'Zincirler erir, taç ve tahtlar batar yok olur'
22 Nisan 2022 Cuma , 11:58
23 Nisanlar’da, 19 Mayıslar’da, 30 Ağustoslar’da, 29 Ekimler’de, dini bayramlarda insan ister istemez kendi çocukluğuna, kendi gençliğine de yolculuk yapar.
Yaşadıkları gelir aklına…
Anılar canlanır gözlerinde.
Annesi, babası, kardeşleri, arkadaşları bir bir geçer gözlerinin önünden.
Maalesef ki her geçen yıl eskiden çok şey koparır hale geldi.
Çok şey değişti.
Eskiden her mahallede tören olurdu.
Bizim okuduğumuz okul, mahallemizin içindeydi.
Sabah erkenden okulda buluşur, üç dört caddeden ibaret olan mahallemizin içinde yürüyüş yapar ve tekrar okulumuza geri dönerdik.
Burada amaç okuldaki kutlamalara mahalleliyi dâhil etmek, Kurtuluş Savaşı’ndan bize kalan o milli ruhu her yıl yeniden yeniden pekiştirmekti.
Bugün milli bayramlar da dini bayramlar da geçmişten çok uzakta kutlamalara sahne oluyor.
Maalesef bugün bayram denildiğinde akla ilk gelen tatil oluyor.
Çağın gerçekleri maalesef insanlara zaman bırakmadığı için bayramlar turizmciler tarafından tatil algısıyla pekiştirildi.
Herkes de buna alıştı.
İmkânı olan yaylalara, deniz kıyılarına, yurtdışına, önemli tatil merkezlerine gitmenin hesabını yeni yıl başlamadan yapar hale geldi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunu müjdeleyen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın içinde iki bayram kutlarken Büyük Atatürk’ün yeni doğmuş bir devlet ile o devletin çocuklarını nasıl bir ruhla bütünleştirdiğini anlayabiliyorsak…
Ülkemizin yönü de, geleceği de garanti altında demektir.
Büyük Atatürk, bir ulusu yeniden bağımsızlığa taşırken halkın idaresini TBMM’de, geleceğini de çocuklarında görüyordu.
“Efendiler, milli egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar yok olur” sözüyle de dünyaya nasıl baktığını gösteriyordu.
Yani, milli bayramların ruhunu anlamak Mustafa Kemal Atatürk’ü de anlamaktır.
Hedeflediği geleceği görebilmektir.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun.
Yaşadıkları gelir aklına…
Anılar canlanır gözlerinde.
Annesi, babası, kardeşleri, arkadaşları bir bir geçer gözlerinin önünden.
Maalesef ki her geçen yıl eskiden çok şey koparır hale geldi.
Çok şey değişti.
Eskiden her mahallede tören olurdu.
Bizim okuduğumuz okul, mahallemizin içindeydi.
Sabah erkenden okulda buluşur, üç dört caddeden ibaret olan mahallemizin içinde yürüyüş yapar ve tekrar okulumuza geri dönerdik.
Burada amaç okuldaki kutlamalara mahalleliyi dâhil etmek, Kurtuluş Savaşı’ndan bize kalan o milli ruhu her yıl yeniden yeniden pekiştirmekti.
Bugün milli bayramlar da dini bayramlar da geçmişten çok uzakta kutlamalara sahne oluyor.
Maalesef bugün bayram denildiğinde akla ilk gelen tatil oluyor.
Çağın gerçekleri maalesef insanlara zaman bırakmadığı için bayramlar turizmciler tarafından tatil algısıyla pekiştirildi.
Herkes de buna alıştı.
İmkânı olan yaylalara, deniz kıyılarına, yurtdışına, önemli tatil merkezlerine gitmenin hesabını yeni yıl başlamadan yapar hale geldi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşunu müjdeleyen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın içinde iki bayram kutlarken Büyük Atatürk’ün yeni doğmuş bir devlet ile o devletin çocuklarını nasıl bir ruhla bütünleştirdiğini anlayabiliyorsak…
Ülkemizin yönü de, geleceği de garanti altında demektir.
Büyük Atatürk, bir ulusu yeniden bağımsızlığa taşırken halkın idaresini TBMM’de, geleceğini de çocuklarında görüyordu.
“Efendiler, milli egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar yok olur” sözüyle de dünyaya nasıl baktığını gösteriyordu.
Yani, milli bayramların ruhunu anlamak Mustafa Kemal Atatürk’ü de anlamaktır.
Hedeflediği geleceği görebilmektir.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun.
İlginizi Çekebilecek Diğer Haberler

Yorum Yapın
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!