Telefonun kayıtlı olacağını unutmuşlar!
23 Aralık 2021 Perşembe , 18:32
Hangi parti olduğu önemli ama olayı bizzat yaşayan kişi zorda kalacak olmasa…
Partinin adını vererek yazmak daha doğru olacaktı.
Olsun!
Bazı durumlarda tarifle yola çıkmak da aynı kapıya gider.
Doların, euronun alıp başını gittiği günlerde, bu durumun idaresinde söz sahibine yakın duran bir partinin anket yapmak amacıyla üyelerini aratıp, durumunu görmek istediğini
bizzat aranan, sorularla muhatap olan partili söylüyor.
Önce yerel bir tur attıklarını belirtiyor.
Büyükşehir’de kime oy verdiği…
Oturduğu ilçede kimi tercih ettiği gibi sorularla karşılaşıyor.
En can alıcı soru ise 2023 genel seçimlerinde kime oy vereceğiyle ilgiliymiş.
Arayan kişi partiden söz etmemiş hiç.
Anket şirketinden arıyor edasındaymış.
Lakin, bu yönteme başvuranlar bir noktayı atlamışlar.
Üyelerin arandığı telefon parti telefonuymuş.
Bu çalışmayı bize özetleyen partili, kendisini arayan kişi farkında olmasa da telefonun üyesi olduğu partiden geldiğini hemen anlamış.
Çünkü, bir dönem il yönetiminde yer aldığı partisinin il başkanlığı telefonunun doğal olarak kendisinde kayıtlı olduğunu, telefonu açarken de bunu bilerek açtığını ama bu tür bir
anketle karşılaşacağını tahmin etmediğini belirtiyor.
Belli ki…
Bu yönteme başvuran parti önce üyelerinin kendisine sadık olup olmadığını anlamaya çalışıyor.
2023 seçimlerinde mevcut rotasının kendisine artı getirip getirmeyeceğini önce kendi partilileri üzerinden test ediyor.
Bu uygulamanın iki yanı var.
Bir:
İl başkanlığı telefonunu kayıt etmiş partililer açısından sorulan sorular kadar, adres belliyken partiden aranmıyormuş gibi anket yapılıyor olmasına dönük bir rahatsızlık olabilir.
Ki…
Bu noktada olayı yaşayan partili “Üyesine açık olmayanlara biz nasıl güvenelim” diye tepki gösteriyordu.
İki: Parti, kendisini öne almadan anket şirketinden aranıyor gibi partilerini arayarak, durum tespiti yaparken, üyenin gerçek düşüncesini öğrenmek amacıyla bu yola çıkmış olabilir.
Bu anlaşılır bir şey.
Ancak, üye ile yönetenler arasındaki samimiyetin değerini sıfırlamadan bir yol arayıp bulabilselerdi daha iyi olabilirmiş.
Üye, bir partiye neden gelmişse, o parametrelerin yerinde durup durmadığına bakar daha çok.
Herkes bilir ki…
Üyeleri partilere yönlendiren faktörler arasında öncelik kişinin dünyaya bakışıdır.
Günlük yaşamdan ötedir bu…
Sosyal demokratlığın, muhafazakârlığın, milliyetçiliğin, liberalizmin, sosyalizmin, komünizmin anlamı ülke ülke değişmez.
Partisini bu değerler üzerinden konumlandıran üyeler, kolay kolay bir yere gitmezler.
Tavrı merak edilecek gurup bir takım etkilerle bir partiye üye olanlardır.
Bu etkiler daha çok gelecek beklentisiyle şekillenir.
Bir de…
Arkadaş, eş dost için amaçsızca üye olanlar vardır partilere…
Arkadaşı, “Gel üye ol, ileride bana destek olursun, sana bir zararı olmaz” der.
O da arkadaşını kırmaz, üye olur.
Seçimlerin yönünü tayin eden üyeler, seçmen gurupları da bu tarz bakış açısına sahip olanlardır.
Örneğin…
3 Kasım 2002 seçimlerine koalisyon hükümetinin en fazla oyunu almış partisi olarak seçimlere giren DSP, bir anda dibi gördü.
Yüzde 1,2’lere düştü.
Konjonktürel etki bu seçmen gurupları üzerinde doğal olarak etki yapıyor.
2023 genel seçimleriyle ilgili yapılan analizlerde ilk kez oy kullanacak kesimin öne çıkma nedenlerinden birisi de bu zaten…
İnternet gibi bilgiye ulaşma kolaylığıyla büyüyen yeni nesil, seçimi yaparken de kendi bildiğinin üzerinden gidiyor.
Amerika’da, İngiltere’de, Almanya’da, Japonya’da yaşayan kuşaklarıyla aynı sosyal medya platformlarında aynı havayı teneffüs ediyor çünkü…
Bu da dünyaya paralel yaklaşımlar sergilemelerinin önünü açıyor.
Partinin adını vererek yazmak daha doğru olacaktı.
Olsun!
Bazı durumlarda tarifle yola çıkmak da aynı kapıya gider.
Doların, euronun alıp başını gittiği günlerde, bu durumun idaresinde söz sahibine yakın duran bir partinin anket yapmak amacıyla üyelerini aratıp, durumunu görmek istediğini
bizzat aranan, sorularla muhatap olan partili söylüyor.
Önce yerel bir tur attıklarını belirtiyor.
Büyükşehir’de kime oy verdiği…
Oturduğu ilçede kimi tercih ettiği gibi sorularla karşılaşıyor.
En can alıcı soru ise 2023 genel seçimlerinde kime oy vereceğiyle ilgiliymiş.
Arayan kişi partiden söz etmemiş hiç.
Anket şirketinden arıyor edasındaymış.
Lakin, bu yönteme başvuranlar bir noktayı atlamışlar.
Üyelerin arandığı telefon parti telefonuymuş.
Bu çalışmayı bize özetleyen partili, kendisini arayan kişi farkında olmasa da telefonun üyesi olduğu partiden geldiğini hemen anlamış.
Çünkü, bir dönem il yönetiminde yer aldığı partisinin il başkanlığı telefonunun doğal olarak kendisinde kayıtlı olduğunu, telefonu açarken de bunu bilerek açtığını ama bu tür bir
anketle karşılaşacağını tahmin etmediğini belirtiyor.
Belli ki…
Bu yönteme başvuran parti önce üyelerinin kendisine sadık olup olmadığını anlamaya çalışıyor.
2023 seçimlerinde mevcut rotasının kendisine artı getirip getirmeyeceğini önce kendi partilileri üzerinden test ediyor.
Bu uygulamanın iki yanı var.
Bir:
İl başkanlığı telefonunu kayıt etmiş partililer açısından sorulan sorular kadar, adres belliyken partiden aranmıyormuş gibi anket yapılıyor olmasına dönük bir rahatsızlık olabilir.
Ki…
Bu noktada olayı yaşayan partili “Üyesine açık olmayanlara biz nasıl güvenelim” diye tepki gösteriyordu.
İki: Parti, kendisini öne almadan anket şirketinden aranıyor gibi partilerini arayarak, durum tespiti yaparken, üyenin gerçek düşüncesini öğrenmek amacıyla bu yola çıkmış olabilir.
Bu anlaşılır bir şey.
Ancak, üye ile yönetenler arasındaki samimiyetin değerini sıfırlamadan bir yol arayıp bulabilselerdi daha iyi olabilirmiş.
Üye, bir partiye neden gelmişse, o parametrelerin yerinde durup durmadığına bakar daha çok.
Herkes bilir ki…
Üyeleri partilere yönlendiren faktörler arasında öncelik kişinin dünyaya bakışıdır.
Günlük yaşamdan ötedir bu…
Sosyal demokratlığın, muhafazakârlığın, milliyetçiliğin, liberalizmin, sosyalizmin, komünizmin anlamı ülke ülke değişmez.
Partisini bu değerler üzerinden konumlandıran üyeler, kolay kolay bir yere gitmezler.
Tavrı merak edilecek gurup bir takım etkilerle bir partiye üye olanlardır.
Bu etkiler daha çok gelecek beklentisiyle şekillenir.
Bir de…
Arkadaş, eş dost için amaçsızca üye olanlar vardır partilere…
Arkadaşı, “Gel üye ol, ileride bana destek olursun, sana bir zararı olmaz” der.
O da arkadaşını kırmaz, üye olur.
Seçimlerin yönünü tayin eden üyeler, seçmen gurupları da bu tarz bakış açısına sahip olanlardır.
Örneğin…
3 Kasım 2002 seçimlerine koalisyon hükümetinin en fazla oyunu almış partisi olarak seçimlere giren DSP, bir anda dibi gördü.
Yüzde 1,2’lere düştü.
Konjonktürel etki bu seçmen gurupları üzerinde doğal olarak etki yapıyor.
2023 genel seçimleriyle ilgili yapılan analizlerde ilk kez oy kullanacak kesimin öne çıkma nedenlerinden birisi de bu zaten…
İnternet gibi bilgiye ulaşma kolaylığıyla büyüyen yeni nesil, seçimi yaparken de kendi bildiğinin üzerinden gidiyor.
Amerika’da, İngiltere’de, Almanya’da, Japonya’da yaşayan kuşaklarıyla aynı sosyal medya platformlarında aynı havayı teneffüs ediyor çünkü…
Bu da dünyaya paralel yaklaşımlar sergilemelerinin önünü açıyor.
Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!