Mazotta büyük indirim(!)
8 Nisan 2022 Cuma , 14:33
Kendi sorunlarını çözememiş insanların çevreye, doğaya, adalete bakışları o anki durumlarıyla sınırlıdır.
Evine ekmek götüremeyen bir baba, bir anne için çevre, doğa çok çok sonra aklının ucuna gelecek şeydir.
Adalet…
Çaresizlik içindeyken, aklının ucundan bile geçmez yargının tarafsızlık ilkesine bağlılığı, adalet önünde herkesin eşitliği…
Derdi önce evine ekmek götürebilmektir.
Soğuk havada çocuklarının üşümemesini sağlamaktır.
Giderek fakirleşen, enflasyon karşısında ezildikçe ezilen Türkiye gerçeğinde iş bulmak, bulduğun işten elde ettiğin ücretle ev geçindirmek o kadar zor ki…
Gün gün manavda, markette, çarşıda pazarda fiyatlar öylesine artıyor ki…
Yarını bırakın birkaç saat sonrasını bile insan hayal edemez noktaya geliyor.
Düşünün ki…
Benzin ve mazot fiyatları 20 liranın üzerinde ve genelde gelen zamların aksine birkaç kez gelen indirimler söz konusu olduğunda verilen haberler bile gülümsetiyordu.
Mazotta büyük indirim.
Şaka gibi…
Bir anda 10 liraya oradan 20 liralara tırmanmış akaryakıt fiyatlarının bir parça inmesini enflasyon inmiş gibi atılan başlıklarla duyurmak…
Düştüğümüz durumun trajikomik yanıydı.
Dünya genelinde bir takım sorunlar var, bunun ekonomi üzerinde etkisi elbette söz konusu ama Türkiye’nin meselesi daha çok içten kaynaklı.
Her şeyi dışa bağlama rahatlığından sıyrılıp gerçekleri görmeye çalışırsak, karşımıza tarımını ithalata kurban etmiş bir Türkiye çıkar önce…
Akla gelen her şeyi dışarıdan ithal eder durumdayız.
“Bizim çiftçi ekmiyor mu, biçmiyor mu” diyebilirsiniz.
Bu sorunun cevabını çiftçiler, seslerini duyuran televizyon kanallarında, internet sitelerinde, gazetelerde anlatıp duruyorlar.
Mesele de bu zaten…
Çiftçiyi, besiciyi, işçiyi, esnafı duyması gerekenler duymamak için kendi televizyonlarını, kendi internet sitelerini kurdular.
Kendi trollerini sosyal medyada oluşturdular.
Ağzını açan olsa öyle hakaretler, öyle iftiralar ediyorlar ki, sizin sesinizi duyulmaz hale geliyor.
Oysa ülkeyi yönetenler eğer iktidarda kalmayı istiyorsa halkı duymalı ki çözüm üretebilsin.
“Padişahım sen çok yaşa” diyenler yüzünden millet, enflasyon baskısı altında ezilip gidiyor.
Demirel’in o meşhur sözünü hatırlayın:
“Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur.”
Tencere boş, buzdolabı tam takır.
Evine ekmek götüremeyen bir baba, bir anne için çevre, doğa çok çok sonra aklının ucuna gelecek şeydir.
Adalet…
Çaresizlik içindeyken, aklının ucundan bile geçmez yargının tarafsızlık ilkesine bağlılığı, adalet önünde herkesin eşitliği…
Derdi önce evine ekmek götürebilmektir.
Soğuk havada çocuklarının üşümemesini sağlamaktır.
Giderek fakirleşen, enflasyon karşısında ezildikçe ezilen Türkiye gerçeğinde iş bulmak, bulduğun işten elde ettiğin ücretle ev geçindirmek o kadar zor ki…
Gün gün manavda, markette, çarşıda pazarda fiyatlar öylesine artıyor ki…
Yarını bırakın birkaç saat sonrasını bile insan hayal edemez noktaya geliyor.
Düşünün ki…
Benzin ve mazot fiyatları 20 liranın üzerinde ve genelde gelen zamların aksine birkaç kez gelen indirimler söz konusu olduğunda verilen haberler bile gülümsetiyordu.
Mazotta büyük indirim.
Şaka gibi…
Bir anda 10 liraya oradan 20 liralara tırmanmış akaryakıt fiyatlarının bir parça inmesini enflasyon inmiş gibi atılan başlıklarla duyurmak…
Düştüğümüz durumun trajikomik yanıydı.
Dünya genelinde bir takım sorunlar var, bunun ekonomi üzerinde etkisi elbette söz konusu ama Türkiye’nin meselesi daha çok içten kaynaklı.
Her şeyi dışa bağlama rahatlığından sıyrılıp gerçekleri görmeye çalışırsak, karşımıza tarımını ithalata kurban etmiş bir Türkiye çıkar önce…
Akla gelen her şeyi dışarıdan ithal eder durumdayız.
“Bizim çiftçi ekmiyor mu, biçmiyor mu” diyebilirsiniz.
Bu sorunun cevabını çiftçiler, seslerini duyuran televizyon kanallarında, internet sitelerinde, gazetelerde anlatıp duruyorlar.
Mesele de bu zaten…
Çiftçiyi, besiciyi, işçiyi, esnafı duyması gerekenler duymamak için kendi televizyonlarını, kendi internet sitelerini kurdular.
Kendi trollerini sosyal medyada oluşturdular.
Ağzını açan olsa öyle hakaretler, öyle iftiralar ediyorlar ki, sizin sesinizi duyulmaz hale geliyor.
Oysa ülkeyi yönetenler eğer iktidarda kalmayı istiyorsa halkı duymalı ki çözüm üretebilsin.
“Padişahım sen çok yaşa” diyenler yüzünden millet, enflasyon baskısı altında ezilip gidiyor.
Demirel’in o meşhur sözünü hatırlayın:
“Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur.”
Tencere boş, buzdolabı tam takır.
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!