Yorgun devlet ve Girişim Bakanlığı!

Yayın: 02.01.2023 19:54 - Güncelleme: 04.01.2023 19:01

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Malumunuz, enbursa.com‘da bir süredir yerel ve/veya ulusal gündemde tartışılan en önemli konuları konuklarımla masaya yatırıp konuştuğum eNGündem adından bir program yapıyorum.

eNGündem‘in ilk konuğu ise Bursa kamuoyunun yakından tanıdığı Ak Parti Eski İl Başkanı Sedat Yalçın idi. Dopdolu bir program olduğu kanaatindeyim ki; zaten birçok olumlu geri dönüş kanaatimin sağlaması niteliğinde.

Sedat Yalçın, çok kıymetli şeyler söyledi. Fakat özellikle Mısırlı bir gençten anlattığı, “Yorgun devlet” hikayesi var ki; dinleyicilerden çok sayıda mesaj almama, üzerinde yorum yapmalarına neden oldu.

Hikaye şöyle:

Mısır’ın Tahrir Meydanı‘nda toplanan onbinlerce insandan birisi olan bir gence Batılı bir Tv’nin spikeri, “Neden toplandınız?” diye soruyor.

Mısırlı gencin cevabı ise çok düşündürücü:

“Şu anda bizim etkisiz ve yaşlanmış bir devlet mekanizmamız var. Yetenek ve becerilerini kullanamayan bir toplumuz var diyor. Kalitesiz bir eğitim sistemimiz var. Ekonomik anlamda büyük bir fırsat eşitsizliğimiz var…” diyor.

Sedat Yalçın’ın yorumuyla; Mısırlı genç, özetle şöyle diyor:

“Ben bir iş yapacağım, fırsat verilmiyor. Devlet, bana iyi bir eğitim vermiyor, ben iyi yetişmedim ki; kendime bakabileyim. Benim doğuştan gelen becerilerim, yatkın olduğum işler var, onu da kullanmıyor. Çünkü kapsayıcı bir siyaset yapılmıyor. Herkesi kucaklayan bir anlayış yok.

Ben ‘öteki’ konumuna düşüyorum, benim becerilerimden toplum yararlanamıyor. Bunların hepsini yapan ise hantal, yorgun devlet mekanizmasıdır…”

Benzetmede hata olmaz. Türkiye, son zamanlarda Mısırlı gencin anlattığı basit ama manidar hikayeye ne kadar da çok benziyor değil mi? Adı, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olarak açıklanan yönetim biçimimiz her ne kadar yeni olsa da erken kireçlendiği bizzat sistemin uygulayıcıları tarafından itiraf edildi.

Yeni olmasına karşın erken kireçlenmiş bu sistemle yönetilen devlet, “yorgun bir devlet” görüntüsü vermiyor mu? Adım başı hastane var ama çoğu özel olduğu için sağlıkta eşitlik yok. Adım başı okul var ama eğitimde eşitlik yok. Adım başı market, AVM var ama alım gücünde eşitlik yok…

Evet, yok ama bunların ve daha fazlasının bize gökten zembille ineceği de yok. Olursa yine kendimiz yapacağız. Kendi seçtiğimiz yöneticilerimiz, kendi içimizden çıkardığımız girişimcilerimiz, eğitimcilerimiz, hekimlerimiz, mühendislerimiz eliyle yapacağız.

SON SÖZ:

Tam da burada, genç yaşta birçok alanda iş kuran ve istihdam yaratan Emin Adanur‘un, “Girişim Bakanlığı” önerisini hatırlatmak isterim. “Türkiye Cumhuriyeti, Selçuk Bayraktar’a verdiği kıymeti tüm üreticilere, tüm girişimcilere vermeli…” diyen Emin Adanur, Türkiye’de bir tane Selçuk Bayraktar olmadığını, belki de binlerce Selçuk Bayraktar olduğunu vurgulayarak, “Yerli arama motoru yapabilecek insanların önünün kesildiği bir dönemden de geçtik. Üreticilerin değer görebilmesi açısında Girişim Bakanlığı kurulmalı. Çünkü girişimciler ülkelerini kalkındırabilir…” diyor.

SİZİN İÇİN SEÇTİKLERİMİZ