Çevrenin yükü ağırdır!
23 Mart 2022 Çarşamba , 15:50
Sanayicinin, esnafın, çiftçinin aslında herkesin çevreye karşı bir sorumluluğu var.
Eskiden sokaklar pırıl pırıldı.
Çünkü, herkes kapısının önünü süpürürdü.
Şehirler, ilçeler büyüdükçe sokaklar insan seliyle kaplandı.
Haliyle bu gelenekler de rafa kalktı.
Belediyeler temizliği üstlenip, şehirleri temiz tutmanın yollarını aramaya başladı.
Çok mu temiz şehirlerimiz?
Çok temiz olması için yükü sadece belediyelere bırakırsak, iş zor olur.
Herkes çöpünü sokağa, caddeye değil de belediyelerin yol kenarlarına iliştirdiği çöp kutulularına atarsa daha temiz şehirlerde yaşar hale geliriz.
Bu konuda belediyeler elinden geleni yapıyor.
Haklarını teslim edelim.
Kir pastan dertliysek biraz da çevremizde olup bitene bakacağız.
Belediye temizliyor diye çöpü yere atarsak, kilometrelerce uzayıp giden sokakları, caddeleri belediyeler yüz binlerce insan görevlendirse temizleyemez.
Çevrenin yükü ağırdır.
Bu nedenle çevreyi kirletmeden önce önlemini alabilirsek belediyelerin de, kurumların da işi daha kolay olur.
Bursa Esnaf ve Sanatkâr Odaları Birliği Başkanlığı’na aday olan Yenişehir Muhtelif Esnaf Odası Başkanı Fahrettin Bilgit’e basın toplantısında sanırım enbursa.com’un başyazarı Yüksel Baysal sordu.
“Çevre konusunda ne yapacaksınız” diye.
Elbette öncesinde konuyu gündeme getiren sohbet üzerinden şekillendi bu soru.
Bilgit, “Çevreyi korumanın maliyeti yüksek” dedi.
Öyle gerçekten de…
Bir ağacın gelişimi, sanayi atıklarıyla zehirlenmiş bir toprağın eski halini alabilmesi için yapılacak çalışmaların maliyeti “Nasıl olsa dikilir, temizlenir” mantığıyla hareket edenlerin tahmin edemeyeceği kadar yüksektir.
Bugün Bursa’nın verimli ovalarında gübresiz, ilaçsız ürün almanın çok zor olduğunu söylüyor çiftçiler.
Toprak öyle bağımlı bir hale gelmiş ki o gübreyi, ilacı atmadığınız zaman ürün alma şansınız da olmuyor.
Organik tarımın daha çok anlam bulduğu süreçlerde önümüzde duran en önemli sorunlardan birisi gübre ve ilaca doymuş, onlarsız işlevini yitirmiş toprağın eski yapısına döndürülüp döndürülemeyeceği konusudur.
Bilgit, haklı olarak çevreyi korumanın maliyetini dikkat çekiyor.
BESOB Başkanı seçilmesi halinde şehrin etrafına saçılmış üyelerinin çevreyle ilgili ilişkilerini de ele almak zorunda kalacak.
Sanayi sitelerinin çevresine verdiği zararın boyutları üzerinde çalışmak zorunda kalacak.
Ve bütün bunların ne kadar maliyetli olduğunu biliyor.
Cargill’in İznik Gölü’ne etkisini çevreciler yıllardır dile getiriyordu.
Bugün Yenişehir Ovası’nı sulaması için yapılan Boğazköy Barajı’ndan İznik’e su taşınması gündemde.
Böyle planlamalar var.
Gerçi, Boğazköy Barajı’nın sularının ne kadar temiz, toprağa ne kadar can verdiği de ayrı bir soru işareti.
İnegöl tarafından kirletilen kaynağı nedeniyle Boğazköy Barajı’nın rengi insanın uykularını kaçıracak nitelikte.
Fabrika bacalarından yükselen dumanların kentlerin üstüne ne serptiğini ne kadar biliyoruz?
Hava şimdilik bedava diye bu kadar kayıtsız kalmayalım.
Soluduğumuz hava bedava ama unutmayalım ki verdiği zararları onarmak için para ödüyoruz hastanelere…
Eskiden sokaklar pırıl pırıldı.
Çünkü, herkes kapısının önünü süpürürdü.
Şehirler, ilçeler büyüdükçe sokaklar insan seliyle kaplandı.
Haliyle bu gelenekler de rafa kalktı.
Belediyeler temizliği üstlenip, şehirleri temiz tutmanın yollarını aramaya başladı.
Çok mu temiz şehirlerimiz?
Çok temiz olması için yükü sadece belediyelere bırakırsak, iş zor olur.
Herkes çöpünü sokağa, caddeye değil de belediyelerin yol kenarlarına iliştirdiği çöp kutulularına atarsa daha temiz şehirlerde yaşar hale geliriz.
Bu konuda belediyeler elinden geleni yapıyor.
Haklarını teslim edelim.
Kir pastan dertliysek biraz da çevremizde olup bitene bakacağız.
Belediye temizliyor diye çöpü yere atarsak, kilometrelerce uzayıp giden sokakları, caddeleri belediyeler yüz binlerce insan görevlendirse temizleyemez.
Çevrenin yükü ağırdır.
Bu nedenle çevreyi kirletmeden önce önlemini alabilirsek belediyelerin de, kurumların da işi daha kolay olur.
Bursa Esnaf ve Sanatkâr Odaları Birliği Başkanlığı’na aday olan Yenişehir Muhtelif Esnaf Odası Başkanı Fahrettin Bilgit’e basın toplantısında sanırım enbursa.com’un başyazarı Yüksel Baysal sordu.
“Çevre konusunda ne yapacaksınız” diye.
Elbette öncesinde konuyu gündeme getiren sohbet üzerinden şekillendi bu soru.
Bilgit, “Çevreyi korumanın maliyeti yüksek” dedi.
Öyle gerçekten de…
Bir ağacın gelişimi, sanayi atıklarıyla zehirlenmiş bir toprağın eski halini alabilmesi için yapılacak çalışmaların maliyeti “Nasıl olsa dikilir, temizlenir” mantığıyla hareket edenlerin tahmin edemeyeceği kadar yüksektir.
Bugün Bursa’nın verimli ovalarında gübresiz, ilaçsız ürün almanın çok zor olduğunu söylüyor çiftçiler.
Toprak öyle bağımlı bir hale gelmiş ki o gübreyi, ilacı atmadığınız zaman ürün alma şansınız da olmuyor.
Organik tarımın daha çok anlam bulduğu süreçlerde önümüzde duran en önemli sorunlardan birisi gübre ve ilaca doymuş, onlarsız işlevini yitirmiş toprağın eski yapısına döndürülüp döndürülemeyeceği konusudur.
Bilgit, haklı olarak çevreyi korumanın maliyetini dikkat çekiyor.
BESOB Başkanı seçilmesi halinde şehrin etrafına saçılmış üyelerinin çevreyle ilgili ilişkilerini de ele almak zorunda kalacak.
Sanayi sitelerinin çevresine verdiği zararın boyutları üzerinde çalışmak zorunda kalacak.
Ve bütün bunların ne kadar maliyetli olduğunu biliyor.
Cargill’in İznik Gölü’ne etkisini çevreciler yıllardır dile getiriyordu.
Bugün Yenişehir Ovası’nı sulaması için yapılan Boğazköy Barajı’ndan İznik’e su taşınması gündemde.
Böyle planlamalar var.
Gerçi, Boğazköy Barajı’nın sularının ne kadar temiz, toprağa ne kadar can verdiği de ayrı bir soru işareti.
İnegöl tarafından kirletilen kaynağı nedeniyle Boğazköy Barajı’nın rengi insanın uykularını kaçıracak nitelikte.
Fabrika bacalarından yükselen dumanların kentlerin üstüne ne serptiğini ne kadar biliyoruz?
Hava şimdilik bedava diye bu kadar kayıtsız kalmayalım.
Soluduğumuz hava bedava ama unutmayalım ki verdiği zararları onarmak için para ödüyoruz hastanelere…
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!