0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Haber: Umut Kutluca
Kamera: Fırat Yıldırım

Bursa’da Atatürkçü Düşünce Derneği’nin BAOB’ta gerçekleştirdiği ‘Yeniden Kemalist Cumhuriyet’ temalı ‘Bin Yılın Devrimi 100 Yaşında’ konferansına katılan Emekli Büyükelçi, ADD Bilim ve Dayanışma Kurulu Üyesi Onur Öymen, programın ardından enbursa.com’a konuştu.

Dışişleri Bakanlığı’nda uzun yıllar bürokrat olan ve ‘Deniz Baykal’lı CHP döneminde etkin olarak siyasette bulunan Öymen, Türk dış politikasından 1 Mart Tezkeresi’nin kabul edilmemesiyle ortaya çıkan sonuçlara, Kardak krizinden 50+1 sistemi ve anayasa değişikliğine kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

‘HAREKET VE JEST İLE DIŞ POLİTİKA YÜRÜTÜLMEZ’

Türkiye’nin son süreçte dış politikasına yönelik değerlendirmelerde bulunan Onur Öymen şunları söyledi:

“Türk dış politikasının Atatürk’ten beri değişmez, sarsılmaz temelleri var. Burada bütün mesela, bu temelleri muhafaza etmek, Türkiye’nin çıkarlarını bu doğrultuda savunabilmektir. Dışişleri Bakanlığı’ndaki kadro değişikliklerinde ölçü ‘Mevcut olanı daha ileri götürebiliyorlar mı?’ sorusunun cevabında gizlidir. Bazen bir konuşma, bir hareket, bir jest tek başına yeterli değil.”

Dış politikada asıl başarı ölçütlerinin ülkenin refahıyla direkt bağlantılı olduğuna işaret eden Öymen, “Kıbrıs konusunda 2 devletli çözümü kabul ettirebiliyor muyuz? KKTC’nin tanınmasını sağlayabiliyor muyuz? AB üyelik sürecinde nerden nereye geldik? Türkiye’nin Yunanistan, Orta Doğu ve Balkanlarla ilişkilerinde güvenlik çıkarlarını koruyabiliyor musunuz? ABD ile olan ilişkilerde özellikle F35 konularında bir gelişme sağlayabiliyor musunuz? Asıl ölçüler bunlardır” ifadelerini kullandı.

‘TÜRKİYE’NİN GÜNEYDOĞUSUNDA ONBİNLERCE ABD ASKERİ OLACAKTI’

CHP’nin eski Genel Başkanlarından Deniz Baykal’ın Dışişleri Bakanı olduğu dönemde kendisinin de müsteşar olduğunu hatırlatan Öymen, “Dönemin en önemli konularından bir tanesi de Kardak kriziydi. Bu Türkiye açısından son derece başarılı bir örnek oldu. Siyaset yıllarında ise en önemli örnek 1 Mart Tezkeresi’nin reddedilmesi oldu. Burada CHP üzerine düşen görevi fazlasıyla yaptı ve tarihe geçen bir başarıya imza attı. Tabi burada bütün şeref payı bize ait değil. Bizimle birlikte oy veren AK Parti milletvekillerine de şükran borçluyuz” diye konuştu.

1 Mart Tezkeresi’nin geçmesi halinde Türkiye’nin güneydoğusunda onbinlerce Amerikan askerinin konuşlanacağını belirten Onur Öymen, “Türkiye Filipinler, Güney Kore, Almanya gibi ABD askerlerinin uzun süre çok sayıda asker bulundurduğu bir ülke olacaktı.  Dubai anlaşması konusunda da bizim çok ciddi tepkilerimiz oldu. Biz cumhuriyet boyunca para karşılığında siyasi taviz vermedik. Bu talebimizi de iktidar makul gördü ki anlaşma imzalanmadı.”

‘DEMOKRASİNİN BÜTÜN KURALLARI İŞLEDİ DİYEMEYİZ’

Onur Öymen, anayasa değişikliği ve 50+1 sistemine yönelik de önemli açıklamalarda bulunurken şunları söyledi:

“Halkın gerçek çoğunluğunun katılımının göstergesi açısında büyük önem taşıyor. Ancak halkın gerçek çoğunluğunun olmadığı bir oyla cumhurbaşkanı seçilirse o zaman ‘demokrasinin bütün kurallarını’ yerine getirmiş sayılmayacağız. Türkiye’nin yasaları demokrasiye ne kadar hizmet edebilirse, Türk demokrasisi de o kadar gelişir. Örneğin, ABD’de o süreçte iç savaş olmasına rağmen 1779 tarihinde kabul edilen anayasalarını değiştirmedi. Anayasaların çok sık değiştirilmesi ülkeleri zedeleyebilir. 1961 Anayasası’nda yaptığımız gibi anayasanın tamamının değiştirilmesi için Kurucu Meclis oluşturulması ve halk oyuna sunulması gerekir.”

DEMOKRASİ’DEN DİKDATÖRLÜĞE KİTABI!

‘Demokrasiden Diktatörlüğe’ kitabına da değinen Öymen, “Kitapta sadece Türkiye değil, Eski Yunan ve Eski Roma’dan beri tarihten çok sayıda ülkeden örnekler veriyoruz. Bazı kesimlerde ‘Batı bizden her konuda çok iyidir’ diye bir anlayış var ancak biz bu kitapta bunun öyle olmadığını anlatıyoruz. Örneğin Eski Yunan’da kadınların, kölelerin oy hakkı yok. Normalde devlet başkanları 1 yıllığına seçilirken Perikles 27 yıl görev yapıyor. Norveç’te de seçilmiş krallar var. ABD’de 65 yıldan fazla bir taraftan ‘bağımsızlık bildirgesi’ yayınlanıyor bir taraftan da kölelik sitemi devam ediyor. Kitapta, nerede ileri gittiğimizi nerede geride kaldığımız anlayabilmek için hem Türkiye’yi hem dünyayı anlatıyoruz” dedi.