'İçecek su bulamayabilirler'
15 Aralık 2021 Çarşamba , 12:10
Geleceği görmüyorsan, görüyor da gereğini yapmıyorsan, günün sana getirdiklerini peşinen kabul ediyorsun demektir.
Evine ekmek götürememen kader değil yani…
Elinde avucunda bir şeyinin kalmaması kader değil yani…
Gör!
Anla!
Yaşadıkların senin kaderin değil.
Dur demesini bilmediğin için yaşanıyor bunlar.
Bak, döviz yerinde durmuyor.
Daha birkaç gün önce göreve getirilen Maliye Bakanı, “Ya hep birlikte batacağız ya da hep birlikte çıkacağız” diyor.

Devletin batma noktasında olduğunu söylüyor.
Ateşi söndürsün diye umutla atanmış bir bakanın bu söylediklerinden sonra döviz yerinde durur mu?
Millet, döviz ve altın almaktan başka yol düşünür mü?
Maliye Bakanı’nın yanında bin kişi çalışıyormuş.
İyi, güzel.
Her iş adamı Maliye’den çok iyi anlıyorsa şirketler neden batıyor?
Hele hele birinci kuşaktan sonra aile şirketlerinin başına geçen çocukların o koca şirketleri nasıl batırdıklarını bilmeyen mi kaldı?
Profesyonellik…
CEO kavramı neden var?
Ahbap çavuş ilişkisiyle maliye idare edilir mi?
Edersen bu hale gelir işte.
Ak Parti tarihinde iki kez ayrı dönemlerde il başkanlığı koltuğuna oturan Sedat Yalçın, siyasete hatta Ak Parti’ye nokta koyup kenara çekilmiş olsa da…
Olup bitenleri izlemeye devam eden sağduyulu isimlerden birisi olarak öne çıkmaya devam ediyor.

Devlette çalışmış.
Maliyeyi iyi bilen bir isim.
Bu konuda söyleyecek çok sözü olanlardan birisi…
Belki bu konudaki görüşlerini de aktarırız bir gün.
Birkaç gün önce BTSO ile CHP Ekonomi Masası’nın toplantısına ilişkin notlar aktarmıştım.
İş insanları yeni OSB’ler istiyordu.
Kent içindeki irili ufaklı işyerlerinin bu OSB’ler içine alınmasıyla şehir trafiğinin de rahatlayacağına vurgu yapıyorlardı.
Yalçın’ın bu konuda eleştirileri var.
Kestel-Yenişehir sınırları içinde kurulacak OSB’nin Bursa’nın trafik sorununu çözmeyeceğini dile getiriyor.
Bursa’daki OSB dışı üretim tesislerinin büyük bir merkezi planlamayla Batı Anadolu şehirlerine taşınması gerektiğinin altını çiziyor.
Bursa ve İstanbul’un kapasitelerini çoktan aştığını vurguluyor.
Bu notlarının altına iliştirdiği bir not daha var ki…
Oldukça çarpıcı.
“Yakında bu işletme sahipleri ile çalışanları bırakın üretim yapmayı içecek su bulamayabilirler.”
İl başkanı olarak görev yaptığı sürede Bursa’nın gelişimiyle ilgili çalışmalarıyla da dikkat çekmişti Sedat Yalçın.
Bu konulara önem vermiş, hatta Kanada üzerinden bir çalışmanın yansımalarını Bursa üzerine uyarlayan sunumları olmuştu.
Yalçın’ın Batı Anadolu şehirlerine vurgusunu tamamlayan bir örneği Bursa geçmişte yaşadı.
90’lı yıllarda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yürüten Erdem Saker, Volvo’nun Bursa’nın merkezine yatırım yapmasına karşı çıkmış, adres olarak Mustafakemalpaşa OSB ile Bozüyük’ü göstermişti.
Gerekçesi Yalçın’la aynıydı.
Bursa’nın sanayiye doyduğunu, bu tip yatırımların yeni göç dalgalarına neden olacağını, bunun da tarım topraklarına zarar vereceğini dile getiriyordu.
25 yıl önceki öngörüsüyle Saker’e bugün kim haksız diyebilir?

Yalçın’ın dediği gibi “Liderlik yapacak vizyon sahibi isimler lazım.”
Evine ekmek götürememen kader değil yani…
Elinde avucunda bir şeyinin kalmaması kader değil yani…
Gör!
Anla!
Yaşadıkların senin kaderin değil.
Dur demesini bilmediğin için yaşanıyor bunlar.
Bak, döviz yerinde durmuyor.
Daha birkaç gün önce göreve getirilen Maliye Bakanı, “Ya hep birlikte batacağız ya da hep birlikte çıkacağız” diyor.

Devletin batma noktasında olduğunu söylüyor.
Ateşi söndürsün diye umutla atanmış bir bakanın bu söylediklerinden sonra döviz yerinde durur mu?
Millet, döviz ve altın almaktan başka yol düşünür mü?
Maliye Bakanı’nın yanında bin kişi çalışıyormuş.
İyi, güzel.
Her iş adamı Maliye’den çok iyi anlıyorsa şirketler neden batıyor?
Hele hele birinci kuşaktan sonra aile şirketlerinin başına geçen çocukların o koca şirketleri nasıl batırdıklarını bilmeyen mi kaldı?
Profesyonellik…
CEO kavramı neden var?
Ahbap çavuş ilişkisiyle maliye idare edilir mi?
Edersen bu hale gelir işte.
Ak Parti tarihinde iki kez ayrı dönemlerde il başkanlığı koltuğuna oturan Sedat Yalçın, siyasete hatta Ak Parti’ye nokta koyup kenara çekilmiş olsa da…
Olup bitenleri izlemeye devam eden sağduyulu isimlerden birisi olarak öne çıkmaya devam ediyor.

Devlette çalışmış.
Maliyeyi iyi bilen bir isim.
Bu konuda söyleyecek çok sözü olanlardan birisi…
Belki bu konudaki görüşlerini de aktarırız bir gün.
Birkaç gün önce BTSO ile CHP Ekonomi Masası’nın toplantısına ilişkin notlar aktarmıştım.
İş insanları yeni OSB’ler istiyordu.
Kent içindeki irili ufaklı işyerlerinin bu OSB’ler içine alınmasıyla şehir trafiğinin de rahatlayacağına vurgu yapıyorlardı.
Yalçın’ın bu konuda eleştirileri var.
Kestel-Yenişehir sınırları içinde kurulacak OSB’nin Bursa’nın trafik sorununu çözmeyeceğini dile getiriyor.
Bursa’daki OSB dışı üretim tesislerinin büyük bir merkezi planlamayla Batı Anadolu şehirlerine taşınması gerektiğinin altını çiziyor.
Bursa ve İstanbul’un kapasitelerini çoktan aştığını vurguluyor.
Bu notlarının altına iliştirdiği bir not daha var ki…
Oldukça çarpıcı.
“Yakında bu işletme sahipleri ile çalışanları bırakın üretim yapmayı içecek su bulamayabilirler.”
İl başkanı olarak görev yaptığı sürede Bursa’nın gelişimiyle ilgili çalışmalarıyla da dikkat çekmişti Sedat Yalçın.
Bu konulara önem vermiş, hatta Kanada üzerinden bir çalışmanın yansımalarını Bursa üzerine uyarlayan sunumları olmuştu.
Yalçın’ın Batı Anadolu şehirlerine vurgusunu tamamlayan bir örneği Bursa geçmişte yaşadı.
90’lı yıllarda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı yürüten Erdem Saker, Volvo’nun Bursa’nın merkezine yatırım yapmasına karşı çıkmış, adres olarak Mustafakemalpaşa OSB ile Bozüyük’ü göstermişti.
Gerekçesi Yalçın’la aynıydı.
Bursa’nın sanayiye doyduğunu, bu tip yatırımların yeni göç dalgalarına neden olacağını, bunun da tarım topraklarına zarar vereceğini dile getiriyordu.
25 yıl önceki öngörüsüyle Saker’e bugün kim haksız diyebilir?

Yalçın’ın dediği gibi “Liderlik yapacak vizyon sahibi isimler lazım.”
Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!