Şampiyon babasının son dersi…
11 Mart 2022 Cuma , 19:30
Meyve bahçeleri arasında kaybolup giden mahallemizin sessiz delikanlılarından birisiydi.
Kendi halinde…
Evinden işine giden, işinden evine dönen bir arkadaşımızdı.
Zaman, meyve bahçelerini mahallemizden söküp alırken, geride kalan yıllar da bizi çocukluktan, delikanlılıktan çok uzaklara taşımıştı.
Kim zamanı durdurabildi ki?
Bernard Shaw, “Yeryüzünde hüküm süren insan değil, ölümdür” der.
Hepimiz biliriz bu gerçeği…
Yokmuş gibi son ana kadar yaşar gideriz işte…
Er ya da geç bizi de bulacak.
Bulduğunda, mahallemizin sessiz delikanlılarından Nair Çakmaklı gibi bu dünyadan göçerken geride kalanlara nefes, can olabiliriz.

56 yaşında, daha yaşayacak çok zamanı olan Nair arkadaşımızın beyin kanamasına bağlı ölümünün ardından ailesinin aldığı karar Bursa’da yaşama tutunmaya çalışan beş insana umut oldu.
Karaciğeri, iki böbreği ve kornealarıyla yaşama tutunmaya çalışan hastalar, Nair arkadaşımızın ailesinin verdiği kararla yeni bir hayata başlama şansına eriştiler.
Bu kararı veren aile fertlerinden birisi 2016 yılında Bursa’yı gururlandıran, boynuna taktığı altın madalya ile şehrin çeperlerinde yaşama umutla bakan çocuklara, ailelerine örnek olmuş birisi…
Nair, bu dünyadan göçüp giderken, beş insana hayat verdiği kadar Avrupa Judo Şampiyonu olmuş Melisa Çakmaklı’yı yetiştiren bir baba olarak da akıllarda kalmaya devam edecektir.

Neredeyse her gün bir kadının katledildiği bu topraklarda kız çocuklarına verilen değerin simgelerinden birisi olarak da görebiliriz Nair Çakmaklı’yı.
Kentin çeper mahallerinde insanlar yaşama tutunmak için var gücüyle mücadele ederken, çoğu kez kendilerini bile unuturlar.
Bu kadar zor koşullar altında kız çocuklarının önünü açmak, hele ki spor gibi bir alanda arkasında durmak her babayiğidin harcı değildir.
Nair, bunu başarmış, çocuklarına ayrımsız bakabilmiş babalardan birisi olarak bu dünyadan göçüp gitti.

Namık Kemal’in vurguladığı gibi “Herkes kimsenin sağ kalmadığını bilir de, kendisinin öleceğine inanmak istemez.”
Bütün acılar karşısında insanı dirençli kılan da budur belki de…
Nair, erken ölümüyle mahallemizi üzerken, ailesinin kararıyla da organ bağışının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hissettirdi.
“İnsan, ölürken bile sevap işleyebilir” sözünün Millet mahallesindeki karşılığıdır Nair Çakmaklı.
Kendi halinde…
Evinden işine giden, işinden evine dönen bir arkadaşımızdı.
Zaman, meyve bahçelerini mahallemizden söküp alırken, geride kalan yıllar da bizi çocukluktan, delikanlılıktan çok uzaklara taşımıştı.
Kim zamanı durdurabildi ki?
Bernard Shaw, “Yeryüzünde hüküm süren insan değil, ölümdür” der.
Hepimiz biliriz bu gerçeği…
Yokmuş gibi son ana kadar yaşar gideriz işte…
Er ya da geç bizi de bulacak.
Bulduğunda, mahallemizin sessiz delikanlılarından Nair Çakmaklı gibi bu dünyadan göçerken geride kalanlara nefes, can olabiliriz.

56 yaşında, daha yaşayacak çok zamanı olan Nair arkadaşımızın beyin kanamasına bağlı ölümünün ardından ailesinin aldığı karar Bursa’da yaşama tutunmaya çalışan beş insana umut oldu.
Karaciğeri, iki böbreği ve kornealarıyla yaşama tutunmaya çalışan hastalar, Nair arkadaşımızın ailesinin verdiği kararla yeni bir hayata başlama şansına eriştiler.
Bu kararı veren aile fertlerinden birisi 2016 yılında Bursa’yı gururlandıran, boynuna taktığı altın madalya ile şehrin çeperlerinde yaşama umutla bakan çocuklara, ailelerine örnek olmuş birisi…
Nair, bu dünyadan göçüp giderken, beş insana hayat verdiği kadar Avrupa Judo Şampiyonu olmuş Melisa Çakmaklı’yı yetiştiren bir baba olarak da akıllarda kalmaya devam edecektir.

Neredeyse her gün bir kadının katledildiği bu topraklarda kız çocuklarına verilen değerin simgelerinden birisi olarak da görebiliriz Nair Çakmaklı’yı.
Kentin çeper mahallerinde insanlar yaşama tutunmak için var gücüyle mücadele ederken, çoğu kez kendilerini bile unuturlar.
Bu kadar zor koşullar altında kız çocuklarının önünü açmak, hele ki spor gibi bir alanda arkasında durmak her babayiğidin harcı değildir.
Nair, bunu başarmış, çocuklarına ayrımsız bakabilmiş babalardan birisi olarak bu dünyadan göçüp gitti.

Namık Kemal’in vurguladığı gibi “Herkes kimsenin sağ kalmadığını bilir de, kendisinin öleceğine inanmak istemez.”
Bütün acılar karşısında insanı dirençli kılan da budur belki de…
Nair, erken ölümüyle mahallemizi üzerken, ailesinin kararıyla da organ bağışının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hissettirdi.
“İnsan, ölürken bile sevap işleyebilir” sözünün Millet mahallesindeki karşılığıdır Nair Çakmaklı.
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!