'Kazın ayağı öyle değil'
24 Aralık 2021 Cuma , 12:29
Hazine, dolar ve eurodan TL’ye geçişi artırmak için daha önce bir kez denilen uygulamayı değiştirdi.
Bu da yetmiyor olmalı ki…
Örtülü faiz uygulamasının önünü açtı.
Bankalar, Merkez Bankası’nın yüzde 14’e çektiği faiz oranının 300 baz üstünde faiz verebilecek hale getirildi.
Dövizin baş döndürücü bir seyirle 18 liralara çıkmasının altında yatan gerçek dünyanın önde gelen ülkelerinde faiz artırımı söz konusuyken, Cumhurbaşkanı’nın ısrarıyla faiz indirimine gidilmesi değil miydi?
Cumhurbaşkanı, faize Nas demiyor muydu?
Şimdi bu ne?
Faiz artırımı değil mi?
Elindeki avucundakini korumak için kendisini döviz almak zorunda hisseden insanlar bu durumda yanıltılmış olmuyor mu?
Kasım-Aralık ayları arasında yaşananlar ortaya çıktığında Türkiye’nin nasıl bir süreçten geçtiği daha iyi anlaşılacaktır.
Olan, her zamanki gibi yine garibana oldu.
Korku iklimini körükleyen açıklamalar, adımların bu durumda hiç mi payı yok?
Maliye Bakanı’nın görevden ayrılışı…
Merkez Bankası başkanlarının gidip gelişleri…
Bilinçli olarak korku iklimi körüklenmişse eğer bu durumda faturanın garibana kesilmiş olması ağır bir vebal değil midir?
İki soru var.
Bir: Madem faize karşı bir duruş var o halde Hazine, Merkez Bankası’nın faiz oranının üzerinde 300 baz puanlık faize neden yeşil ışık yakıyor?
Doların bu hale gelmesinde faiz indiriminin etkisi yok muydu?
Dolar da faiz de bir ay önceki pozisyonuna geri geldiğine göre yapılan neydi?
Bu durumda devlet eliyle millet silkelenmiş olmadı mı?
İki: Kurdaki artışla fırlayan fiyatlar aynı oranda geri gelmiyorsa, enflasyon nasıl kontrol edilecek?
Bu noktada tekstil sektöründen tanıdığımız bir iş insanı şu notu düşüyor:
“Dokumada mal var.
Boyada mal var.
Depoda mal var.
Toptancının rafında mal var
Perakendecinin rafında mal var.
Biz ve bizim gibi sektörlerde tak diye indirim olmaz.
Unda bile indirim olacağını sanmıyor.
Kazın ayağı öyle değil” diyor.
Daha ne söylesin.
Hazine, daha öne bir kez dediğini, şimdi birkaç keze dönüştürüyor, bankalara Merkez Bankası’nın yüzde 14’lük faizinin 300 baz üstünde TL’ye faiz verme imkanı sunuyorsa…
Bu…
Dolara, euroya giden TL’nin bankalarda ve yastık altında döviz olarak durmaya devam ettiğini işaret eder.
Kim, zararına satar dövizini şimdi?
Bekler sonuna kadar.
Hazine, kim ne kadardan döviz aldıysa aynı orandan geri alma garantisi verse ancak o vakit TL’ye geçiş tam anlamıyla gerçekleşir.
Bu olur mu?
Beklenen olmazsa, bu da olur.
Bu da yetmiyor olmalı ki…
Örtülü faiz uygulamasının önünü açtı.
Bankalar, Merkez Bankası’nın yüzde 14’e çektiği faiz oranının 300 baz üstünde faiz verebilecek hale getirildi.
Dövizin baş döndürücü bir seyirle 18 liralara çıkmasının altında yatan gerçek dünyanın önde gelen ülkelerinde faiz artırımı söz konusuyken, Cumhurbaşkanı’nın ısrarıyla faiz indirimine gidilmesi değil miydi?
Cumhurbaşkanı, faize Nas demiyor muydu?
Şimdi bu ne?
Faiz artırımı değil mi?
Elindeki avucundakini korumak için kendisini döviz almak zorunda hisseden insanlar bu durumda yanıltılmış olmuyor mu?
Kasım-Aralık ayları arasında yaşananlar ortaya çıktığında Türkiye’nin nasıl bir süreçten geçtiği daha iyi anlaşılacaktır.
Olan, her zamanki gibi yine garibana oldu.
Korku iklimini körükleyen açıklamalar, adımların bu durumda hiç mi payı yok?
Maliye Bakanı’nın görevden ayrılışı…
Merkez Bankası başkanlarının gidip gelişleri…
Bilinçli olarak korku iklimi körüklenmişse eğer bu durumda faturanın garibana kesilmiş olması ağır bir vebal değil midir?
İki soru var.
Bir: Madem faize karşı bir duruş var o halde Hazine, Merkez Bankası’nın faiz oranının üzerinde 300 baz puanlık faize neden yeşil ışık yakıyor?
Doların bu hale gelmesinde faiz indiriminin etkisi yok muydu?
Dolar da faiz de bir ay önceki pozisyonuna geri geldiğine göre yapılan neydi?
Bu durumda devlet eliyle millet silkelenmiş olmadı mı?
İki: Kurdaki artışla fırlayan fiyatlar aynı oranda geri gelmiyorsa, enflasyon nasıl kontrol edilecek?
Bu noktada tekstil sektöründen tanıdığımız bir iş insanı şu notu düşüyor:
“Dokumada mal var.
Boyada mal var.
Depoda mal var.
Toptancının rafında mal var
Perakendecinin rafında mal var.
Biz ve bizim gibi sektörlerde tak diye indirim olmaz.
Unda bile indirim olacağını sanmıyor.
Kazın ayağı öyle değil” diyor.
Daha ne söylesin.
Hazine, daha öne bir kez dediğini, şimdi birkaç keze dönüştürüyor, bankalara Merkez Bankası’nın yüzde 14’lük faizinin 300 baz üstünde TL’ye faiz verme imkanı sunuyorsa…
Bu…
Dolara, euroya giden TL’nin bankalarda ve yastık altında döviz olarak durmaya devam ettiğini işaret eder.
Kim, zararına satar dövizini şimdi?
Bekler sonuna kadar.
Hazine, kim ne kadardan döviz aldıysa aynı orandan geri alma garantisi verse ancak o vakit TL’ye geçiş tam anlamıyla gerçekleşir.
Bu olur mu?
Beklenen olmazsa, bu da olur.
Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!