0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Mitinge katılan 35 Genel Başkanı, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, CHP Milletvekilleri sahnede vatandaşı selamladı.

“İŞÇİMİZİN EKMEĞİ KÜÇÜLÜRKEN, İŞVEREN SERVETİNE SERVET KATMAYA DEVAM EDİYOR”

Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, işçilerin taleplerini sıralayarak konuşmasına başladı. Ağar, “Bugün işçinin emekçinin bayramı. Dayanışmanın, örgütlenmenin, işçinin sesinin, meydanları inleten bir bayram, bizim bayramamız. İşçinin, emekçinin sorunlarının, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin, taşeron işçilerinin bitmeyen çilelerin yaşadığı sorunların anlatılacağı bir gündür. Bütün bu sorunlar devam ederken, örgütlenmenin önündeki sorunların kaldırılması için mücadelemizi aynı kararlılıkla sürdüreceğiz. Unutulmasın ki Türk işçisi devletin yanında, ekonomik sorunlarla baş etmek için elinden geleni yapan bir karaktere sahiptir. Buna rağmen işçilerimiz, iş kazalarında ölmeye devam ediyorlar. Biz canımız pahasına çalıştırılmak istemiyoruz. Önce salgın, sonra deprem şimdi de ekonomik krizle boğuşuyoruz. Hayat biz işçiler için git gide zorlaşıyor. Gelir dağılımının bozulduğu, zenginin daha zengin olduğu bu sistemin değişmesini istiyoruz. İşçimizin ekmeği küçülürken, işverenler servetlerine servet katıyorlar. Bu konudaki taleplerimizi her platformda aktardık. Devletimiz taleplerimizi duydu ama hala çözüm bulamadı. İşçinin, emekçinin aldığı zamların vergiden dolayı hiçbir anlamı kalmamıştır” ifadelerini kullandı.

“TAŞERON İŞÇİLERİN KADROLAŞMASINI, ASGARİ ÜCRETİN YÜKSELMESİNİ İSTİYORUZ”

Ağar, “Türk-İş olarak kazandığımız taşeron zaferine rağmen kamuda hala taşeron işçi çalıştırılmaya devam ediyor. Farklı muameleye tabii tutuluyorlar. Kamuda çalışan bütün yasal işçilerin kadrolara geçirilmesini istiyoruz. Son taşeron işçisi kadroya geçirilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. 2024 yılı 1 Mayıs’ın da bir kez daha vergide adaletin sağlanmasını, örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını, asgari ücretin yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını, yükseltilmesini, tüm haklarımızın geliştirilmesini, iş güvenliğinin sağlanmasını, taşeron işçilerinin kadrolaşmasını istiyoruz. Önümüzdeki yıl umarım bahsettiğimiz sorunların giderildiği çok daha coşkulu 1 Mayıs’ın kutlanmasını sağlarız. Yaşasın 1 Mayıs!” şeklinde konuştu.

“BU UCUBE SİSTEMİ BİR AN ÖNCE DÜZELTİN”

Bursa’dan tüm işçilere seslenen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, “İşçiler çalışma hayatının merkezidir. İşçinin emeği her yerdedir. Oturduğunuz evde, bindiğiniz arabada, yediğiniz ekmekte işçi var. Her yerde var olan işçiler çoğu zaman hak ettiğini alamaz, kıt kanat hayatını sürdürmeye devam eder. Sendikal örgütlenmeden mahrum kalır, bu benim ülkemde gerçek olan bir tablo. Sendikalar, hayata başlarken, memur olacağım, öğretmen olacağım diye hayata başlamıyorlar. İşçi kimden olur? Ekonomik sıkıntı çekenden olur. Ben belediye işçisiyim, maden işçisiyim, gıda işçisiyim, metal işçisiyim. Biz emekten yanayız. Türk-İş kurulduğu günden bu yana ülkesinden yana sonrasında temsil ettiği işçilerden yanadır. Her alanda bedel ödemeye devam ediyoruz. Vergiyle ilgili 12 ay çalışıyoruz. Bir bölümü 11 ay, bir bölümü 10.5 ay maaş alıyor. Ülkeyi yönetenlere sesleniyorum. Bu ucube sistemi bir an evvel düzeltin. Kanun meclise gelene kadar her sokakta olacağız” diye konuştu.

“VERGİ, TAŞERON KONUŞUYORDUK, ENFLASYON ÜLKEYİ DARMADAĞIN ETTİ”

Başkan Atalay, “Bu mücadeleyi vermezsek, temsil ettiğimiz insanlar bedel ödemeye devam eder. Bursa’da Türk-İş’in 106 bin üyesi var toplamda 500 bin kişilik aileyiz. Bursa’da 800 bine yakın çalışan işçi var. Ailesiyle birlikte sayı 1.5 milyon üzerinde. Biz küreği aynı istikamete çekersek bu sorunları çözeriz. Bunun öncüsü benim buradaki Genel Başkanlarım, Türk-İş ve tüm sendikalar olacak. İşçi istediği takımı tutmakta serbest. 1 yıl önce seçim oldu tablo başka 1 ay önce seçim oldu tablo başka. İşçinin örgütlenmesine siyaset, patron, müdürler karışmasın. İsteyen istediği yere üye olsun. 4 ay önce gündem başkaydı, şimdi başka. Vergiyi konuşuyorduk, taşeronu konuşuyorduk ama enflasyon ülkeyi darmadağın etti. Öyle bir noktaya geldik ki asgari ücret düzeyine yakın bir ücret alıyoruz. Bu kabul edilebilir bir tablo değil. Ocak ayında sözleşmeler başlıyor. Sendikalar işçiler ne derse bunu yerine getirmek mecburiyetindeyiz” dedi.

“10 BİN LİRA İLE 17 BİN LİRA İLE 10 GÜN GEÇİNEMEZSİNİZ”

Atalay, “Yarım asırdır bu ülkede aynı sorunları anlatmaya devam ediyoruz. Vergi, taşeron, asgari ücret, staj mağdurları bunlar bu ülkenin meselesi. Beraber olmak zorundayız. O kapının önünden ayrılmayacaksınız. İşçiler işe girene kadar o kapının önünde duracaksınız. Gündemde asgari ücret var. Zam var mı diye soruyorlar? 5 işçiden 4’ü asgari ücretli. Yılda 2 kere olsun 18 bin olsun dediler bunu imzalamadık. Yine aynı noktadayız. Enflasyon öyle bir noktada ki küpün altı akıyor. Asgari ücrete zam yapılmalı ve enflasyon durdurulmalı. Ülkede 10 milyonu aşkın işçi emeklisi var. 10 bin lira para alıyorlar. 10 bin lira ile 17 bin lira ile 10 gün geçiremezsin. Bu parayı alın 10 gün geçinin. Cambaz olsanız bu meseleyi çözemezsiniz. Üniversite mezunu tekniker çay dağıtıyor. Seçimin birinci sebebi hayat pahalılığı. İnsanlar geçinmekte zorlanıyorlar. Biz bu ülkenin yüzde 60’ıyız. Meclise bakıldığında bir tane işçi sınıfı göremezsiniz. Meclise girmezsek gençler bu mecliste 50 -60 vekil olmazsa biz bu sorunları çözemeyiz. İşçiyle ilgili yeni bir anayasa düzenlemesine ihtiyacımız var. Mahkemeye gidiyorsun, 7 sene sürüyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Bizle ilgili yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Yasal bir düzenleme yapılmadığı müddetçe bu sorunları kürsüden anlatmaya devam ediyoruz” ifadelerinde bulundu.

“SENEYE İSTANBUL’DAYIZ”

Atalay, bir sonraki 1 Mayıs’ı İstanbul’da kutlayacaklarını açıklayarak, “Seneye orada mücadelemizi göstereceğiz. İsteyen istediği yerde kutlasın” diyerek İstanbul Taksim’in kutlamalara kapatılmasına da vurgu yaptı.