Satın alma gücü olmayan ücret!
7 Aralık 2021 Salı , 15:37
Bizi tarif eden sözler var.
O kadar çok ki…
Çılgınız mesela…
Dolar almış başını gidiyor, yağmur gibi zamlar geliyor; dün aldığımızı bir gün sonra aynı fiyata alamayacağımızı biliyoruz ama “Bana ne” sendeciliğinden vazgeçmiyoruz.
“Faiz neden enflasyon sonuç” iddiası mı çılgına döndürdü milletimizi?
Misal…
İstanbul’da bir düğün yapılıyor.
Gelin ile damat takı törenindeler.
Beklentileri önce elbette mutlu olmak ama takılan takının da önemi var.
Kim ne takacak derken öyle bir takıyla karşılaşıyorlar ki…
Gelinin anında suratı düşüyor.
Damadın arkadaşları takı olarak pompalı tüfek takıyor.

Yetmiyor.
Salondakiler damada pompalı tüfek takan arkadaşlarını çılgınlar gibi alkışlıyor.
Bu kadarı da pes yani…
Dolarla maaş almıyorsanız her an bir çılgınlıkla karşılaşma olasılığınızın var olacağını unutmadan güne merhaba demekte yarar var.
Dolar, Türk Lirası’nı değersizleştirdikçe raflardaki ürünlerin de fiyatı artmaya devam ediyor.
Unlu mamulden deterjana, yağdan ekmeğe her şey artıyor.

Eskilerin değimi ile “İğneden ipliğine zamlar yağmur gibi” yağmaya devam ediyor.
Şemsiye de açsan fayda etmez!
TÜİK verileri bu şekilde açıkladığı sürece iktidar gerçek enflasyon oranlarıyla değil, istediğini yansıtan TÜİK verileriyle memura, emekliye, işçiye zam yapacak.
Asgari ücretin 4 bin lira olması doların 14 liraya dayandığı, hatta Merkez Bankası’nın olası bir faiz indiriminde daha da yukarılara çıkacağı tahminleri karşısında ne ifade eder ki…
Dövizdeki bu dalgalanma aşağı yönlü bir seyre çevrilmediği sürece asgari ücretin 4 bin liraya çıkarılıyor olması sadece rakamsal olarak bir artış anlamına gelir.
Satın alma gücü artmamış bir asgari ücret söz konusu olacaktır.
Öne geçme fırsatlarını birilerinin zenginleşmesi uğruna heba eden toplumların kaderidir bu…
“Her şeyin düzeleceği umuduyla yaşıyor ama hiçbir şeyin değişmediğini görerek ölüyoruz.”
Böyle olmasını kimse istemez ama yaşadığımız da bu…
Maalesef, ölümün herkesi bir tuttuğu bir dünyada, bazılarının hala birilerinin peşinden sürüklendiğini fark etmemesi düşündürücüdür.
Almanya’yı 15 yıldır sadece yönetmeyen, aynı zamanda güçlü bir ülke yapan, dahası Avrupa’nın adı konmamış ekonomi başkenti haline getiren Merkel’in bu kadar başarıdan sonra görevini bırakmasının bizler için bir anlamı var mıdır?
Başarı ise başarı…
Mütevazılık ise mütevazılık…
Hep aynı kıyafeti giymesine takılan birine “Ben devlet memuruyum” diyen Merkel’i 15 yıllık başbakanlık sürecini kendi isteğiyle noktalarken bütün Almanya alkışlıyorsa…
Bu geride bıraktığı Almanya içindir…
Bizde durum ne?
O kadar çok ki…
Çılgınız mesela…
Dolar almış başını gidiyor, yağmur gibi zamlar geliyor; dün aldığımızı bir gün sonra aynı fiyata alamayacağımızı biliyoruz ama “Bana ne” sendeciliğinden vazgeçmiyoruz.
“Faiz neden enflasyon sonuç” iddiası mı çılgına döndürdü milletimizi?
Misal…
İstanbul’da bir düğün yapılıyor.
Gelin ile damat takı törenindeler.
Beklentileri önce elbette mutlu olmak ama takılan takının da önemi var.
Kim ne takacak derken öyle bir takıyla karşılaşıyorlar ki…
Gelinin anında suratı düşüyor.
Damadın arkadaşları takı olarak pompalı tüfek takıyor.

Yetmiyor.
Salondakiler damada pompalı tüfek takan arkadaşlarını çılgınlar gibi alkışlıyor.
Bu kadarı da pes yani…
Dolarla maaş almıyorsanız her an bir çılgınlıkla karşılaşma olasılığınızın var olacağını unutmadan güne merhaba demekte yarar var.
Dolar, Türk Lirası’nı değersizleştirdikçe raflardaki ürünlerin de fiyatı artmaya devam ediyor.
Unlu mamulden deterjana, yağdan ekmeğe her şey artıyor.

Eskilerin değimi ile “İğneden ipliğine zamlar yağmur gibi” yağmaya devam ediyor.
Şemsiye de açsan fayda etmez!
TÜİK verileri bu şekilde açıkladığı sürece iktidar gerçek enflasyon oranlarıyla değil, istediğini yansıtan TÜİK verileriyle memura, emekliye, işçiye zam yapacak.
Asgari ücretin 4 bin lira olması doların 14 liraya dayandığı, hatta Merkez Bankası’nın olası bir faiz indiriminde daha da yukarılara çıkacağı tahminleri karşısında ne ifade eder ki…
Dövizdeki bu dalgalanma aşağı yönlü bir seyre çevrilmediği sürece asgari ücretin 4 bin liraya çıkarılıyor olması sadece rakamsal olarak bir artış anlamına gelir.
Satın alma gücü artmamış bir asgari ücret söz konusu olacaktır.
Öne geçme fırsatlarını birilerinin zenginleşmesi uğruna heba eden toplumların kaderidir bu…
“Her şeyin düzeleceği umuduyla yaşıyor ama hiçbir şeyin değişmediğini görerek ölüyoruz.”
Böyle olmasını kimse istemez ama yaşadığımız da bu…
Maalesef, ölümün herkesi bir tuttuğu bir dünyada, bazılarının hala birilerinin peşinden sürüklendiğini fark etmemesi düşündürücüdür.
Almanya’yı 15 yıldır sadece yönetmeyen, aynı zamanda güçlü bir ülke yapan, dahası Avrupa’nın adı konmamış ekonomi başkenti haline getiren Merkel’in bu kadar başarıdan sonra görevini bırakmasının bizler için bir anlamı var mıdır?
Başarı ise başarı…
Mütevazılık ise mütevazılık…
Hep aynı kıyafeti giymesine takılan birine “Ben devlet memuruyum” diyen Merkel’i 15 yıllık başbakanlık sürecini kendi isteğiyle noktalarken bütün Almanya alkışlıyorsa…
Bu geride bıraktığı Almanya içindir…
Bizde durum ne?
Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!