platformundaki yerlerini alırlar. Şehir bazlı, günübirlik yaklaşımlar ile bu büyük sorunu çözme imkanımız malesef bulunmuyor.”
****
Sedat Yalçın, bu adımların atılması halinde ortaya çıkacak tabloyu da şöyle özetliyor:
“Daha rekabetçi ve karbon-nötr bir sanayi varlığımız oluşacak,
Başta İstanbul olmak üzere tüm Marmara bölgesi şehirleri sanayi kaynaklı nüfus, çevre, susuzluk ve şehircilik sorunlarından aşamalı olarak kurtulacaklar,
Marmara denizi evsel ve endüstriyel atık kaynaklı zararlardan kurtulacak ve doğal dengesine yeniden kavuşacak,
Ankara, Eskişehir, Kütahya, Uşak, Afyonkarahisar, Bilecik, Kayseri, Gaziantep, Denizli, Konya, Isparta, Burdur, Çorum, Batman, Şanlıurfa, Adıyaman ve demiryolu ile liman bağlantılı diğer illerimizde orta ve uzun vadeli bir planlama ve yatırım teşvik sistemi ile bölgesel kalkınmışlık farkları da giderilmiş olacaktır. Anadolu’da çok sayıda yeni cazibe merkezleri oluşacaktır.
Bu bölgeler için yeni ulaşım, enerji ve insan kaynağı planları yatırım teşvik sistemleri ile cazip hale getirilecektir.
Tüm sektörlerde Avrupa Yeşil Mutabakatına uygun ‘Temiz Üretim Teknolojilerine’ geçiş yapılacaktır.
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin geçmişte aldığı İstanbul Vizyon belgesi kararında da benzer görüşlere yer verilmiş ve öncelikle kirletici sanayinin kent dışına alınması yönünde planlama kararları almıştır.”

****
Bu yazının dipnotu: Siyasal tekliflere kapalı bir tutum sergileyen Sedat Yalçın, şehircilik, çevre ve su politikaları konusunda üretmeye devam ediyor. 18’i resmi, 24’e ulaşması için çaba gösterilen organize sanayi bölgelerine dur demeden Bursa’nın ne su sorunu çözülür ne de ulaşım… Çevre ve yeşil yok olmaya devam eder.
Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!