10

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İYİ Parti Türk siyasetinde olması gereken bir partidir.

Otoriter milliyetçiliğe karşı demokratik milliyetçiliği temsil eden İYİ Parti’nin varlığı Türk demokrasisi açısından güvencedir.

Liderinin yanlış kararından ötürü bu partinin siyaset sahnesinin dışına itilmesini ellerini ovuşturarak seyretmenin muhalefet cephesine yararı yoktur.

İktidar uğruna tarikat-cemaatlere ses çıkarmayan MHP’nin din sosuna bulaşmış milliyetçiliğine karşı Atatürkçü, seküler-kentli milliyetçiliğinin mevzisi konumunda olan İYİ Parti’nin yok olması demek, MHP’nin temsil ettiği anlayışın egemen olması demektir.

****

Siyaset sonuç alma sanatıdır.

Seçime ayrı girme kararı alan İYİ Parti merkez yöneticileri hangi hesapla seçime ayrı girmek isteğinde olduklarını kamuoyuna matematiksel şekilde açıklamalılar.

1 Nisan 2024 sabahı İYİ Parti’nin daha çok belediyesi olacak mı?

Hiçbir anket, araştırma, son seçimdeki sandık sonucu bunu göstermiyor.

1 Nisan sabahı daha çok belediye meclis üyesi olacak mı?

Hayır, mümkün değil…

1 Nisan sabahı bir tek büyükşehir veya il belediye başkanı İYİ Partili olacak mı?

14 Mayıs’taki seçimlerde hiçbir kentte birinci veya ikinci parti konumunda değil!

Peki buna karşı 1 Nisan sabahı iktidar partisi büyükşehirleri kazanırsa ne olacak?

AKP-MHP iktidarının hiçbir hukuki metni, kurumu tanımayan sınırsız iktidarı halktan onay almış olmayacak mı?

Bu durumda yeni Sinan Ateş cinayetlerinin önünü açmaz mı?

İYİ Parti’nin kuruluş sürecinde Türkiye’de en az 500 ülkücü dövüldü. Bursa’da Hasan Toktaş, Yüksel Yılmaz, Mehmet Temirtaş ile Orhan Avcı’ya saldıranlara bir şey oldu mu?

Karakolun bir kapısından girip öbüründen çıkmadılar mı?

Yaşamını ülkücü mücadele içinde geçiren Mamak Cezaevinde yatan Şenol Çevik’e bile saldırmışlar ama sert kayaya çarparak kaçmışlardı.

****

Öyleyse amaç nedir?

İki güçlü boksöre karşı tek başına ringe çıkmak hangi rasyonaliteyle açıklanabilir?

****

Bu yazının dipnotu: Kardeşim gibi sevdiğim, başarılarından gurur duyduğum Selçuk Türkoğlu Bursa’dan aday olmamalı. Hem olası oy düşüşünden ötürü başarıları gölgelenecektir hem de Mustafa Bozbey’e seçimi kaybettiren insan olarak tarihe geçecektir. Ayrı girelim diyen 35 GİK üyesinden birinin Bursa’dan aday olması en doğru hamledir. CHP de Orhaneli başta olmak üzere bazı ilçelerde aday çıkarmamalıdır.

İYİ PARTİ’DEN İKİ ÖNEMLİ İSTİFA

Biri, partinin (sanırım) tek görevde olan profesörü Abdullah Işıklar, ötekisi kuruluşunda bu yana İYİ Parti’ye emek vermiş Yurdanur Oktay…

Bursa Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdullah Işıklar’ın istifa mektubu şöyle:

“İYİ Parti ülkemizde bir umut olarak kuruldu ve milyonların sevgisini kısa sürede kazandı. Biz İYİ Parti üyesi seçmenler olarak bir karşılık beklemeden sizlerin almış oldukları kararları bu zamana kadar destekledik. Çoğu zaman İYİ Parti üyesi olmanın zorluklarını da yaşadık.

Ancak genel merkez yöneticilerinin, genel seçim sürecinde durumu yönetemediklerine yakından şahit olduk. Genel seçim sonrası da parti içi karışıklıklar, genel merkez yöneticileri arasındaki çatışmalar, haliyle bizleri de olumsuz etkilemiştir.

Son olarak da yerel seçim aşamasında, sistematik hatalar zincirine son halka olarak, yerel seçime iş birliği sürecinden bağımsız, tek başına girme kararı eklenmiştir. Bu karar genel merkez yöneticilerinin ülke gerçekliğinden uzaklaştıklarını, gerçekleri değerlendirmekte zorladıklarını göstermektedir.

Gelinen bu aşamada İYİ Parti üyeliğinin bir anlamı kalmadığını düşündüğümden dolayı üyelikten istifa ediyorum.”

BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ MI? EKSİLE EKSİLE AZALACAĞIZ MI?

İYİ Parti’nin eski İl Yönetim Kurulu Üyesi, eski Genel Başkan Yardımcısı, Büyükelçi Ahmet Erozan’ın danışmanlığını da yapan Yurdanur Oktay’ın istifa dilekçesi oldukça anlamlı:

“Dostlarıma ve yol arkadaşlarıma duyurumdur.

Bildiğiniz üzere 6 yıla yakın bir süredir, aktif olarak siyaset kurumunun içindeyim. Saha gönüllüsü olarak broşür dağıtarak ve parti ilkelerini anlatma çabaları ile başlayan bu süreçte, il yöneticiliği, İl Başkan Yardımcılığı ve değerli vekilimiz Sn. Ahmet Erozan’ın basın danışmanlığı gibi birbirinden değerli ve onurlu görevlerde bulundum.

Bu yola çıkıştaki amacım, en yalın haliyle, Ulu Önderimizin gençliğe hitabından aldığım yetki ve görevdi.

Vatanımızı ve cumhuriyetimizi daha çağdaş medeniyetler seviyesine taşıyacağına inandığım iyi yürekli dürüst, dost insanlarla birlikte yürümek, destek olmak için yola çıktım…

Elimden hiçbir şey gelmese bile bu zorlu yürüyüşte arkadaşlarımın terini silerim, su veririm, çizmelerini boyarım diye düşündüm.

Ancak geldiğimiz noktada, ne yazık ki ‘Yola çıkış umutlarımızın, başka bir sürece ve yöntemlere evrildiğini üzülerek gördüm.’

Birleşe birleşe kazanacağız gibi doğruluğu yüzyıllardır, binlerce kez kanıtlanmış bir ülkünün, eksile eksile azalacağız şekline dönüşmesiyle büyük bir hayal kırıklığı yaşadım…

Ancak belirtmek isterim ki, partim ve mensuplarıyla hiçbir kırgınlığım asla yok.

Sadece yaşadığım bu hayal kırıklığının beni daha fazla üzmesine izin vermeyerek İYİ Parti’deki üyeliğimi sonlandırma kararı aldım.

Sayın Meral Akşener hanımefendiye, Bursa il ve ilçe örgütlerimizin birbirinden değerli, tüm eski ve yeni yöneticilerine, Prof. Dr. Sn. İsmail Tatlıoğlu hocama, uzun bir süredir basın danışmanlığını yürüttüğüm emekli Büyükelçimiz Sayın Ahmet Erozan’a, mevcut vekillerimiz Sayın Selçuk Türkoğlu ve Sayın Hasan Toktaş’a, bu yolda tanıştığım tüm dostlarım ve yol arkadaşlarıma gönlümün en gerçek yerinden binlerce kez teşekkür ederim.”

****

Bu yazının dipnotu: Meral Akşener habire pişmanlıklarını dile getiriyor. Bu kan kaybına engel değil. Türkiye genelinde her gün yüzlerce insan istifa ediyor.