0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Haber: Ebru Taşdemir
Kamera: Fırat Yıldırım

Geçtiğimiz günlerde 16 yaşındaki lise öğrencisi Yusuf K.’nın 5 ay önce atıldığı okulun müdürünü katletmesi Türkiye’nin gündemine oturdu.

Bu doğrultuda eğitim sendikaları 81 ilde eş zamanlı iş bırakarak eylem gerçekleştirdi.

Bursa’da da Eğitim-İş, Eğitim Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, TÖB-SEN, TEÇ-SEN ve Anadolu Eğitim Sen Şehreküstü Meydanı’nda toplanarak ‘Eğitimde Şiddete Dur’ dedi.

Binler kişi meydanda Dövüldük- Vurulduk- Öldük, Eğitimde Şiddet Yasası İstiyoruz’ yazılı pankartlarla protestolarını İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne kadar gerçekleştirdikleri yürüyüş ile gösterdi.

Binlerce eğitimci sloganlar atarak kolluk kuvvetlerinin yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde Şehreküstü Meydanı’ndan İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasının önüne kadar yürüyüş gerçekleştirdi.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde sendikaların ortak basın açıklamasında ilk olarak Eğitim-Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem konuştu.

Erdem, eğitimde şiddet yasasının çıkarılması gerektiğini ifade ederek, “Çok öfkeliyiz isyandayız. Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerinde her gün can kaybımız artıyor. Öncelikle kabul etmek gerekir ki, başta Milli Eğitim Bakanı olmak üzere tüm yetkililer sorumludur. Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim sorunlara çözüm üretmek yerine karşısında tek muhatap olan yıllardır yaptığımız eylemlere rağmen Milli Eğitim Bakanlığı acilen görevinden vazgeçip bizlere sendikalara sorarak bir şiddeti görenler ortaya çıkarmalı, eğitim emekçilerinin okula eğitime ve toplumsal yaşam desteğini içeren öğretim programını hazırlayın. Eğitim başta olmak üzere tüm meslektaşlarımıza ve eğitim camiasına başsağlığı diliyor, şiddete son verilmesini ve can güvenliğimizin sağlanması için eğitimde şiddet yasasının çıkarılmasını talep ettiğimizi dile haykırıyoruz” dedi.

‘CAN KORKUSUYLA ÇALIŞMAK İSTEMİYORUZ’

Hürriyetçi Eğitim Sen Bursa 2 Nolu Şube Başkanı Selahattin Gürses, “Birkaç gün önce İstanbul’un göbeğinde bir okulda katledilen öğretmenimizi rahmetle anıyor, kendisine Allah’tan rahmet diliyor, ailesine ve biz eğitim çalışanlarına başsağlığı diliyorum. Artık yeter can korkusuyla çalışmak istemiyoruz. Can güvenliğimiz sağlansın, gerekli tedbirler alınsın. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak sadece bizlerin gösterilmesi ve idarecilerin velilerine sürekli olarak karşı karşıya kalması işte bu olayı doğurmuştur. Bu ülkede, okulda öğretmen öldürüldü. Bu ülkede odasında bir okul müdürü öldürüldü. Öğretmene saygı duyulur” şeklinde konuştu.

‘ÖĞRETMEN ÖLÜRSE SEVGİ ÖLÜR’

Hürriyetçi Eğitim Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Sedat Gençler Milli Eğitim Bakanı’na seslendi. Gençler, “Öğretmen ölürse silgi ölür, sıralar ölür, ziller ölür, öğretmen ölürse sevgi ölür, hüzün ölür, geçmiş ölür, bugün ölür, yarın ölür. Eğer öğretmen ölürse sen ölürsün, ben ölürüm. Cumhuriyeti öğretmeyi elli altı yıllık eğitim için İbrahim Öğretmen 74 yaşındayken halen çalışıyordu. 3 gün önce makamında katledildi. Artık bıçak kemiğe dayanmadı. Bıçak kemiğe saplandı. Eğitimcileri şiddetin merkezi ve hedefi haline getiren uygulamaların bir an önce son bulması, caydırıcı eylemlerin bir an önce alınması, öncelikli olarak siyaset kurumunun ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın acil işi olmalıdır. Sadece ateş düştüğü yeri yakmasın. Her gün yeni bir şiddet olayına maruz kalan eğitim çalışanlarına uyanarak bu meseleyi dert edinmeyen Milli Eğitim Bakanlığının duyarsızlığı iki gün önce İbrahim Hocamızın cenazesi vardı, toprağa verildi. Ruhun şad, mekanını cennet olsun. Toplumun her kesimi oradaydı falan önde yer alması gereken Milli Eğitim Bakanı cenazede yoktu. Dirimizde yoksun, ölümüzde yoksun. Sen ne zaman yanımızda olacaksın. Bizlere üç kuruşluk hayatı reva görenler, bir bir darp edilmenizi, ölmemizi seyredenler var. Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız. Ama çocuklarımıza aydınlık yarınlar bırakacağız” ifadelerini kullandı.

‘İBRAHİM ÖĞRETMENİ ÖLDÜRMEK İÇİN TETİĞİ ÇEKEN EL SİZİNDİR’

Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, “İbrahim öğretmenimizin acısını yüreğinde hisseden, okulların kapısına kilit vurarak, meydanlara koşan artık yeter değil isyandayız diye öfkesini haykırmak için alanları dolduran ey zevkçisi dostlarım, dayanışmanızı selamlıyorum. Üç gün önce bu ülkede görevi başında bir öğretmen daha öldürüldü. Bu ülkede bir bir öğretmen daha görevi başında öldürüldü. Üzgünüz, acılıyız, öfkeliyiz ama en çokta bu eli yaratanlara eğitim çalışanlarını baskı ve şiddetin kıskacına alanlara, liyakatsizlere, idari baskılarla yıldırdıkları yetmezmiş gibi bir de öğretmenleri, velilerin önüne atanlara, öğretmenlere, toplum önünde saygısızca, sözler sarf edenlere, ben de üzerim diyenlere sesleniyoruz. Ve gerçeği biliyoruz. Üç gün önce İstanbul’da İbrahim öğretmeni öldürmek için tetiği, çeken el sizindir. Daha dün Bursa’da, Sivas’ta memleketin dört bir yanında börek ve yumruk atan bu ev sizin evinizdir. Bu bir alın yazısı değildir. Onların yarattığı yeni Türkiye’dir. Cehaletin övündüğü, eğitimin niteliksizleştiği yeni Türkiye’dir. Biz eğitim olarak okullarda bilim ve laik eğitim anlayışı yeniden hakim oluncaya kadar Atatürk’ün emaneti çocuklarımıza hak ettikleri nitelikli, laik, bilimsel, çağdaş eğitimi sağlayana kadar öğretmenlik mesleğini hak ettiği toplumsal saygınlığa ulaşıncaya kadar eğitimde şiddet yasası çıkıncaya kadar mücadele edeceğiz. Ve bu dayanışmayı hep birlikte büyüteceğiz. Bugün Bursa’da ve Türkiye’de meslek onuruna sahip çıkmak için, okulların kapısına kilit vurarak, alanları dolduran tüm meslektaşlarımı kutluyorum” diye konuştu.